Türkiye’nin küresel dengelerdeki gücü şu geleneklere dayanır: 1- Türkiye asla blöf yapmaz, 2- Beka sorunuyla karşılaştığında öngörülemez bir ülke olur, 3- Sabırlıdır ama günü geldiğinde gerekirse dünya yıkılır, yeniden kurulur ve o dünyadaki yerini almasını da bilir.
Trump’ın PKK-YPG’ye Rakka operasyonu bahanesiyle ağır silah verme kararı, Türkiye açısından sözün bittiği yerdir. Trump bu kararını, tarihimizde ilk kez, bir cumhurbaşkanının Washington ziyaretinden önce gönderdiğimiz ve sabırla temaslar yapan çok üst düzey bir heyetin orada bulunduğu sırada açıkladı.
Tavır çok basit: Erdoğan’a, PKK-YPG meselesini konuşmaya geleceksen bu konu masadan kalkmıştır mesajı veriyor.
Erdoğan yine de gitsin ve yüzlerine 15 Temmuz’dan başlayıp bugünlere uzanan tutumlarını, kumpaslarını, düşmanlıklarını anlatıp dönsün. Hepsi budur. (Bence gitmese de olur.)
Bir konuyu da hatırlatmasında yarar var, Trump’ın işadamı kimliği belli, yönettiği ülkenin yakın tarihinin kılcal damarlarından haberdar olmayabilir, eski başkanlardan Johnson’un Türkiye’ye gönderdiği Kıbrıs konusundaki düşmanlık dolu mektuptan yalnız 10 yıl sonra TSK’nın Girne’den Anadolu’ya yol bağladığını da özetlesin.
Karşımızda, bir terör örgütüne dayanarak Ortadoğu’da var olabileceğini düşünen bir aptallar sürüsü var, biz Türkler'in hafızası keskindir, arada muhataplara da hatırlatmakta yarar olur.
Artık konuşulacak bi’şey kalmadı
Durum açıktır: PKK-YPG’yi terör örgütü kabul ediyoruz, bu örgütlerin güney sınırımızda küresel güçlerin desteğiyle siyasi-askeri varlığa dönüşmesini de beka sorunu olarak görüyoruz, o zaman “milli ve yerli rotamızda” taviz vermeden yürümek zorundayız.
Trump adına yapılan açıklamada “Suriye Demokratik Güçleri” lafı kullanılmadı, doğrudan “Suriye’deki Kürt güçleri” denilerek taraf belirtildi. Bir de utanmadan, “NATO müttefikimiz Türkiye’ye güvenliği konusunda ek garantiler vermekte kararlıyız” gibi, hiçbir karşılığı olmayan sözler edildi.
Sana mı güveneceğim? Münbiç’teki PKK-YPG orada duruyor, hani Fırat’ın doğusuna çekileceklerine dair söz vermiştin? El Bab harekatının Münbiç’e rotalandığını görünce neden telaşla zırhlılarını ve bayrağını teröristi korumak için oraya gönderdin?
Nüfusunun yüzde 3’ü bile Kürt olmayan Münbiç’teki PKK işgali desteğinle sürüyor, şimdi kalkmış, “Rakka ele geçirildikten sonra Arapların yönetimine bırakılacak” diyorsun, bırak Türkiye’yi, Suriye’nin Arapları sana neden güvensin. Tel Abyad, Tel Rifat orada duruyor, oralarda Kürt mü yaşıyordu, etnik temizliği destekledin, bu iki kentin nüfusunun yüzde 90’ı sürgünde!
Aslında, Amerikan yönetimi ile konuşulacak bir şey kalmadı. Açık ifade ediyorum bunlar FETÖ elebaşını da sonuna kadar koruyacaklardır.
Mücadele Suriye-Irak coğrafyasındadır
TSK, polis özel harekat, jandarma özel harekat, korucular PKK ile mücadelede ülke sınırları içinde destan yazıyorlar, daha dün ülkenin kentlerinde barikatlar kurarak Suriye’yi Anadolu’ya taşımaya çalışanlar bugün saklanacak in bile bulamıyorlar.
Harekat, en son terörist etkisiz hale getirilene kadar aralıksız sürmelidir.
ABD-Rusya-Avrupa’nın küresel güçlerinin (Fransa cumhurbaşkanı ünvanını taşıyan Hollande, Salih Müslim denilen adamı sarayında ağırlıyor, iyi mi) PKK’yı, çok özel bir planla sınır ötesinde güçlendirme çabalarına sessiz kalamayız.
Terörle mücadelenin ana alanı artık Irak-Suriye coğrafyasıdır...
Gazi’nin dediği gibi, “hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır” ve bugün o satıh bütün Ortadoğu’dur...
Çünkü bizimle yüzyıllık hesaplaşma içine giren, vatanımızın bekasını hedefleyen güçler ile mücadelede “ileri savunma hatlarımızı” güçlendirmemiz gerekmektedir.
Trump’a açık ve net cevabı söyleyeyim: Suriye’nin kuzeyindeki PKK-YPG kamplarının bombalanmasının sürmesidir.
Ses çıkardıklarında Amerikalıların üslerine dokunmadığımızı fakat terörle mücadele politikamız çerçevesinde tehdit gördüğümüz tüm unsurlara karşı önlem almamız gerektiğini söylememiz yeterlidir, fazla izahata gerek yok.
Belli ki, Amerika, İsrail’in de güvenliğini öne çıkararak Suriye topraklarının neredeyse yarısını PKK’ya vermeye, bu terör örgütü üzerinden de bölgede ikinci bir İsrail oluşturmaya çalışıyor.
Bu, ol-ma-ya-cak...
İşe, Tel Abyad, Tel Afer, Tel Rifat, tabii ki Münbiç ve hatta Ayn el Arab'dan (Kobani) başlayabiliriz.
Girne’ye çıkarken size sorduk mu, laf...