Her çalışanın bir gün emekli olma hayali var. Emeklilik hayali kuranların, çalışma sürecinde iyi bir emeklilik planlaması yapmaması halinde ileride mağdur olma riski bulunuyor. İleride mağdur olmamak için bu yazının dikkatle okunmasında fayda var.
Ülkemizde çalışanların emeklilik koşulları SSK’lı, BAĞ-KUR ‘lu ve memur olarak çalışanların için farklı farklı farklıdır.
Burada genel kural ise, emeklilik hesaplamaları yapılırken, sigortalıların prim gün sayıları, sigortalılık süreleri ve yaş şartlarını birlikte değerlendirilmesi ve bu üç koşulun da aynı anda sağlanmasıdır.
Yasal düzenlemelerin farklılıklarından dolayı, emeklilik hakkı, tabi olunan statünün koşullarıyla değerlendirildiğinde farklı sonuçlar çıkabiliyor. Yani bir kişi çalışma hayatının çok büyük bir bölümünü kamuda çalışan bir memur olarak geçirmiş fakat son 4 yıl işçi olarak çalışmışsa o kişi SSK’lıymış gibi emekli olacağından emekli aylıkları ve emeklilik yaşı onun koşullarına göre belirlenmektedir.
Özellikle, emeklilik planlamasında, emeklilik statüsünün iyi belirlenmiş olması gerekiyor. Örneğin BAĞ-KUR’dan emekli olacak kadınların 1 Haziran 2002 tarihinde 20 tam yılı ve 7200 günü, erkeklerin de 25 tam yılı ve 9000 günü doldurmasına ne kadar kaldığına bakılıyor. Bu sebeple, tabi olunan statü belirlenmesiyle, emeklilik yaş, prim gün sayısı ve sigortalılık süresi belirlenmektedir. BAĞ-KUR’dan emekli olurken işe giriş tarihinin çok fazla bir önemi olmaz. 1 Haziran 2002 tarihinde ne kadar prim gün sayısı olduğuna bakılır. Dolayısıyla emeklilik planlamasında öncelikle hangi statüden emekli olunmasının kişiye parasal anlamda ve erken emeklilik anlamında cazip geldiğinin araştırılması ve hesaplamaların buna göre yapılması gerekiyor.
Emeklilikte 3.5 yıl kuralı nedir?
Bu kural, bir kişinin çalışma hayatında SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı, banka sandıkları gibi farklı statülerde geçen çalışma süreleri birleştirilirken bu kişinin emeklilik statüsünü ve nasıl aylık bağlanacağı sorusunun cevabıdır.
1 Ekim 2008’den önce ve sonra işe girenler için farklı değerlendirme yapılıyor. 1 Ekim 2008’den önce çalışmaya başlayanlar için fiilen prim ödenen son 7 yıla yani 2520 güne bakılmaktadır. Ancak bu takvim yılı olarak dikkate alınmaz, örneğin 2520 gün 15 yılın içinde de geçebilir. Bu sürenin 1260 günü hangi statüde fazlaysa onun üzerinden emekli olunmaktadır. Örneğin 22 yıl BAĞ-KUR’ lu, son 3,5 yıl SSK’lı olan biri SSK’dan emekli olur.
1 Ekim 2008’den sonra ilk defa çalışmaya başlayanlar için toplam çalışma süresine bakılmaktadır. Bu dönem sonrası sigortalı olmuş kişilerde, son 7 yıl değil; tüm çalışma süresine bakılarak en çok hangi statüde prim ödenmişse o statüye göre emekli olacak.
Emeklilikte yüksek maaş için püf noktaları neler?
Yüksek maaş almanın en temel püf noktası, SGK’ ya bildirilen matrahların/prime esas kazançların çalışırken yüksek olmasıdır.
Asgari ücret ve hemen üzeri gibi rakamlarla primleri ödenen kişilerin emekli aylıkları çalıştıkça düşüyor. Özellikle 2016 yılı için 3700-4000 lira civarında bir rakama tekabül eden kazancı olan kişilerin de çalıştıkça emekli aylıkları artıyor.
Yüksek emekli aylığı alamamanın en temel nedeni aldığı ücretin çok altında bildirim yapılmasıdır. Yani yüksek ücret alan ancak bildirimleri asgari ücret ve hemen üzeri seviyede olan kişilerin aylıkları ciddi bir kayıpla bağlanıyor.
Yurt dışı borçlanması yapacaklar için hangi dönemler önemli?
Sigortalıların emekli aylıkları hesaplanırken 1990-1999 dönemi, 2000-2008 dönemi ve 2008’den sonraki dönemler için ayrı ayrı hesaplamalar yapılmaktadır. 1990-1999 dönemindeki aylık bağlama oranları yüksek olduğundan dolayı daha yüksek aylıklar bağlanabiliyor. Yurt dışı borçlanması yapacak olanlara bu dönemi borçlanmaları, oldukça avantajlı olacaktır.