Bu fotoğraf, bitişin belgesidir.
Evlatları dağ kadrosuna kaçırılmış anaların çığlığını duymamak için HDP’nin kepenk indirdiği an, Türkiye açısından da –olumlu yönde- kırılma noktasıdır. Terörle mücadeledeki kararlılık, anaların çığlığıyla birleşince, dağlar sarsılır.
Sen, Kürt ananın 17 yaşındaki evladını al götür, Amerikan emperyalizminin 200 Dolar’lık paralı askeri yap, sesi çıkmasın, öyle mi…
Aslında, bu fotoğraf ile aynı gün İstanbul’da yaşanılan bir buluşma, bir yıl önceki yazımızda (1) altını çizdiğimiz gerçeğin ete-kemiğe bürünmesine yol açtı. Ne demişiz:
Bakıyorum, muhalefetin “yandaş medyasındaki” köşe yazılarında hala Selahattin Demirtaş’tan bir “direnen demokrasi kahramanı” yaratma telaşı var.
Demirtaş iki yıldır o cezaevinde sokaktaki Kürt vatandaştan oradaki varlığıyla ilgili herhangi bir tepki duydunuz mu, HDP’nin bu konuda düzenlemeye çalıştığı toplantıların dolup taştığını gördünüz mü, hayır!..
Çünkü, Kürt halkı için Demirtaş ve arkadaşları, kendilerine “barışı” vaat eden ama “terörün kuyrukçuluğunu” yapan insanlardır.
Bölge insanın Amerikan emperyalizminin Ortadoğu politikaları doğrultusunda Suriye savaşını Anadolu’ya taşıma emrini uygulayan, hendek-barikatları kuranları affetmesi mümkün mü? Hayır!..
Onlar, kimlerin, Kürt gençlerini ABD emperyalizminin 200 Dolar’lık paralı askeri haline getirdiğini görmüyorlar mı sanıyorsunuz…
Kürtler, onurlu, siyasal refleksleri güçlü ve zeki bir millettir…
Aslında siyasal tercihlerinin değiştiğini 16 Nisan 2017 Referandumu’nda “evet” oylarını patlatarak göstermişlerdi, bakın, bugün HDP’liler ilçelerin bomboş meydanlarında konuşmak zorunda kalıyorlar.
Bu parti için asıl telaş ise batı kentlerinin zengin muhitlerinde “her aileden bir oy HDP’ye” denerek şekilleniyor.
HDP, kuruluşunda “fakir Kürt”ü temsil ediyordu, şimdi, “zengin Türk”ün siyaset oyuncağı haline geldi…
Bu analizin tamamlayıcı fotoğrafı aşağıdadır…
Diyarbakır’da kepenk indirmek zorunda kalan HDP’ye TÜSİAD’ın kapılarını açmasından daha doğal ne olabilir?
Belli ki, Suriye denkleminde PKK ittifakıyla köşeye sıkışan, siyonizmin “ikinci İsrail” planında karşısında TSK’yı bulan emperyalizm, ülkedeki tüm çalışma arkadaşlarına “açılım” talimatı vermiş.
Emperyalizmin bir kez daha dayattığı açılımın Kılıçdaroğlu’nun ağzındaki tanımı, “Demokratik İttifak…” Hacire Ana’nın çığlığını duymayan ama Ahmet Türk’le kucaklaşan bir ittifak bu, şehit yakınlarını işten atıp yaşlanmış dağ kadrolarını işe yerleştirenlerin hukukunu (!) koruyan bir ucube…
HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli ve TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski liderliğindeki heyetler de, Demokratik Anayasa, Yargı Reformu ve Demokrasi İttifakı meselelerini görüşmüşler. Biz de yedik…
SON SÖZ: “Açılım”denilen, emperyalizmin dayatmasıdır, 15 Temmuz emperyalist saldırısı karşısında şekillenmiş “Kuvva Ruhu” bu tür bir ihanete geçit vermemekte kararlıdır. Bakın, bin defa uyardık. FIRAT’IN DOĞUSU MESELESİNİ UZATTIKÇA EMPEYALİST İŞBİRLİKÇİLERİNİN ARTAN MENAVRALARI VE PERVASIZLIKLARI İLE KARŞILAŞIYORUZ.Barikat Savaşı’nda toprağa düşen 793 vatan evladının ve tüm şehitlerimiz asil mirasını kimseye yedirmeyiz, bilin.
(1) https://www.star.com.tr/yazar/hdp-fakir-kurt-partisinden-zengin-turk-partisine-yazi-1355946/