Son yazımda “CHP terörle arasına mesafe koyabilecek mi” diye sormuştum. İçinde olduğu ittifakın birleşenlerine baktığımızda terörle arasında mesafe koyması zor gözüküyor. FETÖ’nün, ‘Devrimci şiddet’ adı altında terörü metot olarak benimsemiş envâi Sol örgütlerinin ve PKK’nın olduğu ittifakın lokomotifliğini yapan, bu terör ittifakını halk nazarında meşrulaştıran CHP’ye mezkûr soruyu sormak abesle iştigal etmekle eş! Hele de, “CHP terörle arasına mesafe koymalı” diyen kırk yıllık CHP’liler partiden kovulurken…
Peki aynı suali Halkların Demokratik Partisi için sorabilir miyiz? Soramayız! Niye mi? Cevabı, Diyarbakır’daki kahraman anne Hacire Akar’ın yaşadığı hâdisede arayalım.
Hacire ana, ortadan kaybolan 20 yaşındaki oğlu Mehmet’in izini sürerken tüm yolların HDP’ye çıktığını görünce soluğu HDP Diyarbakır il binasında alır. Parti sorumlularından oğlunu isteyen Hacire ana, HDP’liler tarafından binadan kovulur. Büyük oğlu Fırat’ı terör örgütüne kaptıran ve ölüm haberini HDP’lilerden alan Hacire ana “Bu sefer Mehmetimi size kaptırmayacağım” diyerek il binasının önünde oturma eylemine başlar. Kendi oğullarının da terör örgütüne kaptırmak istemeyen diğer analar da Hacire anaya destek için HDP il binasının önünde oturmaya başlayınca HDP/PKK panikle, terör kampına götürecekleri Mehmet’e bir video çektirip haber ajansları üzerinden servis ederler. Güya Mehmet, zorla evlendirilmek istendiği için evden kaçmıştır!
Bu sırada, il binasının önünde Hacire anaya desteğin artmasıyla öfkelenen Diyarbakır İl Başkan Yardımcısı Sait Demir’in öncülüğündeki HDP’li güruh, sadece ve sadece çocuklarının terör örgütüne katılmaması için oturma eylemi yapan kadınlara, dertli analara saldırır. “Kadın-eylem” ikilisini cümlelerinde kullanmayı çok seven HDP/PKK, çocuklarını teröre kurban vermemek için eylem yapan kadınlardan rahatsız olmuştur; yalnız HDP/PKK mı, şer ittifakının tüm birleşenleri…
Anaların eylemi netice verdi ve HDP/PKK, hücre evinde sakladıkları Mehmet’i serbest bırakmak zorunda kaldı. Hacire ana evladına kavuştu. Mehmet’i terör örgütüne götürmek için hücre evinde sakladıkları iddiasıyla HDP Gençlik Kolları üyesi B.K. ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi encümeni R.K gözaltına alındı. İki şahıs hakkında aynı suçu işledikleri gerekçesiyle daha önce de işlem yapıldığı ortaya çıktı!
HDP’nin terörle arasına neden mesafe koyamayacağını Diyarbakır’da birkaç gün önce yaşanan hâdise vâzıh bir şekilde ortaya koyuyor. Hâlâ “HDP’li belediyelere niye kayyım atanıyor” diye soran veyahut tepki gösterenler, bir evladını terör örgütüne kurban veren ve diğer evladını da vermek üzereyken meydan yerine yiğitçe çıkarak kurtaran Hacire ananın HDP/PKK hakkındaki şu sözlerine ne derler: “HDP katliam yeridir, zalimlerin mekanıdır, baskının merkezidir. 3 insanı bir evden alıp parçalayıp atmak nedir? Aynı oğlum gibi, aldılar, kaybettiler, sonra haber saldılar hadi gel cenazeni al dediler. Bunların hepsi menfaat peşinde koşanlar, gelip buraya doluşmuşlar gencin biri işi düşse korkudan buraya giremiyor. Onları içeri alacaklar, haplarla beyinlerini uyuşturacaklar, onları büyüleyip dağa gönderecekler. İnsan hakları nerede? İnsan hakları olsaydı düğününe 3 gün kalan parmağında yüzük olan oğluma böyle yapılmazdı. Neden insan hakları savunucuları burada değil? Neden hesap sormuyorlar? Çocukları kaçırılan aileler anne ve babalar korkmasın, cesaretli bir şekilde HDP önüne gidip çocuklarını istesin!"
Evet, Hacire ananın bu sözlerine bir cevabı olan varsa buyursun söylesin, ben de buradan yayımlayayım!