Türkiye’de seçmenin önemli bir bölümü siyasi görüşüne göre saf tutar, ideolojik yakınlığına göre pozisyon alır. Parti tercihi, partilerin gündeme getirdiği konularda nasıl tavır takınıldığını da gösterir. Siyasi hareketlerin çekirdek kadroları ve doğal tabanları partinin çizdiği istikamette hareket ederler. Ülkenin genel gidişatı siyasi perspektifler üzerinden okunur.
Toplumun bir de fazla ideolojik olmayan ve siyasi angajmana girmeyen bir kesimi vardır. Onlar ülkenin genel gidişatını kendi kişisel beklentileriyle ele alırlar ve ‘güven ve istikrar’ motivasyonu onlar için daha belirleyicidir.
AK Parti iktidarı döneminde yaşanan seçimlerde iki motivasyon at başı gitmiştir.
Birincisi,demokrasi karşıtı vesayetçi/darbeci hareketlere ve hamlelere karşı demokratik tepki…
İkincisi,ülkenin kalkınması ve büyümesi için güven ve istikrarı gözetmek…
AK Parti, hem demokrasi mücadelesi vermiş ve milletin bu beklentisine tercüman olmuş, hem de ülkeyi büyütecek kalkınma hamleleri yapmış ve güven/istikrarı sağlamıştır.
16 Nisan Referandumuna bakarsak her iki motivasyon da güçlü bir şekilde varlığını koruyor.
Darbeci anlayışa son vermek ve demokrasiyi her türlü tasalluttan korumak da, güven ve istikrarı pekiştirerek kalıcı hale getirmek de doğrudan anayasa değişikliğiyle ilişkili…
Bu iki ana yol da EVET’e çıkıyor.
1960’da başlayan darbeci/vesayetçi anlayış 15 Temmuz’da farklı bir kukla ile kendisini ortaya koydu ve milletin şamarını yedi. Bu anlayışın son bulması ancak EVET’le mümkün.
Geçmişte farklı ideolojik grupları kullanarak Türkiye’yi uydu ülke olarak istedikleri eksende tutmayı başaran küresel odaklar 15 Temmuz’da FETÖ üzerinden hamlelerini yaptılar ama netice alamadılar.
Bu vesayet düzeni artık tarihe gömülmeli.16 Nisan üzerine hesap yapanlar, AK Parti’yi ve Erdoğan’ı sendeletmek ve vesayet düzenini geri getirmek istiyorlar. Buna sebep olmak büyük bir vebaldir.
AK Parti ve Erdoğan güven ve istikrarın sigortasıdır. Bugüne kadar onlara yönelen her türlü saldırı Türkiye’nin istikrarını hedef aldı.
Seçmenin istikrar üzerinden tercih kullanan bölümü hangi sonuçla istikrarın devam edeceğini iyi hesaba katmalı…
Görünen o ki, EVET sonucu ekonomi çevrelerinin istikrar algısını güçlendirecek. Birçok yerli ve yabancı yatırımcı EVET ihtimali üzerine plan yapıyor. Borsa, döviz, faizler gibi birçok faktör de böyle bir siyasi atmosferde daha pozitif bir çizgide seyredecek…
İdeolojik ve politik angajmanla hareket etmeyen sıradan seçmenin istikrar parametresi üzerinden yaptığı hesap EVET’e çıkar…
22 Temmuz seçimleri hem demokrasi hem istikrar temasıyla AK Parti’yi büyüttü. 1 Kasım seçimlerinin ana motivasyonu da istikrarın bozulmamasıydı. 16 Nisan darbelere ve istikrarsızlığı karşı muhkem bir sistemin kurulması açısından bir milat…
1990’lı yıllarda iflas eden bir sistemin ite kaka yürütülmeye çalışılması beyhude bir çabadır. Eski Türkiye’den ne istikrar çıkar, ne güven, ne büyüme, ne bölgesel bir güç…
Daha AK Parti yokken gündemimizin ana konusu haline gelen bu sorundan artık kurtulmamız gerekiyor.
17 Nisan’da güven ve istikrarı pekiştirecek bir siyasi atmosfer ülkenin rahat bir nefes alması anlamına gelecek.
Evet, siyasi krizlere karşı güven ve istikrarı kalıcı hale getirmek için de, darbeci/vesayetçi anlayışa karşı ileri demokrasiyi güçlendirmek için de EVET…