Türkiye Fırat’ın doğusundan Irak sınırına kadar olan 444 km uzunluğundaki bölgede 32 km. derinliğinde güvenli bölge inşa etmekte kararlı.
ABD’ye güven olmaz ama eğer mutabakata uyulursa güvenli bölge inşasının önünde doğu ucundaki Aynularab ile batı ucundakiKamışlı dışında bir engel kalmıyor.
Çünkü bu iki yerleşim birimi rejimin kontrolünde.
Bugün Soçi’de yapılacak olan görüşmenin en önemli gündem maddesi bu iki şehrin durumu olacak.
***
ABD ile şimdilik problem çözülmüş görünüyor ama ortada çok ciddi bir problem var.
Rejim, Barış Pınarı operasyonuna kadar Fırat’ın doğusuna giremiyordu. Barış Pınarı başlayıp terör örgütü tutunamayınca rejimin dışişleri bakan yardımcısı Mıkdad Faysal teröristlere rejime katılma çağrısında bulundu!
Çok geçmeden de rejim ile teröristler arasında - ABD’nin de bilgisi ve katılımıyla- bir anlaşma sağlandı ve rejim Aynularab’a, Münbiç’e, Haseke’ye girdi. Teröristleri kovmadı ya da tutuklamadı onlarla birlikte hareket etti. Dahası Aynularab’a hem rejim bayrağı hem de teröristlerin bayrağının birlikte çekilmesine ABD de yardımcı oldu!
Oysa rejim BM’ye bir ay önce PYD’nin terör örgütü olduğunu içeren bir mektup göndermişti!
Son olarak da rejim, Türkiye’ye karşı PYD ile birlikte mukavemet edeceğini ilan etti!
İşte sorun burada.
***
Türkiyerejim ile savaşmıyor ama bu durumda rejim ABD’nin misyonunu üstlenerek teröristlere hamilik etmiş oluyor.
Dolayısıyla uluslararası hukuk ve Adana mutabakatı Türkiye’ye müdahale hakkı vermiş oluyor.
Rejimin ipleri Rusya’nın elinde olduğu için bu konuyu Türkiye bugün Soçi’de masaya yatıracak.
Ne sonuç elde edilecek kestirmek şimdiden pek mümkün değil. Çünkü Rusya Türkiye’ye Esed’i tanıması için çağrı yapıp duruyor!
Buna mukabil Türkiye de Rusya’ya Esed’den vazgeçmesi tavsiyesinde bulunuyor!
İnşallah askeri bir operasyona gerek kalmadan bu mesele masada halledilir!
Aksi takdirde Türkiye ABD’ye karşı kararlı duruşun benzerini Rusya’ya karşı da göstermek zorunda kalacaktır.
Benzer bir başarıyı Rusya’ya karşı daha rahat sağlayacak bir tablo var ortada!
***
Türkiye tüm dünyanın karşı çıkmasına rağmen Barış Pınarı’nı başlatarak kararlılığını gösterdi, istediğini aldı ve terör koridorunda bir gedik daha açarak emperyalist planın önüne bir engel daha koydu.
İsrail’in güvenliğini sağlayacak ve bölge ülkelerinin toprak bütünlüğünü tehdit edecek olan PKK devletinin kurulmasını Türkiye engelledi.
ABD’ye de AB’ye de bölgedeki kuyruklarına da Türkiye’nin Kürtlerle savaşmadığını terörle mücadele ettiğini itiraf ettirdi.
Bence Barış Pınarı Rusya için de önemli mesajlar içeriyor. Yani Türkiye Soçi’ye eli güçlenmiş olarak gidiyor.
İçimizdeki müzmin Erdoğan muhaliflerinin tavırlarından başka Türkiye’nin elini zayıflatan bir şey yok.
Erdoğan nefreti gözlerini kör etmiş. ABD ile varılan mutabakatı karalamak için ne yapacaklarını şaşırmışlar.
Bakın bütün siyasi parti adaylarını eleyerek seçimi kazanan Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ne diyor: ‘Tebrikler Türkiye! Türkiye’nin ABD ile ittifakıyla geçekleştirdiği en büyük zafer Kürtlerin Türkiye’nin istediği mesafeye çekilmesi değildir. Asıl en büyük zafer dünyanın en büyük gücü olan Amerika’ya küresel bir güç gibi kendi şartlarını dayatıp kabul ettiren Türkiye’den dünya devletlerinin tümünün çekiniyor olmalarıdır.’
Anlayana!