İsimleri Ivan, Ali, Valeria, Edis, Tatyana, İrina, Sarah, Muhammed, Sabina, Dino, Elmedina ve daha niceleri… Ukrayna, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kırım, Moldova, Romanya ve Bosna Hersek’ten geldiler…
Osmanlı’nın İstanbul’dan önceki Payitaht’ı (başkenti) serhat ilimiz Edirne’de, dokuz ülkeden gelen lise ve üniversite öğrencileriyle buluşup, kültür, sanat, tarih, edebiyat, medya ve dahi gastronomi üzerine atölye çalışmaları yaptık geçen hafta.
Edirne Valiliği, Rumeli Akademisi Kültür Derneğiile birlikte dört yıldır faydalı bir faaliyet yürütüyor. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluk Başkanlığı’nın da destek verdiği Akademi Rumeli etkinliklerinde, çeşitli ülkelerde doğmuş, ebeveynlerinden biri Türk olan, yahut Türk akrabaları bulunan gençler, 10 gün boyunca Edirne’de ağırlanarak meslek profesyonelleri ile buluşturuluyor. Böylece gençler, bir nevi ‘yaz eğitim kampı’ olarak nitelenebilecek etkinlikte, yaşadıkları ülkelerle Türkiye’nin ortak tarihsel ve kültürel bağları hakkında bilgilerini artırma fırsatı elde ediyorlar. Velev ki dini, dili farklı da olsa ortak paydaları ‘Türklük’ olan gençler, diğer ülkelerden akranları ile tanışıyor, ufuk ve vizyonlarını genişletiyorlar. Sanat atölyelerinde yazar-çizer, yönetmen, sanatçı ve tarihçiler ile bir araya gelen öğrenciler 10 gün boyunca Türkçe pratik yapma imkanı da buluyor.
Medya ve sanat üzerine dört saatlik sınıfımıza katılan öğrencilerin hemen tamamı orta derece ve üzeri Türkçe konuşup yazabilen öğrencilerdi. Dolayısıyla bir iletişim sorunu yaşamadık. Öğrenciler Türkiye ile ilgili konularda epey soru da sordular. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yürekleri Türkiye için atan gençlerden ülkemiz ile ilgili birer paragraf yazmalarını istedim. Her biri Türkiye’de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren notlara imza atmış…
Akademi Rumeli’ye Bosna-Hersek’ten katılan üniversite öğrencisi Sarah Kokiç’in şu satırları etkinliğin önemi hakkında bize fikir verebilir: ‘Özellikle Balkan tarihi hakkında okullarda bize öğretilmeyen bilgileri burada öğrenme fırsatımız oldu.’
Etkinliğe Makedonya’dan katılan 18 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Alp Ergin’in şu cümlesi ise etkinliğin amacına ulaştığını gösteriyor: ‘Burada öğrendiklerimden sonra yeni şeyler öğrenme isteğim daha da arttı.’
Edirne’de Balkan ülkelerinden gelen öğrencilerle buluşmak güzeldi. Keşke Balkanlara açılan kapımız olan Edirne, bir üniversiteler şehri olarak yeniden ele alınsa ve bölgenin en önemli tarih ve kültür üniversiteleri burada olsa; Tüm balkan coğrafyasından öğrencileri, akademisyenleri kendine çekebilse.
Ve keşke, bu tür etkinlikler bir diğer serhat ilimiz Kars’ta da yapılsa ve burada, Kafkas ülkelerinden gelen öğrencilerle bir kaynaşma sağlansa. Aynı şekilde Şanlıurfa’da yahut bir başka güney sınırımızda Ortadoğu coğrafyasından akraba topluluklarla bu türden kucaklaşmalar gerçekleşse… Belki yapılıyordur da ben bilmiyorumdur.