Partiler milletvekili aday listelerini YSK’ya teslim ettiler. Listeye girenler, liste dışı kalanlar; sevinenler, üzülenler; yeni heyecanlar, yeni başlangıçlar…
Siyasetçinin doğasında hep ileriye doğru yürüme hissiyatı var, siyasetin doğasında ise bitmeyen bir değişim olgusu…
Hep söylenir siyaset bayrak değişimidir diye… Gelenler birilerinin yerine geldiklerini unuttukları için, yeni gelenlerin kendi yerlerini alacaklarını hesaba katmazlar. Oysa bayrak değişimi ve yenilenme olmadan siyaset ayakta kalamaz. Siyasetin doğal kanunlarına direnmeyen partiler kendilerini yenileyebildikleri oranda umut olmayı koruyabilirler ve topluma heyecan verebilirler.
AK Parti’nin (bu dönem listeye girmeyenlerle birlikte) 800’e yakın eski denebilecek milletvekili var. Yüzlerce belediye başkanı, yüzlerce il başkanı, gençlik ve kadın kolları başkanı… Büyük ve uzun soluklu bir siyasi hareket olunca bayrak değişimine katılanların sayısı da artıyor.
Bir partinin siyasi değişimi kadro değişimini de beraberinde getirir. Bu değişim, kadro dışı kalanların siyasetdışı kalması anlamına gelmez. Siyasetin ve devlet yönetiminin farklı kademelerinde farklı tecrübe ortamlarında misyon yüklenen büyük bir ekip üretmek anlamına gelir.
Örneğin AK Parti’nin milletvekili listeleri ciddi oranda değişmiş ama eski vekiller bünye içinde çok hayati roller oynamaya devam etmiştir.
AK Parti’nin ilk dönemde 363 milletvekili vardı 2007 seçimlerinde bu milletvekillerinin 203’ü liste dışı kaldı veya seçilemedi. 23’üncü dönemdeki 341 milletvekilinin 205’i seçilemedi. 24’üncü dönemdeki 327’i milletvekilinin 215’i, 25’inci dönemdeki 258 milletvekilinin 61’i yeni dönemde seçilemedi veya liste dışı kaldı.
Bu dönemde AK Parti’nin 317 milletvekilinin 148’i listelerde yer almadı.
AK Parti’de bir kişinin listeye girememesi ilelebet bir daha girmeyeceği anlamına gelmez. Örneğin bu seçimde geçmiş dönemlerde milletvekili olan ve sonrasında liste dışı kalan 31 eski milletvekili yeniden aday gösterildiler.
Bazı eski milletvekilleri halihazırda bakan yardımcılığı, yönetim kurulu üyeliği, il başkanlığı gibi görevler yürütüyorlar.
Sistem her zaman aşağıdan yukarıya tek yön dikey bir şekilde çalışmıyor. Bazen çift yönlü hareket ediyor. Bir dönem milletvekili olup sonra şehrinde kadın kolları başkanı, il başkanı olan siyasetçiler var. Teşkilatlardan vekilliğe, vekillikten teşkilatlara, sonra tekrar vekilliğe doğru böyle bir hareketin olması çok anlamlıdır.
Bunu şunun için vurgulamak gerekir: Bazı milletvekilleri listeye girmediğinde “acaba ne yanlışım var da liste dışı kaldım” gibi yanlış bir psikolojiye kapılabiliyor veya çevresinin baskısı altında kalabiliyor. Oysa bu tamamen parti yönetiminin ve liderliğinin bir planlaması, ülke ve parti menfaatleri çerçevesinde bir tanzimata gitmesidir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan AK Parti listelerinde çok kritik bir stratejik karar vermiş görünüyor. Başbakan dahil bakanların büyük bir kısmının listelerde yer alması Meclise ve AK Parti’nin milletvekili grubuna ağırlık vermek anlamını taşıyor.
Parti manifestosunda vurgulanan Güçlü Meclis-Güçlü Hükümet ifadesinin bir slogan olmaktan öte hayata geçirilmesi gereken hayati bir durum olduğunu böylece ortaya koymuş oluyor.
Meclis grubu zayıf kalırsa Cumhurbaşkanı seçilmek tek başına muhtemel sıkıntıları ortadan kaldırmaz. Cumhurbaşkanının arkasında güçlü meclis grubu olmalıdır.
Erdoğan verdiği bu stratejik kararla tüm ağır topları listelere koydu, seçmene “AK Parti Meclis’i önemsiyor siz de önemseyin” mesajı verdi. Kendisi Meclis grubuna önem vermeyen bir liderin halktan Meclis grubuna güçlü destek beklemesi anlamlı olmazdı.
Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi 26’ncı dönem milletvekilleri Kurucu ve Gazi Meclis’in ikinci bir kez tarih yazmasında önemli bir misyon icra etmişlerdir.
15 Temmuz kalkışmasına karşı hayatını ortaya koyan, anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine zemin hazırlayan, milletimiz için çok önemli kanunları yasalaştıran bu Meclis büyük bir alkışı hak ediyor.