3 Ekim 2018’de terör örgütü FETÖ’nün Pensilvanya’daki merkezinde meydana gelen olayı unutmamışsınızdır.
“Fetullah Gülen’in de yaşadığı çiftlikte, silahlı korumalarından birinin, şüpheli gördüğü bir kişiyi uzaklaştırmak için havaya ateş açtığı” haberleri yerel medyada yayınlanınca, FBI çiftliği çembere alarak arama yapmıştı.
‘Siyah giyimli’ kişi bulunamadı.
FETÖ, “MİT’in içeri girmeye çalıştığını” öne sürdüyse de, FBI bunu doğrulamadı.
***
Araya bazı notlar alalım…
ABD iç soruşturma birimi FBI’ın FETÖ’nün ABD’deki yapılanmasına yönelik ilk soruşturmaları 2012’de başladı. Mart 2012'de Washington Post, “Gülen Hareketi'nin okullarını tamamen devlete finanse ettirmeyi başardığı tek ülke ABD” diye yazdı.
Operasyonlar ise Aralık 2013’te ABD medyasına yansıdı.
FETÖ’nün işlettiği Sözleşmeli Okullar’da (Charter School) yasadışı işlemler yapıldığı iddiaları üzerine FBI bazı okulları bastı, belgelere el koydu.
Örgüt bu okullar üzerinden milyonlarca dolar devlet desteği alıyor, paranın önemli bölümünü örgüte aktarıyor; devlete yüksek gösterdiği öğretmen maaşlarının bir kısmını ‘himmet’ adı altında geri alıyor; velilerin şikayetleri ‘rüşvetle’ kapatılıyordu.
Louisiana Eyaleti'ndeki ilk operasyondan sonra, bu okuları kontrol eden vakıf ve derneklerin tamamının tek merkeze bağlı olduğu ortaya çıktı; ardından ABD’deki 140’a yakın okul incelemeye alındı.
***
Bu inceleme büyük bir ‘ağ’ı ortaya çıkardı.
Bu okullar için ABD Hazinesi’nden para alan FETÖ vakıfları, FETÖ’cü lobi kuruluşlarına, şirketlere uzandı. Hepsi birbiriyle bağlantılıydı ve yöneticileri, ortakları çok sayıda senatör ve temsilci ile ‘seçim kampanyasına destek’ adı altında para, seyahat ve hediye ilişkisi içindeydi.
Bu ağ aynı zamanda, İsrail bağlantılı lobi örgütleri ve düşünce kuruluşları ile çok yakın çalışıyordu.
ABD dış istihbarat servisi CIA ile trafikleri vardı.
***
FBI, ‘yetki alanına’ giren iş ve ilişkilere yoğunlaştı.
Bu kapsamda en önemli adım 30 Ağustos 2018’de, FETÖ'nün ABD’deki en önemli kurumlarından Avrasya Amerikalılar Turkuaz Konseyi Başkanı Kemal Öksüz’ün Ermenistan'da yakalanması oldu.
ABD vatandaşı olarak ‘Kevin’ adını alan Öksüz'ün FBI tarafından aranma gerekçesi kritikti: “ABD Kongresi Etik Komitesi'ni sahte belgelerle kandırmak.”
Öksüz, 2013’te 10 Temsilciler Meclisi üyesi ile çalışanlarını ‘konferans’ gerekçesiyle Azerbaycan’a götürmüş, Kongre’ye ‘ziyareti sivil toplum kuruluşu’ olarak finanse ettiklerini’ bildirmişti. Ancak, masrafların bir petrol şirketine ödetildiği ve temsilcilere onbinlerce dolarlık hediyeler verildiği ortaya çıktı.
ABD’nin en çok satan USA Today gazetesi, FETÖ’cü kuruluşların Kongre üyeleri ve çalışanlarını 2008'den itibaren 214 yurt dışı seyahate götürdüğünü; ancak bu kuruluşların ‘bildirilen’ 800 bin dolarlık faturayı karşılayacak gelirlerinin görünmediğini yazdı.
***
Ankara’da FETÖ’nün ABD’den iadesine ilişkin süreci yürüten kaynaklar ‘iyi şeyler’ olduğunu söylüyor.
Soruşturmalarda, ‘banka dolandırıcılığı, para aklama, vergi kaçırma’ gibi ağır suçlara dair kanıtlar da toplandığını anlatan FBI yetkililerinin, “Gülen Hareketi’nin karanlık yüzünü gördük” dediğini aktaran bir kaynağım, Ermenistan’da yakalanan Kemal Öksüz’e işaret etti.
Kaynağım bir şey daha söyledi.
“Pensilvanya’daki ‘silahlı kişi’ hikayesi, FBI’in FETÖ çiftliğine girmek için kullandığı bir şey olabilir.”
Zira FBI kaynakları, FETÖ’nün soruşturmaları bugüne kadar savuşturmasını ‘çok profesyonel destek almalarına’ bağlıyormuş. Anlaşılan artık ‘yaptıkları gizlenebilir olmaktan çıkmış’ ve artık FBI, CIA’e de ‘arkalarından çekil’ baskısı yapıyor.
Ermenistan Öksüz’ü muhtemelen bugünlerde ABD’ye iade etti.
Bakalım neler olacak.