SURİYE VE IRAK BU HALE NEDEN/NASIL GELDİ?
Suriye ve Irak bu hale nasıl geldi? Amerika’nın 2003’te Irak’a müdahalesi sonrası neler oldu? Kaynağı bin yıl geride olsa da asırlardır uyuyan mezhep geriliminin çatışmaya dönüşmesinde emperyal devletlerin eli var mı? Amerika Irak’ı İran’a mı teslim etti? Türkiye bölgede yayılmacı ve Sünnici bir politika mı izledi nifaka ve parçalanmaya karşı mı durdu? Bu soruları emekli büyükelçi Oğuz Çelikkol’a yönelttim. Ortadoğu Genel Müdürlüğü, Irak Özel Temsilciliği, Şam, Atina, Tel Aviv ve Bangkok büyükelçiliği yapan Çelikkol ABD ve Ortadoğu üzerine uzman bir isim. Ayrıca Türk-Yunan İlişkilerine Bir Bakış, One Minute’den Mavi Marmara’ya Türkiye-İsrail Çatışması ve İçimizdeki Komşu Suriye adında kitapları bulunuyor.
Çelikkol: Suriye ve Irak’taki iç savaş Türkiye’yi etkiliyor. Sınır güvenliğimiz tehdit altında. Terör örgütleri bu ülkeleri üs olarak kullanıyor. Ayrıca orada soydaşlarımız var. Bu hususlar Türkiye’yi bölgede aktif olmaya mecbur ediyor.
Sykes Picot’un 100. yılında Ortadoğu’da haritaların yeniden çizildiği kanaati oluştu. Katılır mısınız buna? Ne görüyorsunuz?
Ortadoğu’da dört Arap ülkesinde iç savaş yaşandı. Irak, Suriye, Libya ve Yemen de. Bu büyük bir değişiklik demektir. Bir de tabi 2003’te Amerika’nın Irak’ı işgalinden sonra ülkedeki tüm dengelerin değiştiği gerçeği var. Daha önce Irak’ta rejim sert bir diktatörlüktü ama yine de bir Ortadoğu’da bir denge unsuruydu. İran’ı dengeliyordu. Irak müdahalesinden sonra bu bozuldu. Suudi Arabistan, Körfez’deki Arap ülkeleri ile İran arasındaki mücadele su yüzüne çıktı.Önümüzdeki dönemde bölgede değişiklikler olabilir ama ne olur, kestirmek zor.
ABD İRAN’IN ÖNÜNÜ AÇTI
- ABD Irak’a müdahale edip zayıflatarak İran’ın önünü hangi plan için neden açtı?
Bu yönde şüpheler var ama sadece İran’ın önünü açmak değil. Ortadoğu’da mezhep çatışmasının çıkması, güçlü devletlerin çıkmasının engellenmesi için bunu yaptığı iddia ediliyor.
- Sizin kanaatiniz nedir?
Irak petrollerinin kontrolü amacıyla ya da 11 Eylül’ün intikamını için deniyor. Öte yandan İsrail’in güvenliği var. Hepsinin haklılıgı var. Ama büyük devletler hata yapmaz diye bir şey yok. Irak’ta 2003’ten hata yapıyor Amerika. Irak müdahalesi hataydı mesela. Saddam kimse için tehdit değildi, kimyasal veya kitle imha silahları yoktu ve zaten zamanla kendiliğinden çökecekti. Arap Baharında büyük ihtimal ilk çöken olacaktı. ABD müdahalesi olmadan Ortadoğu daha iyi durumda olabilirdi.
ZAYIF VE PARÇALI
- ABD eliyle bölgede hem Şii hem PKK hattı oluşturulmak, Türkiye’nin Arap dünyasıyla bağı kopartılmak isteniyor sanki? Türkiye’nin önünü kesmek istemiş olabilirler mi?
Sadece Türkiye’nin değil bölgedeki hiç bir ülkenin güçlenmesini istemediği söyleniyor. Fakat Amerika bunun sonuçlarını kontrol de edemeyebilirler.
- Nedir kontrol edilemeyen nokta? Rusya ile Amerika’nın kafa kafaya gelmesi mi?
Bu var ciddi şekilde. Diğer taraftan Amerika için çok önemli güvenlik sorunlarnın ortaya çıkması, mesela İran’ın çok güçlenmesi. Suriye de yanlış politikalar rejimin devamını sağladı, İran çok güçlendi. Ayrıca İsrail’in güvenliği meselesi var. ABD Irak’a 2003’te müdahale ettiğinde Irak’ta büyük sorunlar çıktı. 2005 anayasası Irak’a empoze edildi. Mezhep esasına dayanan bir sistem getirildi. Lübnan’daki sistem başarılıymış gibi.
ABD GİTTİ DEAŞ GELDİ
- Bu durum tezi doğrulayan bir sonuç değil mi?
2011’de Obama yönetimi de burayı bırakıp gitti ama mezhep çatışması körüklenmiş, ülkeler de iç savaşa sürüklenmiş oldu.
- DEAŞ’ın ortaya çıkışı, yayılışı ve geri çekilişi ABD politikaları için manivela olduğu tezini desteklemez mi sizce?
DAEŞ’in çıkışıyla ilgili teori çok ama kasti de tesadüfi de olsa sonuç değişmez. DEAŞ’in çıkışı ve güçlenmesi, ABD’nin Irak müdahalesine dayanıyor. 2003 öncesi Irak’ta çeşitli sorunlar var ama el-Kaide yok. Sonra Amerika Irak’ta çok hatalar yaptı. Saddam Hüseyin düşürülüyor ama düşürülürken Irak devlet yapısı, Irak ordusu ve güvenlik güçleri tamamen ortadan kaldırılıyor. Yeniden kurulurken de Sünni kesim yabacılaştırılıyor ve içlerinden aşırılık ortaya çıkıyor.
- Bağdat’ın İran etkisine açık hale getirildiği bir süreç bu. Musul operasyonunda da Amerika operasyonu İbadi yönetiyor gibi bir hava yaratıyor ama İbadi’nin İran demek olduğunu herkes biliyoruz?
Bir kaç gün önce Amerika’nın başkanlık yarışındaki adayların son karşılaşması vardı. Trump dedi ki; “bizim Irak politikalarımız Irak’ı İran’a teslim etmektir”. Yani bu artık Amerika tarafından da kabul ediliyor. Ama tabi Amerika 2011’de Irak’tan çekilip ülkeyi kaderine bıraktı, çünkü Obama iki seçimde de Ortadoğu’dan çekilme sözü vermişti. ABD’nin Suriye’deki politikasızlığı bölgede problemlere yol açtı. Bu da açık Rusya’nın işine yaradı. Rusya Ortadoğu’ya geri döndü. Soğuk Savaş şartlarına dönmüş gibi. Amerika’nın Ortadoğu stratejileri DEAŞ ile mücadele gibi. Halbuki asıl mesele DAEŞ sonrası ne olacağı. Buraları kim kontrol edecek? Cevabı yok.
IRAK İRAN’A TESLİM
- ABD yönetiminde koalisyon da Rusya da DEAŞ ile mücadele diye ama yüzde 90’lar oranında ılımlıları, Türkmenleri vurdu. Neden?
Rusya ile ilişkilerimizin düzelmesi Türkiye’ye ciddi imkan sağladı. Türkiye, zamanında müdahale etmeseydi Suriye’de başka gelişmeler olabilirdi. Türkiye’nin müdahalesi hem DEAŞ ile mücadele hem Suriye’nin geleceği -bölünmemesi açısından çok önemli. Olabilecek göçlerin Suriye içinde kalması imkanları çıktı ortaya. Amerika’daki başkanlık yarışında Clinton uçuşa yasak bölgeyi savunuyor mesela. Bunu Türkiye söylemişti. Zamanında yapılsaydı insani trajedi bu kadar büyümeyecekti. Suriye halkının sığınmacı hale gelmesi, Avrupa’da İslamafobia, yabancı düşmanlığı engellenmiş olacaktı. Türkiye’nin haklı politikaları müttefiklerimiz tarafından yeterince desteklenmedi.
- Türkiye, Suriye’de ve Irak’taki gelişmeleri kendi bekasına tehdit olarak algılıyor ve buna göre tedbir almak istiyor. Sizce de Türkiye varoluşsal bir tehdit altında mı?
İki ülkedeki iç savaş çeşitli şekillerde Türkiye’yi etkiliyor. Bu bakımdan Türkiye’nin ilgilenmemesi söz konusu dahi olamaz. Suriye ile 911 km, Irak ile 331 km sınırımız var. Her şeyden önce sınır güvenliğimiz söz konusu. İkincisi Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden terör örgütleri bu ülkeleri üs olarak kullanıyor. Ayrıca, Türkmen soydaşlarımız var. Bu hususlar Türkiye’nin bu ülkelerle ilgilenmesini zorunlu kılıyor. Kanada askerleri Musul operasyonuna katılırken Türkiye’ye operasyona katılma demek çok komik olur. DEAŞ hangi ülkeyi daha çok etkileyecek bunları sormuyorlar. Bağdat yönetiminin gerçekleri görmesi lazım. Bu iki ülkenin toprak bütünlüklerini savunan tek ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin onların topraklarında hiç bir şekilde gözü yok. Türkiye buralarda insan ölmesin diye uğraşıyordu.
TÜRKİYE KARARLI AJANDASI ÇOK ŞEFFAF
- Türkiye Musul operasyonu ve Fırat Kalkanı ile bölgedeki parçalanma temayülüne direnmeye çalışıyor fakat engelleniyor da. Diplomatik baskıları sonuç verecek mi?
Mutlaka. Türkiye çok kararlı. Türkiye’nin Irak ve Suriye ile ilgili gizli gündemi yok. Irak’ta ne istediğimiz açık. Musul ve Telefer yani Ninova bölgesinde demografik yapının değişmesini istemiyoruz. Bölgeye terör örgütlerinin yerleşmesini, bize tehdit olmasını istemiyoruz. Buralarda insani sorun yaşanmasını kesinlikle istemiyoruz. Yeni göç hareketine sebep olacak şeyler istemiyoruz. Türkiye’nin hedefleri son derece normal ve herkes tarafından kabul edilmesi gereken hususlar.
ABD’NİN HATASI: IRAK’TA DEVLETİ TASFİYE ETMESİ
- Bölgedeki mezhep geriliminin tarihsel bir derinliği var elbette ama daha çok donmuş bir sorundu; uyandırıldı. Siz sahada neye şahitlik ettiniz?
Irak özel temsilciliğindeyken gördüğüm şey Amerikalıların Irak’taki sorunları göremedikleri yönündeydi. Yurt dışında yaşayan Iraklılar ABD’lilere yanlış bilgiler aktarıyordu, Irak demokratik yapıya geçebilir gibi. ABD’nin Irak’taki en büyük hatası Irak güvenlik güçlerinin ortadan kaldırılması oldu. Bu durum, mezhepsel milislerin silahlanmasına yol açtı. Maliki’nin devlet başkanlığında Sünnilerin yabancılaşması arttı ve sonunda ABD bile gördü ki Maliki ile Irak’ta bütünleşme sağlamak imkansız. Bu yüzden kendisine daha yakın gördüğü İbadi’yi devlet başına getirdiler. Ama İran etkisi kaldırılamadı.
- Erbil yönetiminde durum ne?
Hiç iç açıcı değil. Şiiler arasındaki bölünmelerde Arap ve İran kimliğini ortaya çıkartanlar var. İran’a yakınlaşanlar var. Sünniler de bölünüyor. Musul’daki esas direnişin Baas Partisi kökenli milislerce yapılacağı söyleniyor. Kürtler içinde de bölünme var. Türkiye’nin Erbil ile ekonomik, politik iyi ilişkileri özellikle önemli.
MEZHEP ÇATIŞMASI ÇIKMASIN DİYE ÇOK UĞRAŞTIK
- Siz hem Suriye’de görev yaptınız hem Irak’ta. Bu süre zarfında Türk Dışişleri’nin yanlış anlaşılmaya müsait bir mezhep politikası oldu mu bölgede?
Kesinlikle hayır. Tam tersine bu ülkelerden Türkiye’ye tehditler oluyordu. Bakın bugün Irak merkezi yönetimi sınırlarını koruyamayacak bir konumda. DEAŞ ile mücadele gücü de yok. Musul’u iki yıl önce direnmeden aldı DEAŞ. Bu gerçekler ortadayken Türkiye’nin katkısının istenmemesi gerçekçi değil. Amerika’nın da bunu anladığını görüyoruz son gelişmelerde.
SÜNNİLER IRAK’TA KASTEN DIŞLANDI
- Türkiye Irak’ta Sünnilerin dışlanmasının dengeyi bozacağını söyleyerek Maliki’yi uyarıyordu. Ama ekseni kaymakla, Sünnicilikle itham edilmişti?
Türkiye gerek Maliki’ye gerek Irak’taki Şii partilere dostluk elini uzatmıştı. Ben Irak özel temsilcisiyken Irak’a her gittiğimde mutlaka bütün Şii liderlerle de görüşürdüm. Buna rağmen Maliki’nin politikaları mezhep üzerinden gelişti, Sünniler yabancılaştırıldı. Savunma Bakanlığı hep Sünnilere verilirdi, devlet geleneği buydu ama son savunma bakanı Irak Meclisi tarafından görevden alındı. Şuan İbadi kendisi yürütüyor. Sünni liderler ya ülke dışına kaçmaya zorlandılar veya etkisiz hale getirildiler. DAEŞ’i kendisine devlet süsü veren terör örgütü olmaktan operasyonla çıkarabiliriz ama terör tehdidi ortadan kalkmıyor. Irak ve Suriye’deki soruna siyasi çözüm bulunmazsa terör sürecektir.
SURİYE GÜZEL GÜNLER GÖRÜR MÜ?
- Bu kadar kanlı-acılı bir süreçten sonra sorunlar siyaseten nasıl çözülebilir?
Hem Irak’ta hem Suriye’de halkın isteklerini yansıtan, etnik ve mezhep temeline dayanmayan hükümetler kurulduğu takdirde ve bu komşu ülkeler ve küresel güçlerce desteklendiği takdirde çözüm mümkün.Bosna’daki gibi bir denge kurulabilir. Maalesef Suriye’deki yönetim şiddete dayalı bir Baas yönetimi. Irak’ta da İbadi yönetimi Maliki döneminden farksız.