Genç insanın 8 sorumluluğu yazı dizisine devam ediyorum. Daha önceki yazılarımda varoluşun anlamını kavramak, entelektüel bir zihin geliştirmek, ahlaklı ve erdemli davranışlar geliştirmek, sosyal bağlar inşa etmek, kendini geliştirmek, akademik ve mesleki kariyer kurmak, bedeni eğitmek ve sağlığı korumak başlıklarında yazmıştım. Bugün 8. sorumluluk olan “eşini bulmak ve evliliğini sürdürmek” konusunda yazacağım.
Erik Erikson insanın 8 evresi başlıklı teorisinde, genç yetişkinlik döneminin sorumluluklarından birinin başka biriyle yakın/duygusal ilişki kurmak olarak tanımlar. Bu dönemin patolojisi ise, yakın/duygusal ve bağlanma gerektiren bir süreçten kaçınmak olarak tanımlar.
Genç insanın sorumluluklardan biri de eşini bulmasıdır. Eş ilişkisi yakınlık, duygusallık ve bağlanma halinin zirvesidir. Bir eş ile yakınlık ve bağlanmaktan kaçınmak, evliliği kaldırılmaz bir sorumluluk olarak görmek sorunlu bir durum olarak kabul edilebilir. Bu hal “yakınlık korkusu”, “bağlanma korkusu” olarak adlandırılabilir.
***
Eş bulmanın farklı yolları: Eşini bulmanın kabaca iki farklı yolu var. Tanışmak veya tanıştırılmak. Tanışmak; kişinin eş adayını kimsenin evlilik görüşmesi ayarlaması olmaksızın bulması halini tanımlar. Tanıştırılma ise eş olmaları için ayarlanan bir görüşme ile bir araya gelmeyi tanımlar. Tanıştıran kişi, aile olabileceği gibi, arkadaş veya çöpçatan sitesi de olabilir.
Tanışma ve tanıştırılma yöntemlerinin kendilerine özgü avantaj ve dezavantajları vardır. Benim önerim iki yönteme de açık olmak şeklindedir. Önemli olan eşini bulmaktır. Nasıl bir araya gelindiğine aşırı önem atfetmek doğru değildir.
Evliliği sürdürmek: Eşini bulmak nasıl başarılması gereken bir sorumluluk ise bu ilişkiyi sürdürebilmek becerisini göstermek de diğer bir sorumluluktur. Bir kişiyi sevmek, ona bağlanmak ve onunla evlenmek, bu ilişkinin iyi gideceğinin mutlak garantisi değildir. Bir arada yaşamanın, ortak bir hayatı sürdürmenin kendine özgü dinamikleri vardır. Ortak yaşam sürdürebilme becerileri olmaksızın, ilişkiyi sağlıklı sürdürmek kolay değildir. Evlilik ilişkisi kendiliğinden yürüyen bir ilişki değildir. Çaba ve emek gerektirir.
Evliliklerin ilk yılı ve ilk beş yılı boşanmaların en yüksek olduğu dönem. Evliliğin bu ilk dönemde hata yapma olasılığımız daha yüksek. Bu sebeple, bu dönemde eş ilişkisini etkileyen psikolojileri bilmek ve psikolojileri yönetme becerisi kazanmak önemli. Çünkü eş ilişkileri mutluluğumuzun kaynağı olduğu kadar, acının da kaynağıdır.
***
Eş ilişkisini sürdürme becerisi kazanmak: Eşle daha iyi bir ilişki kurabilme becerileri diğer beceriler gibi öğrenilebilir. Nasıl antrenman yapılarak spor becerilerimizi geliştirilebilirsek, nasıl çalışarak diksiyonumuzu düzeltebilirsek, nasıl çalışarak yeni bir dil öğrenebilirsek, nasıl çaba göstererek daha sağlıklı bir yaşam tarzı oluşturabiliyorsak, öğrenme ve çaba gösterme yoluyla eş ilişkilerini daha iyi sürdürebilir hale gelebiliriz.
Eş ilişkilerini nitelikli sürdürme becerilerini kazanmak için; kendimiz ve eşimiz üzerine düşünme, ilişkinin seyri üzerine düşünüp bir anlama çabası içinde olma ilk çabamız olabilir. Ayrıca bu alanda yazılmış bir kaç kitabı belirleyip, mümkünse eşle beraber, okumak ikinci bir adım olabilir. Beceri geliştirmenin başka bir yolu da, “eş ilişkisini güçlendirme eğitimine” katılmak olabilir.