Son kongrede CHP Parti Meclisi’ne giren bir bayanın tweetleri Kılıçdaroğlu CHP’sinin kimliğini ve kıblesini göstermesi bakımından önemlidir.
İstanbul İl Başkanlığı koltuğuna Kılıçdaroğlu tarafından oturtulan bir diğer bayanın yazdıklarıyla birebir örtüşen bu anlayışın, CHP’nin yüksek katlarında makbul addedilip baştacı edilmesi önemle not edilmelidir.
Her ne kadar her iki CHP’li bayan yönetici tweetlerini silmiş olsalar da burada önemli olan husus, bu şekilde düşündükleri bilinen şahısların Kılıçdaroğlu tarafından yüksek katlara yani temsil makamlarına oturtulmuş olmasıdır.
***
Sözü uzatmadan PM üyeliğiyle taltif edilen bayanın twitlerine gelelim ki ne dediğim anlaşılsın.
“Bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esad’ı tutarım” diyor.
Dikkat edin “savaşa hayır!” demiyor.
Doğrudan tarafını ortaya koyuyor.
Suriye’de PKK’ya karşı operasyon yapıldığında “savaşa hayır!” diyenlerin gerçekte taraflarını kimden yana yaptıkları ortada.
Kendi ülkesine karşı bir başka ülkenin diktatörüne alenen arka çıkan, kendi ülkesiyle bir başka ülke savaşa tutuşursa tercihini düşman ülkeden yana yapacağını söyleyen biri bugün CHP’nin yönetiminde.
Milletinin hür ve helal oyları ile seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan için “diktatör” diyen ve sabah akşam “diktatörlük rejimine hayır!” diyen birilerinin eli kanlı bir diktatöre ve diktatörlük rejimine arka çıkmaları ilginçtir.
Ve bunu da kendi ülkelerine düşmanlık temelinde ortaya koymaktadırlar.
Bu anlayışta olanların milletin değerlerine düşman olmaları o yüzden hiç de şaşırtıcı değil.
Bakın neler diyor pervasızca:
“Kapıda oynayan çocuklardan rahatsız olunca kızgın yağ dökem mi üstlerine? Ya da uykumdan uyandıran ezan için camiyi basıp imamı mı keseyim?”
Görüyor musunuz ne kadar da barışsevermiş (!) bu bayan!
Aklına hemen gidip kesmek veya kızgın yağ dökmek geliyor!
“O ezanları ki şehadetleri dinin temeli ama BENİM yurdumun üstünde ebedi inlemesin artık nolur ya! Resmen ağzıma ağzıma okunuyor her sabah.”
“Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim ‘şehitler ölmez vatan bölünmez’den tiksindiğim kadar.”
Biz de bu anlayışınızdan tiksiniyoruz lakin bu anlayış mensuplarının da kendilerini özgürce ifade etmeleri gerektiğine inanıyoruz.
Aklımıza bu “milletin değerlerine düşman” anlayış mensuplarının üzerine kızgın yağ dökmek veya gidip boğazlamak gelmiyor asla.
Bunu aklının ucundan geçirenleri tasvip etmediğimiz gibi bunu yapanları da lanetleriz.
Ama eleştiri hakkımızı sonuna kadar kullanırız.
Milletimizin değerlerine düşman bu zihniyete karşı demokratik mücadelemizi sonuna kadar sürdürürüz.
***
Şimdi merak ettiğim husus şu: Siz niye PM üyesi olur olmaz bu tweetlerinizi anında silme gereği duydunuz?
Aynı şeyi İstanbul İl Başkanı da yapmıştı.
Ve sonrasında derin bir suskunluğa gömülmüştü.
Bu mu ilkesellik?
Sözlerinizin arkasında duramayacaksanız adınıza ilkesiz ve omurgasız derler.
Bir siyaset veya makam uğruna dediklerinizin üstünü çizecekseniz veya dediklerinizin arkasında durmayacaksanız kişilik sorununuz var demektir.
Bu anlayış mensupları Allah muhafaza iktidarda olsalar demek ki ezanları susturacaklar, milletin değerlerini bastırma yoluna gidecekler...
Tıpkı tek parti döneminde yaptıkları gibi...
Ezan’ı Türkçeleştirdikleri ve savaş koşullarını gerekçe göstererek camileri ahıra dönüştürdükleri gibi...
Bu anlayışı yansıtan tweetlerini silme gereği duymalarını korkaklıklarına yormak kendileri için iltifat olur.
Bu yaptıklarına düpedüz takiyye derler.
İkiyüzlülük derler.
İlkesizlik ve omurgasızlık derler.
Esed’i tutan CHP’li parti yöneticilerinin ezandan ve şehadetten rahatsızlık duymalarını önemle not ediniz ki Erdoğan düşmanlığının gerçek sebebini de anlamış olasınız.