Ben 12 Eylül 1980 darbesinden daha kötü bir felaketin vatanımın başına geleceğini hiç düşünmezdim; ta ki 15 Temmuz 2016’ya kadar! Kenan Evren ve dört NATO subayının, daha sonra ABD Başkanı Carter’ın ağzından da doğrulanacağı gibi, Türkiye’yi batıya peşkeş çekmek amacıyla tezgahladığı darbe sırasında bile halkın üzerine ateş açılmadı, insanlar acımasızca öldürülmedi. Sonradan 600 bin kişi gözaltına alındı, birçok kişi idam edildi ama bu NATO subayları bile FETÖ kadar acımasız, vicdansız, Allah’sız ve de kitapsız olamadı! Bugün 12 Eylül sislerin ardında ama 15 Temmuz hiçbir zaman belleklerimizden çıkmayacak!!
FETÖ’yle ilgili tek MİT raporu
Fetullah “Freddy” Gülen ve adına “hizmet” dediği CIA’nın şamar oğlanı kanlı örgütün asıl amacını, 1996 yılında ekleriyle birlikte 65 sayfadan oluşan ve sonradan “kaybolduğu öne sürülen” ancak FETÖ imamlarının ellerindeki “İstihbarat Evrakı” içinde yer alan rapor ortaya koymaktadır:
“...dış açılımların gelecekte, güçlü bir yapılanma ve destekle içte yönetimi ele geçirmek amacına yönelik olduğu düşünülmektedir. Gülen’in Haziran 1995’te, cemaatin üst yönetimine yaptığı bir konuşmada, ‘Türkiye’nin şu an demokrasiye ihtiyacı olduğunu 20 yıl sonraysa cemaatin kendi düzenini kurabileceğini” söylemesi bu görüşün kanıtıdır.
Örgüt laik cumhuriyete ve Atatürk’e toz kondurmamaya özen göstermiş, dünyanın hemen her ülkesinde açtığı okulların girişine Atatürk resmi ve gençliğe hitabesini çerçeveleterek asmış böylece “aydın, laik, birçok kişinin beğenisini kazanmıştır.” Ancak barışçı ve uzlaşmacı bir görüntü sergileyen, müritlerini eğitim ve okumaya yönlendiren bu yapılanmanın asıl amacı devlette görev almasını sağladığı kişiler aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim almaktır.”
Rapor’da ilginç bir benzetmeyle örgütün amacı açıkça anlatılıyor:
“Peter M. Senge’nin Beşinci Disiplin adlı kitabında bir kurbağanın kaynar suya konması durumunda sıçrayıp çıkmaya çalışacağı, ılık bir suya konulduğundaysa korkmadığı için kaçmayacağı ve suyun yavaş yavaş ısıtılması durumunda sersemleyerek haşlanmayı bekleyeceği örneğinden anlaşılacağı gibi, Gülen’in izlediği strateji ve hedeflere yönelik çalışmaları ağır ilerleyen ama kararlı bir görünüm sergilemektedir.”
Rapor “Öneriler” bölümünde örgütün yakından izlenmesi gereğini anlatır. TSK’ya sızmaların önlenmesi şartını vurgular. Maddi gücün de denetlenmesini ister. Sonuç olarak da örgütle ilişkisi saptanan asker sivil devlet memurlarının görevlerine son verilmesini, askeri öğrencilerin de okullardan atılmasını önerir.
Dahası video, teyp kasetleri, broşür, kitap vb., gibi propaganda malzemesinin önlenmesi gereğini vurgular. Gülen’in ABD’deki “temas ve girişimlerinin mutlaka ortaya çıkarılması ve elde edilecek bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması” gereğinin önemi üzerinde durur.
Elbette raporun birçok eksiği vardır, örneğin MİT’in içine sızma girişimlerinden geçmişte FETÖ’ye destek veren iki MİT yöneticisinden hiç söz edilmemektedir. Bunlardan biri FETÖ’cü TV kanalında boy gösterip sıkça eski kurumunu eleştirmiştir. Rapordan MİT’in o tarihte FETÖ yapılanmasını tam olarak çözemediği de anlaşılmaktadır. MİT acaba öneriler bölümünde sözünü ettiği önlemlerden hangilerini uygulamaya koymuştur? Bütün bu ve diğer eksikliklerine rağmen rapor bir uyarı niteliği taşımaktadır, “ 1996’dan bu yana kaybolması” da önemini ortaya koymaktadır...
Türkiye 15 Temmuz’da cumhuriyet tarihinin en büyük felaketinden Tayyip Bey’in dik duruşu, milletin “sokağa çıkın” çağrısına uyması ve FETÖ’cü olmayan askerle polisin çabalarıyla kurtulmuştur. FETÖ’cü olmayanların kasetlerini izleyerek güldüğü, “ağlayan sümüğünü çeken bir adam” olarak tanımladığı Fetullah “Freddy” Gülen’in, aslında CIA’nin emirleri doğrultusunda her türlü alçaklığı yapabileceği artık herkesçe bilinmektedir. Bazen bir müsibet bin nasihatten iyidir diyerek Allah’a şükredelim ama her an tetikte durmak zorunda olduğumuzu da unutmayalım.
Mübarek Kurban Bayramınız kutlu olsun, Rabbim hepinize daha nice Bayramlar nasip etsin efendim...