Boşanma kararlarının arkasındaki önemli nedenlerden biri de kişilik özellikleri açısından spektrumun iki ucunda olan eşlerin birbirlerini negatif ve sorunlu olarak algılamalarıdır. Bu kişilik özelliklerinden biri de sorumluluk veya sorumsuz olma meselesidir.
Sorumluluk duygusunun yüksek olması; vazifelerini yerli yerinde yapmak, hayatın gerekleri için sürekli bir çaba içinde olmak, çok çalışmak, işlerin aksamaması için alarm halinde olarak önlem almak şeklinde tanımlanabilir. Sorumluluk duygusunun düşük olması veya sorumsuz olma hali ise; hayat vazifelerine karşı duyarsız olmak, çalışmaktan çok rahat olmayı seçmek, sorunların gidişini önemsemez görünmek, işten çok eğlenceye düşkün olmak, çalışmaktan çok boşta kalmak olarak tanımlanabilir.
İnsanlar sorumluluk hissetme ve eyleme geçme açısından spektrumal dağılırlar. Bir uçta aşırı sorumlu kişiler, yanında sorumlu kişiler, ortada ortalama sorumluluk duygusu olanlar, diğer tarafta sorumsuzlar ve spektrumun bu ucunda ise aşırı sorumsuz kişiler bulunur.
Sorumluluk açısından aşırı uçlar boşanma eğiliminde
Eğer eşlerden biri kişilik özelliği olarak aşırı sorumluluk duygusuna sahipse, diğer eş spektrumun diğer ucunda sorumsuz veya aşırı sorumsuzsa ikisi de birbirini olumsuz algılayacaktır. Aşırı sorumluluk tarafında olan diğerini güvenilmez, evlilik ve çocuklarla ilgili üzerine düşen görevleri yapmaz, aylak ve boş kişi olarak görür. Spektrumun sorumsuz tarafında olan kişi ise diğer tarafı aşırı ciddi, tahammülsüz, zorlayıcı, kontrolcü ve çalışma manyağı olarak değerlendirir. Kendi perspektiflerinden geliştirilen ve kendini haklı diğerini sorunlu gören bu iki uçtaki farklı bakış açıları çiftleri boşanma sürecine götürür. Eşler boşanma gerekçelerini “eşim sorumsuzun tekiydi, sorumsuzluğuna ve vurdumduymazlığına dayanamadım” veya “eşim zor biriydi, rahat değildi, sürekli beni sıkıyordu, evlilikte rahat yüzü görmedim” diye açıklarlar.
Sorumluluk açısından iki farklı uçta evlilik gerekçeleri
Evlilik aşamasında kişiler daha çok kişilik olarak kendilerine benzeyen kişilerle evlenmek eğilimindedirler. Fakat âşık olma gibi duygusallık, güzellik yakışıklılık gibi beğeni veya dindarlık gibi yaşam felsefesi uyumu üzerinden evlenebilirler. Evlilik gibi yakın ilişki döneminde ise sorumluluk açısından iki uçta olmak sorunlar yaratır. Bu kişiler nadiren ilişkiyi yönetmenin bir yolunu bulurken çoğunlukla ya çalkantılı ve çatışmalı bir ilişki içinde kalırlar ya da boşanma eğilimine girerler.
İdare etme ve kabul
İşin kötüsü sorumluluk açısından ılımlı farklılıkların yönetiminde terapistler daha etkili iken, aşırı uçta eşlerin uyumlu ve sorunları idare edebilir veya yönetebilir hale gelmelerine yardımcı olmaları daha zordur. Çünkü aşırı uçtaki kişilik özellikleri için çare idare etmenin / yönetmenin yanında aynı zamanda “kabul” edebilmektir. Seçim yaparak kabul edebilmek Mevlâna gibi geniş yüreklilik gerektirir. Bu da az insanın yapabileceği bir iştir.