ABD ve AB tehlikeli oynuyor.
Aleni bir düşmanlık siyaseti izliyorlar Türkiye’ye karşı.
Darbe girişiminden sonra giderek pervasızlaştılar.
Ne dillerinin ayarı var, ne de siyasetlerinde ahlak ve tutarlılık.
Her şeyleri yalan üzerine kurgulanmış.
Demokrasi savunuları yalan.
Teröre karşı oldukları yalan.
Varsa yoksa kendi çıkarları.
Kendi çıkarları için demokrasinin sırtına binmekte hiçbir sakınca görmedikleri gibi, terör örgütlerine ve darbe girişimlerine arka çıkmayı da ahlaksızca bir yöntemle sözüm ona demokrasi kılıfı altında yapmakta hiçbir sakınca görmüyorlar.
Kendilerine boyun eğmeyen başka ülkelerin liderlerine karşı geçmişte yapıp ettiklerinin aynısını bugün de yapıyorlar.
İran’da “milli lider” Musaddık’ı kendileri devirdiler askeri bir darbeyle.
Mısır’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi devirdiler.
Darbeyle yönetime gelen Sisi’nin arkasında durdular.
Duruyorlar.
Suriye’deki eli kanlı diktatör Esed’in, kendi çıkarları için ayakta kalmasını sağladılar.
Başka ülkelerdeki diktatörlerle ve diktatör rejimlerle de pek bir sorunları yok.
Onlar için demokrasinin bir önemi yok.
Diktatörlüğün de...
Yeter ki o demokrasi işlerine yarasın.
Yeter ki o diktatörlük çıkarlarına uygun hareket etsin.
Askeri darbelere karşı olduklarını söylediklerine zinhar aldanmayınız, darbecilerin arkalarında nasıl durduklarını gördük.
Sakın demokrasiden yana olduklarını söylediklerine de inanmayın, halkın hür ve helal oylarıyla seçilmiş Recep Tayyip Erdoğan’a nasıl bir düşmanlık beslediklerini görüyoruz.
***
“Teröre karşıyız!” söylemleri birer palavradan ibaret.
Suriye’nin Kuzeyinde PKK ile, Irak’ta da fanatik mezhepçi ve kanlı İran yanlısı Haşdi Şabi ile nasıl iş tuttuklarını görüyoruz.
15 Temmuz darbe girişiminin arkasında asıl kimlerin oldukları bugünlerde daha iyi anlaşılıyor.
Maskeleri düştü.
Sadece 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında değil, gezi süreciyle başlayan irili-ufaklı bütün kalkışmaların arkasında kendilerinin olduklarını artık iyiden iyiye belli etmeye başladılar.
FETÖ üzerinden başarmak istediklerini başaramayınca PKK’yı devreye soktular.
Şimdi ikisinden de sonuç alamayacaklarını görünce, terör örgütlerinin arkalarına gizledikleri yüzlerini aleni bir şekilde gösterip, fütursuzca Türkiye düşmanlığı yapmaya başladılar.
Diplomasi üzerinden bunu yapmaya çalışıyorlar.
Medyaları marifetiyle bunu yapmaya çalışıyorlar.
Ve en fenası arkalarında durdukları terör örgütleri marifetiyle kaba kuvvet gösterisinde bulunuyorlar.
Böylesine ahlaksız ve kirli yöntemlerle Türkiye’ye diz çöktürmeye çalışıyorlar.
Yeni Türkiye’nin seçilmiş liderine kara çalmaya çalışıyorlar, o kapkara ve kirli dilleriyle.
İlkesizlikte dip yaptılar.
Yapıyorlar.
Ahlaksızlıkta sınır tanımıyorlar.
Yalanı gerçek gibi sunmakta üzerlerine yok.
Kendileri bir iki terör saldırısıyla karşı karşıya kaldıklarında kıyameti kopartıyorlar.
Sıkıyönetim ilan ediyorlar.
İspanya’da ayrılıkçı terör yanlısı bir partiyi kapatıyorlar.
Almanya’da Nazi partisi veya o ideolojiyi savunan bir parti kurulmasına izin vermiyorlar.
DEAŞ’ı bir biçimde savunacak bir partinin kurulmasına zinhar izin vermezler.
Herhangi bir milletvekilleri, akademisyenleri ve gazetecileri kalkıp DEAŞ’ı öven, DEAŞ terörüne arka çıkan bir demeç verse onlara yaşam hakkı tanımayacak olan o devletlerin, kalkıp bize demokrasi dersi vermeleri ne utanç verici!
DEAŞ terörünü savunan bir partileri olsun da görürüz nasıl demokrat olduklarını!
***
Şimdi kalkıp PKK terörüne alenen arka çıkan ve Kandil’in basit siyasi aparatı olduğu gün gibi aşikar olan bir partinin milletvekillerine yönelik hukuki bir soruşturmayı, demokrasinin askıya alınması veya diktatörlük rejimine dönüşme biçiminde sunuyorlar.
Bu kadar ahlaksızlığa, ilkesizliğe ve yalancılığa pes doğrusu!
Alman gazetelerinden birisi utanmadan ve arlanmadan “Diktatör Erdoğan” başlığını atmış.
Söyledikleri toptan yalan.
Güya Erdoğan muhaliflerini susturuyormuş!
Hatta darbe karşıtlarını bile tutukluyormuş!
Sizi gidi yalancılar sizi!
Erdoğan muhaliflerinden değil, demokrasi için tehdit oluşturan darbe ve terör yanlılarından hukuk adına hesap soruluyor sadece.
Ve sorulmaya da devam edilecektir.