Şer ittifakı çok önemli bir hususu, seçim hengâmesiyle milletin gözünden kaçırmaya çalışıyor.
16 Nisan referandumunda “Cumhurbaşkanlığı sistemi diktatörlüktür, ilk seçimden sonra bundan kurtulacağız” sözü vermişlerdi!
O “ilk seçim” geldi; çattı...
Harıl harıl çalışan muhalefet, meydanlarda her şeyi konuşuyor ama “parlamenter sisteme dönüş”ten hiç bahsetmiyor.
Hatta bırakın parlamenter sisteme dönmeyi, yeni yapıya öyle adapte olmuşlar ki, cumhurbaşkanı olabilmek için girdikleri vaad yarışı baş döndürüyor.
Baktık parlamenter sistemi hatırlayacakları yok; biz uyardık…
Yahu siz, “Seçimde halktan, tekrar parlamenter sisteme dönmek için oy isteyeceğiz” dememiş miydiniz?
Bu sınırsız vaadlerinizi, cumhurbaşkanının hiçbir icra yetkisi olmayan parlamenter sistemde mi gerçekleştireceksiniz?
Nihayet hatırladılar
Bu eleştirilerin yoğunlaşması üzerine sürdürülemez bir durumda olduklarını anlayan vesayetçiler, toplanıp; bir “çözüm” bulmaya karar verdi!
Kılıçdaroğlu ile Akşener bunun için bir araya geldi.
Samimiyetlerine (!) bakar mısınız?
Mitinglerdeki vaadlerine bakınca sanki padişah seçileceğini zannedeceğiniz Meral Hanım, “parlamenter sistem” görüşmesi yapıyor.
Kiminle?
Cumhurbaşkanı adayı bile olamayan Kılıçdaroğlu ile.
Şimdiden ulufe dağıtıp ferman vermeye başlayan Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı seçildiğini ve Kılıçdaroğlu’nun, “Bu yetkileri kullanma, parlamenter sisteme dönüyoruz” dediğini varsayın ve lütfen Muharrem İnce’nin, o ince (!) üslubuyla Kılıçdaroğlu’na vereceği cevabı tahmin edin:)
Nitekim, Muharrem İnce’ye bu toplantıdan bahsedilince verdiği “Kulağa hoş geliyor” cevabı her şeyi izah ediyor.
Komisyona havale…
Daha ilk adımda imza atılan bu skandalı not edip, varılan önemli (!) mutabakata geçelim…
Efendim, her iki lider de “Vatandaşın, demokratik parlamenter sisteme geçişin takvimini beklediğini” dile getirmiş ve “İyileştirilmiş parlamenter sisteme dönüş konusunda yol haritasını belirlemek için bir komisyon kuracaklarını” ifade etmişler.
Laf kalabalığını geçin, “Herkes parlamenter sisteme nasıl geçeceğimizi soruyor ama biz o işi komisyona havale ettik” diyorlar.
Anlayacağınız, unutturmaya çalışıyorlar.
Bu arada açıklamada bir “vurgu” dikkatinizi çekti mi?
95 yıldır bize “parlamenter sistem” diye yutturulan sistemin parlamenter sistem olmadığını nihayet onlar da anlamış ki, “iyileştirilmişini” vadediyorlar.
“Afedersiniz, bu ‘yeni sezon’ parlamenter sistem hangi markette satılıyor” diye sormak lazım.
Yüzleşmek zorundasınız
Unutturamayacaksınız…
Bu ucuz kahramanlığınızın hesabını vereceksiniz.
“İktidardan düşmeyen mutlu azınlık” olmanızı sağlayan bu vesayet sistemine olan aşkınızı; demokrasi kahramanlığı olarak yansıtırken, ülkeyi bu vesayetten kurtarmak isteyenleri de diktatörlükle itham ettiniz.
Şimdi ise, parlamenter sisteme nasıl döneceğinize dair tek kelime etmezken, yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı olmak için yırtınıyorsunuz.
Hiiç kıvırmayın, bu yüzsüzlüğünüzle yüzleşeceksiniz.
Millete şu iki hususu, seçimden önce izah etmek zorundasınız.
1- Kaynak falan sonraki mesele. Önce bu vaadlerinizi hangi sistem ve hangi yetkiyle gerçekleştireceğinizi söyleyeceksiniz.
2- Söz verdiğiniz “parlamenter sisteme dönüş” eylemini, hangi takvim çerçevesinde ve nasıl gerçekleştireceğinizi deklare edeceksiniz.
Aksi takdirde bu çıkmazda boğulacaksınız.