Muharrem İnce, iki hafta kadar önce bir özel televizyon kanalında soruları cevaplarken, ağzından “Üç seneye kadar...” diye bir laf kaçırdı...
Ne olacakmış üç seneye kadar?
Seçim olacakmış...
Kendileri de “gümbür gümbür” iktidara gelecekmiş.
Kemal Kılıçdaroğlu’yla genel başkanlık yarışına giren, “Ben aday olmam... Kemal Bey lütfen çekilsin... Ya da imzalar tamamlansın, olağanüstü kurultaya gidilsin, ben elimi soğuk sudan sıcak suya vurmayayım” demeye getiren kendi çapında kurnaz Muharrem İnce’nin hedefinde “üç sene sonra yenilenecek” Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak var.
Seçime, CHP genel başkanı olarak girmek istiyor...
Çünkü genel başkanlar (kendi ifadesine göre), aynı zamanda doğal Cumhurbaşkanı adayı.
Önce genel başkan “yapılacak”, sonra da adaylığını koyacak.
Kazanacak...
Kendisi öyle söylüyor: “Kazanacağım...”
Özgüven sahibi olmak iyidir. Halkın, bu tür özgüven gösterilerine sempatisi var... İnsanoğlu, sonuçta, etkilenen bir varlık... İnce’nin desteksiz atışlarından da mutlaka etkilenenler çıkacaktır.
Fakat “üç sene sonra” vurgusunu anlayamadım.
Seçimler beş yılda bir tekrarlandığına/tekrarlanacağına göre, İnce’ye “üç sene sonra” dedirten şey nedir?
Bir “enformasyona” ya da “istihbarata” dayalı olarak mı konuşuyor?
Muhtemelen böyledir.
Seçim kampanyası sırasında da, birkaç kez, “üç sene sonra” demişti...
Kimsenin dikkatini çekmedi ama Muharrem İnce’nin üç sene sonra seçimin tekrarlanacağına (seçimden önce de Erdoğan’ın bırakıp kaçacağına) güveni tam...
Bu son derece iddialı ve spekülatif açıklama, benim aklıma kimliği meşkuk “Amerikalıları” getirdi.
İnce, biliyorsunuz, kendisini arayıp “Fetullah’ın iade dosyasında eksikler var” diyen Amerikalıların kimliğini 24 Haziran’dan sonra açıklayacağını söylemişti.
Sözünde durmadı.
Mezkûr televizyon programında bu sözü yeniden hatırlatıldı kendisine.
Hayır, açıklamayacakmış.
Çünkü son dakikada bir şey olmuş, o Amerikalılar, “Şimdilik dursun, sakın açıklama” demişler.
Niye şimdilik dursun?
Ne var ki?
Son dakikada ne olmuş olabilir ki?
O Amerikalılar, dünya dengelerini değiştirecek hayatî bir sırrı mı ifşa ettiler ki, kimliklerinin açıklanmasından endişe ediyorlar,“Sakın açıklama... Şimdilik dursun” diyorlar?
İnce’ye emanet ettikleri, sonuçta, kıytırık bir bilgi... “İade dosyasında eksikler var” demişler. Hepsi bu... Kimlikleri açıklansa ne olur, açıklanmasa ne olur?
Diyorum ki, İnce’nin gözü gibi koruduğu bu Amerikalılar, başka bilgiler de mi emanet ettiler?
Mesela, “Sabret, ekonomik krize yatırım yapıyoruz?” demiş olabilirler mi?
Muhtemeldir...
Benim aklıma da başka bir ihtimal geliyor:
FETÖ kanallarında döndürülen tevatüre göre, üç yıla kadar bir şeyler olacak (ne olacaksa artık) “tutsaklar” (yani darbeciler) hürriyetlerine kavuşacak...
Gerçekten bir şey bekledikleri için mi, yoksa içeridekilerin çözülmesini önlemek için mi bu balonları uçuruyorlar, bilemiyorum...
Bir beklentiye dayalı olarak böyle konuşuyorlarsa, Muharrem İnce’yi arayan “Amerikalılar”, mutlaka “Amerikalı” kılığına girmiş FETÖ’cülerdir.
Ki, artık evlerine ve ofislerine Amerikan bayrağı asıyorlar.
Mutlaka onlardır.
Şimdilik kayıtlara geçsin. Bekleyelim.
Kokusu nasılsa yakında çıkacaktır!