Bizler farklı dinlere mensup insanlarla bir arada yaşama kültürüne sahip bir medeniyete sahibiz.
Medeniyetimizin en belirleyici âmili olan dinimiz İslam kutuplaştırmayı değil bir arada yaşamayı öğretir. Birlikte aile kurmaya bile izin verir.
Bu bağlamda bir Müslümanın Hristiyan ya da Yahudi ile aynı ülkede aynı şehirde aynı mahallede hatta aynı evde aile olarak yaşamasının önünde hiçbir engel yoktur.
‘İ’lay-ı kelimetullah’ı temel ilke edinen Osmanlı idaresinde her dine mensup insanlar asırlar boyunca barış ve huzur içinde yaşamışlardır.
***
Sadece ülkesindeki gayr-i Müslimlere hoşgörü ile yaklaşmamış zulme uğrayan zulümden kaçan herkese güvenli liman olmuştur.
İspanya’daki haçlı zulmünden kaçan Yahudilere Osmanlı’nın kucak açtığını ve Yahudiler’in Osmanlı topraklarında özgürce yaşadıklarını özellikle hatırlatmak isterim. Hristiyan batının göstermediği hoşgörüyü Müslüman Osmanlı fazlasıyla göstermiştir.
Bugünİsrail’e karşı tavrımız Yahudiliğe karşı değildir. Çünkü ehl-i kitap ile hukukumuz vardır.
Tavrımız İsrail işgaline ve zulmüne karşıdır.
Filistinli’nin toprağını işgal eden, evini yıkan, ahaliyi zorla göç ettiren, arazisine el koyan, Filistinli’ye hayat hakkı tanımayan ve gözünü kırpmadan katleden İsrail yönetiminin zulmüne karşıdır tavrımız ve öfkemiz.
***
Aynı tavır ve öfkemiz İslam topraklarının değişik bölgelerinde benzer zulmü icra edenÇin Amerika, Rusya ve batı emperyalizmine karşıdır.
Aynı tavır ve öfkemiz, emperyalizme uşaklık eden yerli işbirlikçilerine karşıdır.
Dolayısıylaemperyalizme uşaklık eden Sisi, Esed ve benzeri yöneticilerin Filistinliye hayat hakkı tanımayan Netanyahu’dan farkı yoktur!
Kimden gelirse gelsin zulme karşıdır tavrımız.
Tavrımız onların şahıslarına ve inançlarına değil zulümlerinedir.
***
70 yıldır Filistin topraklarını işgal etmiş, halkın yarısını yurdundan sürmüş/göçe zorlamış, geri kalanını da en zalimane yöntemlerle susturmaya çalışan İsrail yönetiminin uyguladığı devlet terörüne karşıyız.
Acıdır ki, İsrail zulmüne karşı en büyük tepkiyi koyması gereken Müslüman ülke liderlerinden bazıları tam tersine İsrail’e teslim olmuş Siyonistlerle birlikte Filistinlileri cezalandırmak için yarışmakta hatta geçmektedirler.
Yine en gür seda Türkiye’den yükselmektedir.
Netanyahu’nun devlet terörü estiren hükümetin başı olarak terör örgütü PKK ağzıyla konuşmasını da yadırgamıyoruz.
Neticede terörist dayanışması bu.