Küçüğüm, daha çok küçüğüm” diye tarifsiz duygularla ay-yıldızlı tabutlara bakan küçük gözler…
Çaresizce havaya kalkan, kanatlanan babasını okşamaya çalışan minicik eller…
Şehit emniyet müdürümüzün küçük kızı Duru hepimizin yüreğini dağladı. ‘Babaam’ diye bağıran küçük yavrucakların küçük kalpleri büyük bir acıyla sarsıldı.
Babalar şehit oldu, en yüksek makamlara yükseldiler. Ama geride Fatih Selim’ler, Kaan’lar, Buğra’lar, Dilara’lar, Serkan’lar, Hakan’lar, Efe’ler, daha nice çocuk var… Bu acıya göğüs germesi gereken asıl kahramanlar onlar… Alçak teröristler onların umutlarını, sevdalarını, anne-babalarını yok ettiler. Devlet hain teröristlerden elbette hesap soracak ama asıl Duru’ların, Efe’lerin ahu eninleri arşı alayı titretecek, bu katilleri kahredecek.
Dünyada bütün terör saldırıları, savaşlar, çatışmalar önce çocukları vuruyor. Ya masum canlarını alıyor ya da onların gelecek umutlarını yok ediyor.
Dün Halep’te 11 kadınla 13 çocuğu diri diri yakan Esed’in katil sürüsü Şebbihaların yaptıkları bu alçaklığın başka bir yüzü… Kafa kesen DEAŞ’ın acımasız, gaddar cinayetleri alçaklığın diğer yüzü…
Ya FETÖ’nün 15 Temmuz’da şehit ettiği aslanların evlatları? Halil Kantarcı’nın oğulları Ali Cihat ve Ömer Tarık’ın laneti FETÖ’cüleri yakıp kavurmayacak mı?
Bir de annesinin karnında olup babalarıyla tanışmayan 3 aylık, 5 aylık, 7 aylık bebekler var…
Annesinin karnındaki minicik kalbi durdurarak doğmamış bebeği şehit edenler Allah’ın kahhar isminden kurtulabilirler mi?
Cana kasteden katillerin birbirinden farklı yok… Onların kör ideolojileri, sapkın hayalleri, vicdansız kalpleri kan döktükçe daha da iğrençleşiyor.
İnsan, katil sürüsüne dönüşen PKK’lıları, Şebbihaları, FETÖ’cüleri, DEAŞ’çıları görünce yüzlerine tüküresi ve lanet olsun sizin peşinde koştuğunuz hedeflere diye haykırası geliyor.PKK devleti, FETÖ devleti, DEAŞ devleti, Baas devleti kurmak isteyenlerin sarıldıkları ırk, din, mezhep, ideoloji hepsi koskoca bir yalan… Bir masumu, bir bebeği, bir canı yok eden, o küçücük yavruları öksüz-yetim bırakan ancak Şeytan’ın maskarası olur.
Masum insanları yok ederek varılacak bir menzil yoktur. Bunun adı cinayettir, katliamdır, tefessüh halidir.
PKK, stattan çıkanları hedef almadığını söyleyerek lütfetmiş! Peki, o canlar, bu milletin evladı değil mi, onlar insan değil mi?
Bölücü terör örgütünün kan dökerek, korku salarak bir baskı unsuru olduğunu düşünen, hatta bunu arzulayan siyasi uzantılarına ne demeli? PKK’nın varlığıyla ve kanlı eylemleriyle güçlü olabileceğini, ayakta durabileceğini düşünen bir siyasi anlayış nasıl demokrat olabilir? PKK’nın alçak cinayetlerini terör olarak görmek yerine mazur göstermeye çalışmak nasıl bir insanlıktır?
Terör örgütünün milletimizin canını yakacak eylemler yapması elbette mümkündür, devletimiz de milletimiz de bu mücadelenin kaçınılmazlığına inanmış şekilde buna göğüs geriyor ama her eylemin örgütü de, HDP’yi de yakıp bitireceğini bilsinler.
Bu olay üzerine hala ‘ama’lı cümleler kuranların, eli kanlı örgütlerin katliamlarına mazeret üretmeye çalışanların cinayetlerin ortağı olacağına hiç şüphe yok. Bu çarpık bakış açısıdır terör örgütlerini teşvik edip yeni eylemlere sevk eden…
Biz, kahraman şehitlerimizin emanetlerini bağrımıza basar, onların şanlı mücadelesiyle gurur duyarız. Ama bu katil sürüsüne kol kanat gerenler bu utançla, bu ayıpla, bu hain lekeyle yaşamaktan kurtulamazlar.