Kısa zamanda emperyalizmin ağır saldırılarıyla karşılaştık, milletin tarihten aldığı yüksek tecrübe ve içindeki güç, bu saldırıların Çanakkale-Kocatepe ruhuyla püskürtülmesine neden oldu. Çok düşmanımız var, bilin.
Mesela, Benyamin Netanyahu, başında olduğu İsrail’in güvenliğini Ortadoğu halklarının kanlarının akmasında arayan faşist siyasetçi… Bunun bir de faşist ortağı var, Avigdor Liberman, Doğu Akdeniz’de Rum-Yunan’ı yanına almış Türkiye’ye karşı askeri ittifak peşinde…
Donald Trump… Bunun da Siyonist aileden gelen damadı var, Jared Kushner, o da Türkiye’yi kuşatmanın sevdasında…
Öyle ki, İran düşmanlığı bahanesiyle Siyonist işbirlikçiliği geliştiren Suudi ve BAE veliaht prensleriyle ittifak kurmuş, Türkiye’yi vurmanın fırsatını kolluyor…
Washington’a çöreklenmiş neo-con/Siyonist lobinin tüm elemanları… İsrail’den aldıkları talimat doğrultusunda F-35 savaş uçağının teslimatını bile önleme telaşındalar.
2’nci Dünya Savaşı’nda işlenen ağır insanlık suçunun kefaletini “Siyonist uydusu yarı müstemleke devlet” olarak ödeyen Almanya’nın Merkel başta tüm siyasileri Türkiye’yi açıkça, sevmiyorlar. Topraklarında kaçak vatan hainlerini, FETÖ’cü kadroları koruyorlar, Türkiye’nin meşru politikacılarının oraya gitmesini yasaklıyorlar. Alman politikacılara göre, herkes Cem Özdemir gibi satılık olmalı, gazeteci dediğin de kendilerine sığınmış o adam gibi yaşamalı, bekçi köpeği olarak…
Seçildiği günden bu yana Fransa’yı karıştırmaktan başka bir işe yaramayan eski Rothschild çalışanıMacron da istemiyor Türkiye’nin atak rotasını… Çok rahatsız, söylüyor. Küresel hırsız Soros, “Türkiye’yi durdurun” yazıları döktürüyor, para verdiği adamları, sözde STK kurmayları da…
Eh, haliyle Beşar Esed, Ortadoğu’nun Mısır’daki Sisi başta ne kadar anti-demokratik rejimi varsa hepsi, karşımızdalar. Her geçen gün güçlenen demokrasimiz, emperyalizm tarafından “bizim adamlar” kotasında kollanan gerçek diktatörlerin uykusunu kaçırıyor.
Amerikan emperyalizminin son 40 yılda üzerimize saldığı iki proje örgütün biri Pensilvanya’da diğeri Kandil’de yaşayan hain liderleri ölümüne cephe kurmuş durumda, ortaklar aynı zamanda, belgeledik.
Emperyalizmin ülkenin 100 yıllık hesaplaşmasında, büyük beka mücadelesinde, 21’inci yüzyılda cesaretle kurduğumuz "Türkiye ekseninde" görev alan herkesi hedef alıyorlar...
...Kızgınlar…
...Öfkeliler…
...Aşırı asabiyetten her türlü melaneti her an sergileyebilirler...
Niye?..
Çünkü 15 Temmuz 2016’da, bu kadim toprakların bilge milleti, büyük saldırısını püskürttü, aramıza sızdırdığı 1 Dolar’lık alçak askerlerinin işgal amaçlı darbe teşebbüsünü sokakta göğüsledi...
Emperyalizm, 15 Temmuz’dan bu yana kendine gelemiyor… Aldığı tarihi yenilginin acısını çıkarmak için sürekli saldırıyor...
Milletin kararlı duruşu karşısında ne yapacağını da bilemiyor...
Anlayamadıkları bir gerçek var: Millet, sandık başına günlük işlerini takip edecek siyasi kadroyu seçmek için gitmiyor, kökü tarihin derinliklerinde yatan ortak ideale ve ortak “milli ruha” oy kullanıyor.
Hepimiz, bu milli yürüyüşün mütevazi neferleriyiz, bunu hiç anlamıyorlar…
Bu, bir iç politika yazısı değildir, değerli okur.
Bu, emperyalizmle hesaplaşma yazısıdır.
Yapılan seçimde tüm siyasi partiler meşru, dilediği partiye özgürce oyunu veren her vatandaşın tercihi de sonuna kadar demokratik haktır. İçeriye konuşmuyorum, kimseyi de tercihlerinden dolayı siyaseten yargılamıyorum, saygım sonsuz.
Sözüm, tarihedir...
Gidin, oyunuzu kullanın ve emperyalizmi oyunuzla sandıkta gömün!.. Bu topraklarda kimseyi yiyemeyeceklerini onlara gösterin.
Anladınız siz beni…