Soner Yalçın, her gün birini koyuyor köşesine, dilim dilim doğruyor..
FETÖ’nün kendisine yaşattığı mağduriyetin kredisini, böyle böyle bitirmeye kararlı herhalde..
Her kafasını kızdırana bir etnik çözümleme, bir mezhepsel bakış..
Bir geçmiş didikleme..
Akrabalık, komşuluk aidiyeti üzerinden yumuşak dokunuşlar..
Yakaladığı minicik bir detaydan içeri dalarak, kör karanlıkta el yordamıyla bir yerlere doğru ilerleme gayreti..
Demek ki bu tip yazılarla ikna olan bir kitle var hazır bekleyen..
Son olarak, (Daha doğrusu, sondan bir önce), Prof. Dr. Ergün Yıldırım’ı ‘FETÖ'cü’ ilan etmiş Soner Yalçın.. Yıllardır kitaplarını okuyan, yazılarından istifade eden biri olarak Ergün Yıldırım’dan FETÖ'cü çıkmayacağını biliyorum.. Okurları da pekâlâ biliyorlar elbette.. FETÖ'cü şöyle dursun, kendini ‘cemaat’ diye pazarlayan yapının asıl niyetini politik alana ilk taşıyan akademisyendir Ergün Yıldırım.. Herkes pozisyon kollarken, daha 2013 yazında; “…Cemaat kendi sınırlarını bilmeli ve siyasi alanda hegemonya kurma hedefinden uzak durmalı…”(14.08.2013 / Agos gazetesi mülakatı) dediği için fitneci bile ilan edilmişti.. “Sen hükümetle cemaatin arasını mı bozmaya çalışıyorsun?” diye suçlanıyordu.. Böyle bir adama ‘FETÖCÜ’ iftirası yapışmaz.. Ama haybeye Google bu yalan yanlış bilgilerle dolmuş olacak.. Bu arada.. Elbette Ahmet Hakan’dan;
“.. İskele Sancak günlerinden beri tanırım, Ergün’den FETÖ’cü çıkaramazsınız…” türü bir yazı beklemiyorum.. Neden yazsın ki?..
28 Şubat gazeteciliği
Bu toplumun değerlerine bir öfke kusulacaksa bunu ağırlıklı olarak Posta gazetesi üzerinden yapıyorlar.. Aynı gün mesela, ‘Hürriyet’ birinci sayfadan, ‘milli’ ve ‘yerli’ bir duruş ortaya koyabiliyor.. Ama Posta, 28 Şubat aklıyla çıkabiliyor.. Bunu bilinçsiz yaptıklarına inanmıyorum.. Dünkü Posta’ya bir bakın hele.. Sanırsınız 28 Şubat’ın kartel medyası..“Çarşaflı ablalar yürüme bandında”.. Neden bu haber?.. Neden?.. İçeriğine bakıyorsunuz, “.. karşılarında gazetecileri gören kadınlar, eşofmanlarının üzerine çarşaflarını giyerek spora öyle devam etti…” Yani orada o kadınlara bir söz verilmiş. Erzurum - Yakutiye Belediyesi tarafından anladığımız kadarıyla.. “..Burada spora gelirseniz sizi kimse rahatsız etmeyecek, güvende olacaksınız..” diye.. Bu hanımlar da bu söze güvenerek gelmişler. Ama peşinden belediye başkanı verdiği sözü tutmamış.. Ellerinde kameraları, fotoğraf makineleri olan bir grup adamı, spor salonuna kendi elleriyle sokmuş.. Posta gazetesi ise kadınların böyle rahatsız edilmesine tepki göstereceğine, eşofmanlarının üzerine çarşaf giymelerini haber yapmış.. Rahatsa vicdanınız, sorun yok..