Doğu Akdeniz’de sular ısınmakta. Bölgedeki doğalgaz yatakları öyle heyecan yarattı ki Akdeniz’e kıyısı olmayan ülkeler bile bölgeye demir atmış durumda. Türkiye de işe çoktan koyuldu. Azeri SOCAR’ın 6,3 milyar dolar tutarındaki yatırımı STAR Rafineri işe başladı. Barbaros Hayrettin ve ilk sondaj gemimiz Fatih de öyle. Hava ve deniz kuvvetlerimiz ise 7/24 teyakkuzda. Ne oluyor? Nasıl bir potansiyelden bahsediyoruz? Sahiplik durumu ne? Sondaj ve transfer için avantaj ve dezavantajlarımız neler? 2010’da keşfedilen kaynak, Akdeniz’de yeni bir gerilim mi demek? İskenderun Teknik Üniversitesi (İSTE), Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ergül Yaşar ile konuştuk.
Gündem hızla Doğu Akdeniz’e kayıyor. Söyler misiniz Doğu Akdeniz’de neler oluyor?
Doğu Akdeniz’de çok sayıda petrol ve doğalgaz yatağının tespit edilmesi nedeniyle bütün dünyanın dikkati bölgeye çekilmiş durumda. Doğu Akdeniz sadece petrol ve doğalgaz varlığı açısından değil aynı zamanda enerji dağıtımının “enerji ipek yolu” olmasından dolayı, dünyanın her tarafına kolayca dağıtım ve transfer olabileceği için de bütün dünyanın gözü burada.
Nasıl bir enerji potansiyeli var bölgede?
Gerek Türkiye Petrolleri gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile beraber doğu Akdeniz’de yapmış oldukları anlaşma gereği petrol ve doğalgaz arama sahaları ve ruhsat noktaları için ortak çalışma belirlemiş durumdalar. Ayrıca Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRK) 12 blok olarak ayırdığı Doğu Akdeniz’de petrol arama planı yapmıştır. Kısa süre önce birçok firma ile ortaklık halinde, örneğin Amerika’nın Exon Mobil, Fransa’nın Total, İtalya’nın Eni firmalarıyla petrol arama çabasına girdi GKRK. Afrodit sahası diye adlandırılan sahada petrol arama programı yaptı. Aynı bölgede İsrail Tamar ve Levithan sahalarında doğalgaz rezervleri tespit etti, üretim yapmak üzere planlamalarını yürütüyor. Ayrıca Mısır’ın Zohr ve Noor sahalarında çok büyük petrol rezervlerine rastladığını biliyoruz.
3,5 TRİLYON METREKÜP DOĞALGAZ
Ne kadarı tespit edildi şu ana kadar?
Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz açısından çok büyük rezervlerin olduğu noktasında yapılan jeolojik ve jeofizik etütleri ile bu noktada ümit vaat eden sahalar mevcut. Doğu Akdeniz’de İsrail’in açıklarında Hayfa limanı bölgesinden Tamar sahasında 260 milyar m3, Levitan sahasında 450 milyar m3, Kıbrıs açıklarında Afrodit sahasında 200 milyar m3 doğalgaz rezervinin olduğu yapılan çalışmaları ile tespit edilmiş durumda. Doğu Akdeniz’de bugüne dek tespit edilmiş sahalarda 3,5 trilyon m3 doğalgaz olduğuna dair bilimsel ve teknik veriler var. Ayrıca Mısır, açıklarında Zohr ve Noor sahalarında çok büyük doğal gaz rezervi tespit etmiş ve bölgeden doğalgaz üretimini sağlayarak ihracatını gerçekleştirmektedir.
SONDAJI-TRANSFERİ ÇOK MU PAHALI?
Biliyoruz ki enerji potansiyeli kadar kaynaktan çıkarma ve taşınma maliyeti de belirleyici oluyor rezervin kıymetinde. Doğu Akdeniz doğal gazının bu açıdan durumu ne?
Akdeniz’deki petrol ve doğalgazın aranması, bulunması ve işletilmesi oldukça zor. Ancak denizde sondaj masraflarının ilk başlangıçta yüksek olmasından dolayı yatırımcıları kara aramacılığına veya başka hedeflere doğru yöneltiyor. Off shore sondaj açılması karalara göre çok daha maliyetli ancak gemilerde spot olarak taşınması ve boru hattı döşenmesi ile kolayca doğalgazın ve petrolün transferi sağlayabilmektedir. Bu nedenle denizlerde yapılan ve üretilen petrol ve doğalgazın başlangıçta masraflı olmasına rağmen işletmesi cazip olabiliyor.
ENERJİ HATLARI AVANTAJIMIZ
Türkiye için de işletmesi cazip mi?
Türkiye gerek Rusya’dan gerekse İran’dan gelen doğalgazın dağıtımını sağladığından şu anda kurulu bir doğalgaz dağıtım ağ sistemi mevcut. Doğalgaz dağıtımı noktasında özellikle TANAP projesi ile Avrupa’ya taşınması noktasında yeni bir atılım yapmış durumundayız. Dolayısıyla Akdeniz’den gerek İsrail’in gerekse diğer devletlerin ve ülkemizin doğalgaz üretmesi hem iç piyasada kullanılacağı gibi hem de aynı zamanda Avrupa’ya transferinde hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır.
İsrail’den yapılacak boru hattı ile Türkiye’de mevcut bulunan boru hattı ile kolayca transfer olabilecektir. Akdeniz’de tespit edilecek doğalgazın dünyaya transferinde gerek denizden spot olarak tankerler vasıtasıyla gerekse Türkiye üzerinden Avrupa’ya transferinde hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır. O nedenle Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz ülkemiz açısından çok önemlidir, hassasiyetle üzerinde durmamız enerjide dışa bağımlılığımızı minimize etmek açısından çok önemlidir.
YUNANİSTAN’IN TAVRI HUKUK DIŞI
Ya hukuki ve siyasi açıdan?
Buradan çıkarılacak her metreküp doğalgazın ülkemiz için çok önemli olduğunu vurgulamak gerek. Bugüne dek denizlerde yeterince sondaj açamadı Türkiye ve maalesef Akdeniz’deki varlığı konusunda özellikle GKRK’nin ve Yunanistan’ın manevralarıyla karşılaştı, Akdeniz’i tamamen kendi insiyatifinde hukuk dışında kullanmak istemesi ülkemiz için sıkıntılı bir süreç idi.
Bu süreci aşmanın yolu nedir?
Fiziki olarak sahip olamadığın yer senin değil mantığıyla, bugün sondaj çalışmaları başlamıştır. Ülkemiz oradaki varlığını ve Akdeniz’deki Birleşmiş Milletler hukuk çerçevesi içerisinde kendi kıta sahanlığı içinde araştırmalarını özgür bir şekilde yapmak ve ülkenin menfaatlerine dönüştürmek durumundadır. Bu nedenle Doğu Akdeniz’deki petrol sondajı Türkiye açısından Kıbrıs’taki varlığımız ve Doğu Akdeniz’e sahip çıkmamız açısından son derece önemli. Ayrıca buradan çıkarılacak hidrokarbonların ülkemizin ihtiyaçlarını gidermesi noktasında çok büyük katkıları olacaktır.
ENERJİ ÇEŞİTLİLİĞİ VE GÜVENLİĞİ
Avantaj ve dezavantajları nedir Akdeniz’de doğalgazın?
En önemli avantajı ise ülkemizin dışa bağımlılığını da minimize edecek olması ve Doğu Akdeniz’den çıkarılacak olan petrol ve doğalgazın dünyaya ve Avrupa’ya rahat bir şekilde transfer edilecek olması. Ayrıca enerji arz güvenliği açısından sadece Rusya’ya ve İran gazına bağımlı olan Türkiye enerji çeşitliliğini arttıracak. Dolayısıyla hem Avrupa’nın hem de Türkiye’nin doğalgaz arz güvenliğini sağlayacak. Ülkemiz açısından büyük avantajlar sağlayacaktır. Doğu Akdeniz’de GKRK ve Yunanistan kendi suları gibi davrandı, yalnız başına uluslararası şirketlerle petrol ve doğalgaz aramaya kalktı, KKTC ve Türkiye’yi bertaraf etmek istedi ama Türkiye deniz hukukundan ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan haklarını koruyor. Fatih-1 sondaj gemisi ile Doğu Akdeniz’deki petrol araması Türkiye için stratejiktir.
EN BÜYÜK PAZAR TÜRKiYE OLUR
Doğu Akdeniz gazı Rus doğal gazıyla rekabet edebilir mi?
Doğu Akdeniz gazı Rus ve İran gazına alternatif değildir. Ama enerji çeşitliliğini arttırmak ve arz güvenliğini sağlamak ülkemiz için bir kazanım. Ülkemizin milli doğal gazı olması sebebiyle önemi büyük. Bugün sadece Trakya bölgesinden yüzde 2’lik doğalgaz üretebiliyoruz. Oranın arttırılması çok önemli.
Doğalgazın çıkması halinde en büyük pazar ülkemizdir. Ayrıca mevcut doğalgaz boru hatlarımızla ülkemiz bu gazı Avrupa’ya pazarlayabilir. Herhangi bir pazarlama sıkıntısı olmaz. Ama Doğu Akdeniz’deki İsrail gazının ülkemiz üzerinden Avrupa’ya transferi dışımızdaki bazı güçleri rahatsız etmekte. Bundan taviz verecek değiliz, gerekirse İsrail ile gerekli anlaşmaların yapılması suretiyle bölgedeki gazın transferinde aktif rol almalıyız.
15 TEMMUZ’UN ARDINDA DOĞU AKDENiZ GAZI VAR
Yaşadıklarımızla Doğu Akdeniz doğalgazı arasında nasıl bir bağ var?
Kuzey Suriye Deyri-Zohr bölgesindeki petrol yataklarının rafinezasyon ve işletmesini DAEŞ ve PYD terör örgütleri yürütüyor. Suriye’nin petrol ihtiyaçları maalesef buradan karşılanıyor, bu petrol Lazkiye limanından Akdeniz’e ulaşıyor ve dağıtılıyor. Irak’tan ve Azerbaycan’dan gelen ham petrolün Ceyhan ve Dörtyol Botaş tesislerinden dünyaya açılımı ise global güçleri rahatsız ediyor. Türkiye’yi dışlayarak insiyatifi elinden almak amacıyla Kuzey Suriye’de istikrarsız bir bölge kurarak enerji koridoru oluşturmanın çabası içindeler.
Bu çerçevede Türkiye’nin Hatay bölgesini de içine almak için ve Türkiye’de istikrarsız bir yönetim oluşturmak maksadıyla 15 Temmuz darbe süreciyle Hatay’ın işgal edilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin işgal edilmesi planlanmaktaydı. Çok şükür ki devletimiz ve milletimiz hem içte hem dışta buna fırsat vermedi ve vermeyecektir de.
DEVLET DURUMA HAKİM
Akdeniz bir kaynayan kazan. 12 ülkenin savaş gemisi maalesef Akdeniz’de. Sebebi doğalgaz yataklarının hakimiyeti ve Ortadoğu’daki enerji koridorunun gerçekleştirilmesi. Ayrıca Güney Kıbrıs Rum Kesiminin sondaj çalışmaları var, Amerikan Exxon mobil, Fransız Total ve İtalyan Eni firmalarıyla. Ancak Türkiye Fatih-1 sondaj gemisi ile bu bölgedeki fiziki çalışmalara doğrudan başlaması ve Barbaros Hayrettin Paşa sondaj gemisine Rum hücum botlarının taciz etmesiyle durum değişiyor. Türkiye Münhasır Ekonomik Bölge içinde uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan haklarımız çerçevesinde sondaj çalışmalarına başladı.
EMPERYAL GÜÇLER RAHATSIZ
“Doğalgaz arama çalışması Türkiye ve KKTC’ye enerji yönüyle bağımsızlık sağlayacaktır. Doğalgaz ve petrol alanında arz güvenliğini sağlayacaktır, Türkiye’nin enerji alanındaki inisiyatifini arttırmış olacaktır, tam bağımsız, bölgesinde hakim olan bir güç olmayı sağlayacaktır. İşte bundan rahatsız olan emperyal güçler kesinlikle bizim bu çalışmalarımızı baltalamaya çalışacaklardır. Ancak devletimiz ilgili çalışmaları savunmak ve çatışma alanı oluşturmamak için gerekli tedbirleri alacaktır ve almak zorundadır”.
TÜRKİYE BÖLGESEL GÜÇ OLUYOR
“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın asıl hedefi Türkiye’yi emperyal güçlerle beraber köşeye sıkıştırmak ve Türkiye’nin enerji alanındaki insiyatifini minimize etmeye çalışmak. 15 Temmuz darbe süreci ve Suriye savaşı, ayrıca TANAP projesi ile insiyatifi eline alan Türkiye Cumhuriyeti devleti bunlara pabuç bırakacak değildi ve bırakmadı. Enerji insiyatifini en iyi şekilde kullanmaya çalışıyor. Doğalgaz dağıtımında insiyatif alan Türkiye Cumhuriyeti devleti bölgesel güç olma yolunda hızla ilerlemektedir.”