Geçen Pazar yapılan olağanüstü kongrede Erdoğan tekrar partisinin başına geçti.
Erdoğan'ın her anlamda muhteşem olan dönüşünün ifade ettiği anlam üzerinde durmak lazım.
Ayrıca bu dönüşün yol açacağı siyasal sonuçların da yeni dönemde iyi analiz edilmesi gerek.
Erdoğan herhangi biri değil.
Bu ülkenin millet tarafından doğrudan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı.
Cumhurbaşkanlığına aday olduğunda AK Parti'nin genel başkanıydı.
Seçildikten sonra anayasal mecburiyet tahtında partisiyle ilişiğini kesti.
Bu elbette resmî bir formaliteden ibaretti.
Gerçekte Erdoğan'ın partisiyle ilişiği de, bağı da devam etti.
Çünkü Erdoğan, AK Parti hareketinin lideriydi.
Genel başkanlık ayrı bir şey, liderlik ayrı bir şey.
Nitekim sonrasında emaneten genel başkanlık dönemi başladı AK Parti'de.
Görünürde partili olmayan ama gerçekte partili bir Cumhurbaşkanı'ydı.
Tıpkı Özal ve Demirel gibi.
Demem o ki; anayasal bir mecburiyet, gerçeğin maskelenmesi gibi bir yanlışlığı bünyesinde barındırıyordu.
Maskeli dönem de, emanetçilik dönemi de bitti.
Emanet dönemleri, kim ne derse desin siyaseten sorunlu ve sıkıntılı dönemlerdir.
Özal ve Demirel'in ne tür ağır ve büyük sıkıntılar yaşadıkları biliniyor.
Demirel ve Özal'ın yaşadığı sıkıntıların birebir aynısını yaşamadı Erdoğan, ama hiçbir sıkıntı yaşamadığını söylemek de hilaf-ı hakikat olur.
Partisini ilk emanet döneminde karşılaştığı kimi zorluklar, Erdoğan'ın güçlü liderliği dolayısıyla fark edilmedi.
İkinci emanet dönemi ise sorunsuz geçti.
Binali Yıldırım'ın genel başkanlık emanetini tam bir dava adamına yakışır örneklikle üstünde taşıması, AK Parti siyasi tarihine düşülen en anlamlı kayıtlardan biridir.
Yıldırım'ın dava ahlakı ve sadakat duygusu, AK Parti tarihinde bir dönüm noktası oluşturmuştur.
***
Erdoğan'ın dönüşüyle parti içinde oluşabilecek çift başlılık ortadan kalktığı gibi devlet-hükümet ikiliği de ortadan kalkmış oldu.
Bundan sonra siyaset de, siyasal partiler gerçekliği de farklı olacaktır.
Eski tarz siyaset anlayışında ısrar edenler kaybetmeye mahkûm olacaklardır.
***
Erdoğan'ın dönüşünün doğurduğu yeni siyasal sonuçlar haliyle muhalefet partilerini de etkileyecektir.
Siyasal partiler düzeni süreç içinde değişecektir.
Bu sürece uyum gösteren partiler kalıcı olacaktır.
Siyaset güçlü bir demokratik rekabet zeminine oturacak ama bir o kadar da uzlaşmayı zorunlu kılacaktır.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminde diyalog ve uzlaşı belirleyici bir rol oynayacaktır.
Bu durumda ortaya çıkacak hükümet de bir partinin bildik hükümet modeli olmayacaktır.
Cumhurbaşkanı'nın partisi farklı bile olsa kendisinin ittifaklar dolayısıyla seçilmesini sağlayan başkaca parti ve kesimlerin de temsiline imkân sağlayan yeni bir hükümet modeli karşımıza çıkacaktır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir başka partinin adayına oy verenler, Meclis seçiminde tekrar kendi partisine oy vererek farklı bir Meclis temsiline de imkân sağlamış olacaklar.
O yüzden, Erdoğan'ın partisine dönüşü her bakımdan anlamlı yeni bir siyasi tecrübeyi önümüze koyacaktır.
Ayrıca siyasi sonuçları itibariyle bu yeni sistem, değişim gerekliliğini herkese dayatacaktır.
Kendini yeni sistemin gereklerine uygun olarak değiştirme becerisi gösterenler pekâlâ yeni sistemin kurucu aktörleri olabilme imkânına kavuşacaklardır.
Bu değişimin temelini de, toplumun geniş kesimini kucaklayacak yeni bir siyasal kültür ve pratik oluşturacaktır.
Erdoğan liderliği, başarı için çok büyük bir şans.
Lakin milletin referandumda verdiği mesaj doğru okunmaz ve sözünü ettiğim değişimler bahsinde AK Parti kendini yeni bir pratiğin üstüne oturtmazsa işler sanıldığı gibi kolay olmayacaktır.
Erdoğan'ın millet nezdindeki itibarını, kendi siyasi ikballeri için garanti görenler bilsinler ki millet artık farklı bir AK Parti ve AK Parti kadroları bekliyor.
Erdoğan'ın kongre mesajları bu dönüşün de, dönüşümün de ipuçlarını taşıyor.
Şimdi sıra o mesajları inançla ve cesaretle pratiğe dönüştürmeye geldi.
AKİF EMRE
Senin için kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Yokluğundan duyduğumuz/duyacağımız hüzün ise tarifsiz.
Dava adamlığı bahsinde de, tefekkür bahsinde de örnek kardeşlerimizden biriydin.
Yüreğini aklıyla buluşturan mümtaz bir şahsiyettin.
Seni kalbimizde ölümsüzlüğe uğurladık Akif kardeşim.
Rabbim mekânını cennet eylesin.
Ailene ve yakınlarına sabır-ı cemil niyaz ediyorum.