“PKK ile mücadele yılların içinde belli ki kurumsallaşmış, özellikle TSK’nın içindeki hainleri temizlemesinden sonra sonuçlarını çok net gördüğümüz bir kurumsallaşma bu… Muharrem beyin apoletlerini sökmeye çalıştığı Korgeneral İsmail Temel Metin, bu yıl, Afrin kahramanlarıyla iftarı Burseya’da yaptı, gelecek yıl da tahminim Kandil kahramanlarıyla Kuzey Irak’da yapacak, örnektir.
Ama, FETÖ ile mücadele farklı…FETÖ ile cephe mücadelesi vermiyoruz, emperyalizmin içimize sızmış ve ne pahasına olursa olsun bulunduğun yeri koru emri almış ajanlarıyla savaşıyoruz.Sinsi… Kaypak… Her kılığa girebilen… Yalancı… İnkarcı…Hile ve desiseci… Yani FETÖ ile mücadele bir tür “gölgeler” savaşı…Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı (E) Orgeneral S.Zeki Çolak’ın 15 Temmuz’da bacaklarından vurulan koruma müdürü Burak Akın, önce kahraman ilan edildi, sonra da FETÖ’cü çıktı daha ne anlatalım…Bu korkunç gerçeği ne ortaya çıkardı? Deniz Kuvvetleri’ndeki vatanseverlerin oluşturduğu FETÖMETRE uygulaması, baktı, iş ankesörlü telefonlara kadar uzanmış, Burak Akın kendi itirafçı oldu!..İşte bunun için, FETÖ ile mücadele “tek merkezli” yapıda ve bu konuda uzmanlığını/vatanseverliğini ispatlamış kadrolarla yapılmalıdır.Bu iş, vatansever bir-kaç savcı, gazeteci, akademisyen ve meslek yaşam süresi bir YAŞ kararına bağlı bir-kaç üst düzey komutanın omuzlarında sürdürülemez, memleketi tekrar kaybetme, bir gün yine sokaktan toplama riskimiz artar…” ( Devlet ‘şaibe’ üzerinde yaşayamaz, STAR,11.Haziran.2018)
- Yok öyle kripto operasyon falan…
Yazımız hedefini buldu, Devlet Denetleme Kurulu (DDK) yayınlanan kararnameyle FETÖ ile mücadelenin çatı örgütü haline geldi. Kurul, Türkiye’deki tüm FETÖ operasyonlarını izleyecek, mahkemelerdeki gelişmeleri takip edecek, verilen kararları inceleyecek, yeni operasyonların iddianamelerini değerlendirecek. Bütün gelişmeleri raporlayacak, Cumhurbaşkanı’na arz edecek.
Erdoğan’ın “Onların girdiği bütün hücreleri söküp atacağız” açıklamasının rotasında kurumların her kademesindeki yazışmaları, gizli veya açık her türlü bilgiyi, kayıtları, envanteri incelemeye yetkili olacak. DDK, gerekli görülen durumlarda bilgi almak üzere her kademe, rütbe ve sınıftan yetkilileri bilgi almak üzere çağırabilecek.
Yani…
FETÖ operasyonlarında yaşanılan sızmalar anında ortaya çıkacak…
FETÖ’cü sanıkları zaman içinde rahatlatacak iddianameler hızla tespit edilecek…
Kamuoyunda tepkilere yol açan beraat veya tahliye kararları mercek altına alınacak…
Devletin içinde yapılanmış bu örgütün kripto unsurlarının yeni manevralarına asla izin verilmeyecek…
- Yeni kavram: Kararlı hainlik…
Kemal Gümüş’ün dünkü “Haşhaşiler Vazgeçmiyor” haberi, 15 Temmuz’da Köprü’den yaptığım yayına katılan araştırmacı Ozan Bodur’un, “Yaşadıklarımızın tarihi örneklerini Osmanlı’da aramak hataydı, aslında bütün yaşanılanlar Selçuk’lunun başına musallat olan Haşhaşi ihanetinin aynısıdır” sözlerini tamamlar nitelikte. Bodur, FETÖ’nün örgütlenme, strateji ve barındırdığı kimlikle Haşhaşiler’in aynısı olduğunu belirterek “Pensilvanya Alamut Kalesi, Gülen, Hasan Sabbah’tır” dedi.
Yaşanılan bunca kepazeliğe rağmen TSK içindeki kriptoların yeniden örgütlenme gayretleri bu yaklaşımı doğruluyor, o zaman, Selçuklu’nun bir ihanet ve terör şebekesiyle mücadelesi dikkatle incelenip, devlet refleksi o zemin üzerine oturtulmalı.
Karşımızda “kurumsal ihaneti” ayakta tutmaya çalışan bir örgüt var, hiç alışık olmadığımız bir kavramla karşılaşıyoruz: Kararlı hainlik…
Toparlanırlar mı, evet, yüksek olasılık FETÖ ismiyle karşımıza çıkmazlar ama, bir gün ortalığa bir şekilde dökülürler, çünkü arkalarında hala emperyalizm var…
Dikkat!..