Türkiye’den Suriye’ye doğru öyle bir pınar akıyor ki, umutları yeşertiyor, güven bahçelerine hayat veriyor ve kirleri, zararlı olanları sürükleyip götürüyor.
Evet, Türkiye asırlık düşmanlarına meydan okuyor.
Bu meydan okumada; samimi vatan evlatlarının, siyasî muhalefet anlayışını bir kenara bırakan makul insanların, büyük çoğunluğun “hepimiz Türkiye’yiz”, “başka Türkiye yok” haykırışı var.
İşgalden bahseden HDP’nin başını çektiği çatlak seslere, artık kim oldukları, kime hizmet ettikleri ortaya çıkmış zavallıların suskunluğuna bakmayınız.
Aziz milletimizin inancına, kültürüne, tarihine yakışan askerî harekât, 4. gününde sadece cephede değil, içimizde, millet varlığımızda yeni yollar açıyor.
Türkiye; ötekinin, berikinin ne dediğine aldırış etmeden kararlılığını ortaya koydu.
Mehmetçik, Fırat’ın doğusunda ilk defa kullandığı milli silahlarla sadece bir destan yazmıyor. Türkiye; Batı’nın, Haçlı zihniyetinin iki asırlık saldırılarına, sinsi işgal planlarına tarihî bir cevap veriyor, kirli hesaplarına meydan okuyor.
15 Temmuz’da taşeronları FETÖ’ye, şimdi de taşeronları PKK’ya haddini bildiriyor.
Barış Pınarı, Türkiye’nin gerçek dostlarını ve düşmanlarını bir daha gösterdi.
Sayın Cumhurbaşkanının işaret ettiği gibi bölgemizde tek meşru güç Türkiye’dir. Türkiye, sadece güvenliğini, komşularının toprak bütünlüğünü, bölgemizde barışı savunurken herkes menfaatinin peşinde.
Suriye ile sınırı olmayanların; bölgemizde bulunmalarının, menfaat hesapları dışında bir izahı var mı?
Bölgemizde meseleye, insanî açıdan bakan Türkiye’den başka bir güç var mı?
4 milyona yakın Suriyeli sığınmacılara bağrını açan Türkiye’dir. Onlara, “dara düştünüz, hepimiz insanız, bizim de başımıza gelebilirdi. Size bugün insanlığımızı göstermezsek, bugün komşuluk hukukunun hakkını vermezsek insanlığımızı, Müslümanlığımızı ne zaman hatırlayacağız” diyen Türkiye’dir.
Fırat’ın doğusuna girerken; “sığınmacıları tıpkı Afrin’de, Cerablus’ta olduğu gibi evlerine döndüreceğiz. Evi olmayanlara ev yapacağız. Okullar açacağız, üniversiteler kuracağız, onlara hasret kaldıkları huzuru, güveni temin edeceğiz” diyen Türkiye’den başka bir ülke var mı?
Kimileri, “bak Türkiye tek başına kaldı, kimse desteklemiyor” diye vıdı vıdı ediyor.
Ne yani, ABD, Avrupa, İsrail, Yunanistan, İngiltere, Fransa, Almanya bize karşı geliyor diye güvenliğimizi tehlikeye mi atmalıydık?
Türkiye ile hesabı olanlar, yükselen, güçlenen Türkiye’den rahatsız olanlar elbette bizi desteklemeyecek.
Ama eninde sonda o ülkelerdeki kamuoyları da, Türkiye’nin insanlığını, güven ve huzur peşinde olduğunu görecektir.
Türkiye doğru yoldadır. Türkiye haklıdır.
Tezviratlar, yalana dayalı algı çabaları, kirli propagandalar, Batı medyasının çifte standartlı, ikiyüzlü yaklaşımı bizi yolumuzdan döndüremez.
Son sözümüz de Fetih Suresi okunmasından rahatsız olanlara…
Dini hayattan uzak olanlar, milletimizin dualı mütedeyyin çoğunluğunun Fetih Suresi’ne neden sarıldığını bilmiyor.
Milletimiz daraldığında, sıkıntıları olduğunda, Allah’tan yardım istiyor. Bilhassa da bunu ülkemizin, devletimizin zor zamanlarında topluca yapıyor. İnsanlar birbirine Fetih Suresi’nin okunmasını hatırlatıyor, tavsiye ediyor.
Bu millet, imanının sağlamlığı, güzelliği ile nice badireleri aşmış bir millet. Duanın gücüne inanan bir millet…
Kendi milletini tanımayan, daha ağrını söyleyeyim kendini bu aziz milletten kabul etmeyenler ne bilsin bizim dualarımızı, yakarışlarımızı…