Canan Kaftancıoğlu... CHP’nin İstanbul İl Başkanı... Biraz spekülatif bir hemşire... Nasıl derler, “öfkeli”, “cerbezeli” ve moda tabiriyle “giderli olan” bir kardeşimiz.
CHP fikriyatıyla nerede kesiştiğini bilmiyoruz.
CHP’li değil.
Eski paylaşımlarına ve performansına baktığımızda, ortada CHP’li olacak, hele “Mustafa Kemal’in askeri” olmayı sindirecek bir tabiat göremiyoruz.
HDP ve PKK’ya daha yakın sanki.
Şiddeti seviyor.
Daha doğrusu, “şiddet siyasetini” benimsemiş partilerden ve örgütlerden hoşlanıyor.
Ermenilere “soykırım” uygulandığını söylüyor.
Bunları da sosyal medya aracılığıyla paylaşıyor.
Esasında “paylaşıyordu” dememiz gerekecek.
Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu tarafından İstanbul İl Başkanlığı’yla ödüllendirilince “militan” ve “şiddet sever” yanlarını törpüledi. Bir diğer ifadeyle, susmayı öğrendi.
Mesela, “Mustafa Kemal’in askeri olmayı” fazla “militer” buluyordu. Çok sert eleştiriler yöneltiyordu... Şimdi ağzını bile açmıyor... CHP toplantılarında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla karşılaştığında mutlu bir sepet gibi sırıtıyor.
PKK savunusu anlamına gelecek paylaşımlarda da bulunmuyor; artık dikkat ediyor... Şehit haberleri geldiğinde, yalandan da olsa, başsağlığı mesajları yayınlıyor; “Nereden gelirse gelsin” kalıbını kullanmayı ihmal etmeden tabii...
Nereden gelecek?
Şiddet, bir terör örgütü olan PKK’dan geliyor... Ama pek çok CHP’li ve “aydınlanmış” entelektüelimiz gibi, Kaftancıoğlu da PKK ismini kullanmamaya özen gösteriyor.
Böylece, PKK’yı eleştirmeden, cinayetleri kınamış oluyor.
Mesele ne?
Mesele şu:
Canan Kaftancıoğlu, dün, CHP olarak yaptırdıkları bir anketin sonuçlarını paylaşmış... Daha doğrusu, bazı gazetecilerle paylaşmış. Ben Saygı Öztürk’ten okudum.
Canan Hanım’a göre, AK Parti İstanbul’da geriliyor...
Bugün CHP mevcut 39 belediyeden 14’üne sahip... Bu rakam 19’a çıkıyor. Bazı ilçelerde de (kazanmasalar da), oylarını hatırı sayılır oranda artıyorlar.
Bu performansa göre, “Büyükşehir”i kazanma ihtimalleri oldukça yüksek.
Peki, CHP’liler İstanbul’da nasıl bir aday istiyor?
Bunun anketini de yaptırmışlar.
Şöyle diyor Canan Hanım: “Bir kere bütün İstanbul'u katarak söyleyeyim: İstanbul halkı yerel yöneticilerden kavga edenini istemiyor. Adayların oy isterken, kavgadan çok, neler yapacağını anlatmasını daha doğru buluyor...”
Problem de burada başlıyor işte...
Ne anlatacak CHP adayı?
Hangi yatırımlardan söz edecek, hangi “beledi” hizmetlerin müjdesini verecek?
Bizim bildiğimiz CHP adayları “yapmayı” değil, “yıkmayı” seçim vaadi olarak kullanıyor... Mesela Cumhurbaşkanı adayları, tüm projeleri iptal edecekleri sözünü vermişti. Buna Üçüncü Köprü de dâhildi. Yıkıp, yerine “yeşil alan” yapacaklardı.
Devam ediyor Canan Hanım: “Bir kadın olarak bunu üzülerek söylüyorum ama adayın erkek olmasını öneriyorlar. Başkan adayının sorunları çözen, iş bitirici, halka yakın olmasını istiyorlar...”
İnsanın, “Nasıl yani?” diye sorası geliyor.
Nasıl yani?
Üzerinde namaz da kılınan halıyı mokasenleriyle çiğneyen, bu davranışını “halka yakın olmak” zanneden Gürsel Tekin gibi adaylar mı?
Kürsüye tırmanan çocukları tartaklayan Muharrem İnce gibi adaylar mı?
En güzeli de şu:
Buyuruyor ki Canan Hanım, “Anket sonucuna göre, CHP adayları yüzde 100 dine saygılı olmalı...”
Burada da bir “Nasıl yani?” sorusu gerekiyor.
Nasıl yani?
Sera Kadıgil gibi, her fırsatta “ezan”dan duyduğu tiksintiyi dile getiren ve müezzin kesmekten söz eden adaylar mı? Yoksa Canan Kaftancıoğlu’nun kendisi gibi, “İnandığınız Allah’ınız sizin belanızı versin” diyerek 15 Temmuz direnişçilerine çemkiren adaylar mı?
Madem CHP’liler dine yüzde 100 saygılı adaylar istiyor, sizin CHP’de işiniz ne Canan Hanım?
Sera Kadıgil’in işi ne?
Her gün Cuma namazına giden Muharrem İnce’nin işi ne?
Özellikle siz...
Çeyrek domuzu 7 dakikada mideye indirmekle övünen kocanızla pekâlâ daha mutlu bir hayat kurabilirdiniz.
Niçin kendinizi ortalara attınız?
Niçin “CHP’nin imajını” bozuyorsunuz?