"ŞEYTAN İNSAN İÇİN NE İSE İNGİLİZ DERİN DEVLETİ DE DÜNYA İÇİN ODUR"
Cemil Meriç
Başta Londra, hemen hemen bütün İngiliz kentleri savaşın acı gerçekleriyle yüz yüze gelince, İkinci Dünya Savaşı sonunda İngiltere devlet politikalarını değiştirmiş, artık savaşları içinde yer alan değil, sadece oyunu yazan ve sahneye koyan ülke olmuş.
İngilizler sömürgeleştirme tarihinin başlangıcından bu yana,hedef ülkeleri önce nifak tohumları ekerek güçten düşürmüş sonra da yanına aldığı yerel güçlerle hedefine ulaşmış. Özel olarak yetiştirilen istihbaratcıları da sıkca kulllanmış.
Bu istihbaratcılar oyun kurucu olmuş, oyunu kazanmak içinse her türlü tezgahı açmış. Bu tezgahları önce Avrupa'da, Amerika keşfedilince de bu kıtaya yayılmış. Amerika'yı güvenceye aldıktan sonra Afrika ve Asya,son olarak da Orta Doğu toprakları İngiliz Derin Devletinin satranç tahtası olmuş.
İngiltere'nin çıkarları söz konusu oldu mu, herşey mübahtır, geçerlidir. Gerekirse barıştan ödün verilir, ülkeler bölünür, terör örgütleri oluşturulur, kimi zaman da savaşlar başlatılır. Kimi İngiliz yöneticileri bu insanın tüylerini ürperten çıkar anlayışını açıkca dile getirmiştir.
Daha 19. yüz yılda İngiltere Başbakanlığı yapan Lord Palmerston 1856 yılında ki bir konuşmasında şöyle der:
"Bana siyaset nedir diye sorduklarında , cevabım şudur: Her durum ve ortamda önce ülkemin çıkarlarını düşünmek, sonra da ona göre adım atmaktır. İngiltere'nin sonsuza değin sürdüreceği dostluk ve düşmanlıkları yoktur. Sadece değişmez çıkarları vardır..."
Şimdi de gelin, Dış İşleri Bakanı Edward Grey şu lafına bir bakın hele: "dünyada var olan bütün zenginlikleri Tanrı İngilizler için yaratmış, gidin alın onları demiştir. ."
Amerikan Başkanlarından Harry S. Truman'ın özel temsilcisi Büyükelçi Davies, Başbakan Churchill için "O büyük bir İngiliz'dir. Barışı korumaktan çok İngiltere'nin çıkarlarını korumayı düşünür." demişti İkinci Dünya Savaşı yıllarında..
Barışı korumaktan çok çıkarlarını düşünen İngiltere , tarih boyu bu inanç doğrultusunda hareket etmiş. İşgal ettiği topraklarda yüzlerce yıldır birlikte yaşayan farklı etnik topluluklardan birine "senin ırkın daha üstün" diye fısıldar. Sonra da onu silahlandırıp diğer toplulukların üzerine salar. Buyrun size iç savaş!
Neden? Çünkü birbiriyle çatışan toplumlar ortak bir güç oluşturamaz. Tarih boyu bu siyasetin birçok örneği görülmüş. Örneğin Ruanda'daki korkunç soykırırm, ne kendi kendine gelişen bir olaydır ne de İngiliz Derin Devleti'nden bağımsızdır.
İngiliz Derin Devleti'nin siyaseti ağırlıklı olarak ikilik oluşturmak, var ollanlar körüklemek ya da yapay çatışmalar yaratmak üzerine kurgulanmıştır...
(Yarın : Ahtapotun kolları)