15 yıldır kesintisiz devam eden bir iktidarın ardından, iktidar partisinin yeni bir söz söylemesi, topluma yeniden umut vermesi ve ortak hedef belirlemesi zordur.
Bu açıdan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın ne söyleyeceği merak ediliyordu.
Pazar günü İstanbul’da sadece parti örgütüne ve tabanına değil tüm Türkiye’ye yeni bir söz söylemeyi, yeni bir hedef göstermeyi başardı Erdoğan.
Atatürk’ün koyduğu çıtayı bir seviye yukarı taşıyarak...
Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün geçen yüzyılın başında Türkiye’ye gösterdiği hedef “muasır medeniyet seviyesine ulaşmak” idi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni yüzyılın başında, yeni Türkiye’ye gösterdiği hedef ise “muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmak”.
Cumhuriyetin kuruluşuyla bütünlük ve devamlılık içermesi, geleceğe dönük olarak hedef büyütmesi manifestonun en önemli başlıklarından biriydi bana kalırsa.
Gerçekçiydi de. Savaştan yeni çıkmış, imparatorluk kaybetmenin travmasını yaşayan, yorgun, yoksul ve yaralı bir toplum için hedef ancak muasır medeniyet seviyesine ulaşmak olabilirken, kuruluşunun yüzüncü yılına yaklaşan ve söz konusu hedefe ulaşan bir ülke için hedef elbette ki o çıtayı daha yukarı koymak olmalıydı.
Neticede AK Parti iktidarları döneminde darbelere geçit vermeyen, vesayet odaklarını tepeleyen, demokratik kazanımlarını perçinleyen bir Türkiye oluştu.
Köle-efendi modellemesi üzerine kurulu siyasi ve ekonomik bağımlılığı aştı Türkiye.
Yerli silah başta olmak üzere pek çok alanda bağımsızlaşan ama dünya ile entegrasyonu daha da artan bir Türkiye var artık.
Bir anlamda, 15 Temmuz’a kadar olan evre “uyanış” ve “diriliş” idiyse “önümüzdeki dönem de Türkiye’nin şahlanış dönemi olacak, diyor Erdoğan, bunu vadediyor.
***
“Türkiye şahlanıyor” başlığıyla ilan edilen manifestonun alt başlıklarında ise hedef için gerekenler sıralanmış; “İrade, erdem, cesaret”.
“Şimdi yeni bir yolun başındayız” cümlesi AK Parti’nin seçim stratejisinin kilit cümlesi.
Vesayet altında, borç içinde, sinik, bıkkın ve kendine inançsız bir halde iken aldığı Türkiye’yi bugüne taşıyan, 15 yıldır iktidarda olan bir parti için yeni start çizgisi.
Zorlu bir zamanda, zorlu bir coğrafyanın ortasında tek istikrar adası bugün Türkiye… Üstelik küresel kuşatmayı yaracak, yenilenerek daha da güçlenecek bir iradeye ve potansiyele sahip.
Kendisinden oy isteyen adayları ve partileri şu ölçüt üzerinden değerlendirecektir seçmen:
Mevcut potansiyeli doğru değerlendirebilir mi yoksa ülkemin, ailemin, çocuğumun geleceğini ziyan mı eder?
Türkiye, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına hazırlanıyor.
AK Parti ise Türkiye için ikinci kez “adalet” ve “kalkınma” vaat ediyor.
Muharrem İnce, asansöre binemeyince
Muharrem İnce’nin son dramını gördünüz mü?
Daha CHP Cumhurbaşkanı adayı olarak takdim edilirken Genel Başkanın saygısızlığına uğramıştı kendisi.
Dün de CHP genel merkezde, yönetilemeyen bir asansör krizinin ortasında kalmış.
Sınırlı sayıda insanın binmesi gereken asansöre onlarca CHP’li binip, alarma rağmen kimse inmeyip öylece bekleşince…
Asansör kapısının yanına bir yere ilişen CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İnce de “bari ben ineyim” demiş.
İnmiş ama çare olmamış. Yine binmiş, yine durum değişmemiş. O da dayanamayıp “CHP’nin niye iktidar olamadığı buradan belli” diye isyan edivermiş!
Seçilse ülke yönetecek bir parti ve aday için ne gerçekçi bir jenerik!
Kim inanır artık “Muharrem İnce, Türkiye’ye güvence” sloganına!