Saat 18.17’de yazıyorum bu satırları.
Henüz sandık sonuçları yayınlanmamıştı.
Kimin kazandığı belli değildi.
Pek tabii bize ulaşan gayrı resmi sonuçlar vardı.
Zor bir seçimdi.
Lakin içim hep rahattı.
Liderimiz Erdoğan’ın kazanacağından hiç kuşkum yoktu.
Daha önce tek başına girdiği Cumhurbaşkanlığı seçimden yüzde 52 oyla çıkan liderimizin bu seçimde de zaferle çıkacağına en başından itibaren inandım.
İçimdeki ses Erdoğan’ın yüzde 51-54 bandında bir yere oturarak bu zorlu seçimde ipi göğüsleyeceğini söylüyor.
Hemen burada kişisel değerlendirmemi aktarayım.
Şayet Erdoğan yüzde 52’nin altında oy alırsa veya yüzde 52 oyla seçilirse kendi adıma bunun ciddiyetle değerlendirilmesi gereken bir konu olduğuna inanıyorum.
Bu konuda yapılacak bir muhasebe hem Erdoğan liderliği hem de AK Partimizin geleceği açısından hayati bir önem arz ediyor.
AK Parti’mizin oyları 1 Kasım’ın çok gerisine düşerse bu muhasebenin çok daha derinlikli ve çok yönlü yapılması kaçınılmaz hale gelir.
Bir iki puanlık düşüş tolere edilebilir ancak daha dramatik bir kayıp AK Parti’mizin kendini her anlamda yeniden gözden geçirmesi anlamına gelir.
Bu durumda yeni bir siyaset anlayışı ve yeniden bir yapılanma AK Parti’mizin geleceği bakımından zorunlu hale gelir.
AK Parti milletin partisidir.
Milletin verdiği uyarı ve mesaj doğrultusunda kendini yenileyen bir AK Parti eskisinden daha güçlü hale gelir.
Liderimiz Erdoğan’ın sırtında yükselen bir AK Parti gerçekliği yerine artık liderimizin sırtından yük alan ve liderimizin sırtını pek kılan bir AK Parti gerçekliğine ihtiyaç var.
Erdoğan sayesinde var olabilen bir AK Parti yerine Erdoğan’ı çok daha güçlü kılan bir AK Parti yapılanması yeni dönemin yeni siyaset anlayışıyla Türkiye’yi çok daha güçlü yarınlara taşır.
BİR UYARI
Sandıklar açıklanmadan önce sayın İnce’nin seçim sonuçlarına gölge düşürecek açıklamalar yapması talihsizlikti.
Erdoğan’ın sandıktan çıkması halinde sokağa oynayanlar yeni bir gezi senaryosunun altında kalırlar.
Hiç kimse aklından yeni bir gezi kalkışması geçirmesin.
Sokaktan iktidar devşirmeyi zinhar düşünmesin.
Referandumda olduğu gibi Erdoğan’ın az bir oyla kazanması halinde seçimlere hile katıldığı veya oyların çalındığı iddiası üzerinden sokakları harlamak isteyenler bilsin ki milli irade duvarına fena halde toslarlar.
Umarım herkes sandık sonuçlarına demokratik bir olgunlukla rıza gösterir.
Dilerim ülkesini seven herkes duyarlı davranır.
Demokrasimize gölge düşürmek ve ülkemizi karıştırmak isteyenlerin oyununu bozmak hem demokratlığın hem de vatanseverliğin bir gereğidir.
BİR ÖNERİ
Erdoğan’lı yeni dönemin siyaseti farklı olmalı.
Erdoğan liderimiz olsa bile herkesin Cumhurbaşkanıdır.
Dolayısıyla seçimi kazandığında millete yapacağı konuşma yerinin Külliye olması gerektiğine inananlardanım.
Parti yerine Külliye’nin seçilmesinin sembolik anlamı yanında rahatlatıcı bir işlevi olacağı kanaatindeyim.
Erdoğan’lı yeni dönemin siyaseti farklı olmalıdır.
“Biz birlikte Türkiye’yiz!” anlayışımız yeni bir siyasetin omurgasını oluşturacak biçimde ete kemiğe büründürülmeli.
Yeni siyasetin nasıl olması gerektiğinde daha çok konuşacağız.
Öncelikle parti olarak kendi içimizde.
O yüzden burada bu kadarlıkla yetinelim.
Hayırlı olsun Reis!
Kazanan Türkiye olsun!