Günde, binlerce gerekli veya gereksiz bilginin sıradan yaşamları bombardımana tuttuğu bir dünyada, ilkeli kalmak, savrulmadan yaşamak ve sarsılmayacak değerler bütünü içinde varlığını korumak zordur.
Emperyalizmin kontrolündeki genel-geçer değerler bütünü, Nepal’ın kuş uçmaz-kervan geçmez bir dağındaki dünyevi tüm arayışlardan arınmış Budist tapınağına ulaştığı an, bir rahipten, yöre halkının el sanatlarını internetten pazarlayan girişimci çıkarabilir… Daha vahimi, buna kimse şaşırmaz…
Bunu yaşamadık mı, yaşadık…
Pensilvanya’ya, sürgüne gitmiş görüntüsü veren, Hocaefendi diye adlandırılan bir şahıs, Amerikan ajanı çıktı!..
Alınları günde 5 vakit secdeye varıyor diye desteklenen müridleri, 15 Temmuz 2016 gecesi 251 vatanseveri şehit ettiler, binlercesini yaraladılar, kurtuluşun ve bağımsızlığın sembolü Gazi Meclisi bombaladılar, ceplerinde 1 Amerikan Doları bulduk!..
Böyledir…
Bazı dostlar, İslam’ı Haçlı’ya satan bir örgütü mutlaka oluşturur emperyalist lafımdan ¹ alınmış, alınmasınlar, ticaretin doymak bilmez hırslarına, siyasetin dünyevi zeminine yüce dinimizi taşımayanlara lafımız olur mu, tabii ki olmaz. Evlatlarımızı Allah’ın kitabıyla eğitip, vicdanlarıyla insanlığın hizmetine yönlendirenlere değil sözümüz, fetvasında “Haçlılar size bir şey yapmaz” diyenlere ve onların boşalttığı yerlere hemen saldıran yenilerine…
Bunlar, bu dönemin adamlarıdır, yalnız değildirler…
Al sana, Atatürkçü dediğin…
Akademisyen Bartu Soral’dan bugünün CHP kurmayları için çok güzel bir tarif duydum: Atatürkçü avcıları!..
Kendileri emperyalizmin vereceğe göreve hazır ama, Hocaefendi(!) nasıl memleketin mütedeyyin kesiminden adam devşirmişse, kendine Atatürkçü diyen kesiminden insan devşiren bir kadrodan söz ediyor.
FETÖ’nün kaset kumpasıyla iş başına gelmiş, CHP’deki tüm ulusalcıları temizlemiş, yerine terör bağlantılı karakterleri getirmiş, günlük yaşamında siyasetle pek uğraşmayan ama Atatürk deyince akan suları durduran samimi vatandaşın oyunu HDP ittifakına akıttıran bir yapılanma…
Mustafa Kemal üzerinden milyonlar kazanan yazarın, TV sunucusunun ört bas ettiği kirli ittifaklar…
Adam mazbatasını aldığı gün Barzani’nin TV’sinde Selahattin Demirtaş gibi 53 kişinin katlinin azmettiricisini yere göğe sığdıramadı, çıt yok..
Adam parti genel başkan yardımcısı sıfatıyla çıktı, özünün çevikliğiyle Amerikan ağzıyla S-400 almayın Patriot alın dedi, yine çıt yok.
Adam, Mersin milletvekili, Türkiye Doğu Akdeniz’de petrol aramasın dedi, laf yok…
Kadın, İzmir milletvekili, “PYD’ye terör örgütü diyebilmek için istihbari bilginin olması gerekir” dedi, anlı-şanlı “Kemalist”(!) bir tek yazardan “ne diyorsun kardeşim sen” cümlesi gelmedi…
Niye?..
Çünkü bu ülkede politika, hala, emperyalizme dönük, “o kötü çocuk, asıl iyi çocuk olan benim, bu oyunu benimle oyna” mantığında yapılıyor…
Yine Bartu Soral’a döneceğim, siyasi dalaşma olarak gördüğünüz de zamanla bir Karagöz-Hacivat oyununa dönüşüyor, geçiniz.
Ana omurga emperyalizmle mücadeledir…
Atatürk’ün partisinin kurucu önderi emperyalizme peşkeş çektiği, cemaat denilen yapıların siyasetin içinde emperyalist güçler adına manevralandığı, Sorosgiller cenahının hem muhafazakar hem de sol kanattan ama kolkola yeni kuşatmalar gerçekleştirdiği bir dönemden geçiyoruz.
FETÖ’nün kripto unsurları siyasetin bütün kesimlerinde varlığını koruyor.
Bu koşullarda ana omurga bellidir: 15 Temmuz gecesi diktiğimiz anti-emperyalist bayrağı yükseltmek, tam bağımsız, onuruyla yaşayan Türkiye için sabırlı mücadelemizi sürdürmek.
K.çı başı oynayanla, güç karşısında boyun eğen ya da kendisinin olmayan gücün gölgesine sığınıp iş çevirenle işimiz olmaz. NOKTA.
https://www.star.com.tr/yazar/bir-ankara-kusatmasindan-endiseliyim-oysa-saldiri-cok-yakin-yazi-1429563/