Hatırlıyor musunuz, bir zamanlar her taşın altından “Diktatör Erdoğan” sözü çıkıyordu.
7 Haziran kaosu, FETÖ’nün bu söylemle oluşturduğu “ortak cephe”nin ürünüdür.
Batı medyası ve Haçlı şürekası da, “Erdoğan’ın zulmü altında inleyen Türk halkı” için hep endişelenmiştir!
Bu “diktatör” muhabbeti, 15 Temmuz yaklaştıkça dozunu daha da arttırmıştı.
Onların hesaplarına göre kimse sokağa çıkmayacak ve o hain plan, tereyağından kıl çeker gibi uygulayacaktı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ortadan kaldırabilselerdi, “Diktatör Erdoğan” algı operasyonlarının semeresi görülecek, batılı dostlar(!), bir “diktatör”den kurtulduğumuz için bizi kutlayacaktı.
Yani Türkiye’ye, Çavuşesku’dan kurtulan Romanya muamelesi yapılacaktı.
Çok mu abartılı buldunuz?
Sanırım, yüzde 52 oyla seçilen Mursi’yi diktatör, diktatör Sisi’yi ise demokrat yaptıklarını unuttunuz.
Oyunun bozulduğu an
Farkında mısınız, o “diktatör” fırtınası artık uzun zamandır esmiyor.
Bu operasyonun çöktüğü an, Erdoğan’ın, “Ben bugüne kadar halkın gücünün üstünde bir güç tanımadım. Halkı, demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyorum” dediği andır.
Erdoğan, zulmettiği(!) halkı ölüme çağırıyor ve duyan da soluğu dışarda alıyordu.
FETÖ ve Haçlı müttefikleri, planlarını alt üst eden bu tepkiye çok kızdılar.
Ama yine de pes etmediler.
Siyasetteki taşeronları ile birlikte, bir yıl boyunca 15 Temmuz’un, “kontrollü bir darbe” olduğu, “başkanlık için halkın feda edildiği” yalanını pompaladılar.
Ama bu yıl da halk aynı kararlılıkla meydanlara koştu.
Kaldı ki çoğu da, yaşadıkları aksaklıklar sonucu canından bezip geri döndü.
Yeni bir hıyaneti pişiriyorlar...
Ama unutmayın ki Haçlı birikimini kullanan FETÖ’de oyun bitmez.
Halkın desteği yüzünden Erdoğan’ı ortadan kaldıramayanlar, yeni bir taktikle; halkın teveccühünden üretecekleri öfkede boğmaya çalışıyorlar.
Aman dikkat…
Sevgi, istismara en açık duygudur.
Bu milletin Sayın Erdoğan’a olan tutkusunu kullanarak, Erdoğan’ı vurmalarına izin vermemeliyiz.
Sabır taşıran FETÖ himayeleri, sürekli sinir uçlarımıza çalışan darbe güzellemeleri hep bu öfkenin üretilmesine yönelik tahriklerdir.
Mahkeme salonlarındaki şovlar, milletin yargıdan ümidini kesme çabalarıdır.
Şehit ve gazilerimiz dışında kalan herkes için “E5’te Adalet” projesinin asıl amacı, darbe mağdurlarının da sabrını taşırıp sokağa dökmektir.
Çünkü, onların arzu ettiği çatışma ortamı ancak o zaman oluşacaktır.
Yargı şimdi daha adil…
Bu millet, ölüm yağdıran hainlere, mantar tabancası bile patlatmadan karşı koymayı başarmış bir demokrasi abidesidir.
Bu hesabın görülebilmesi için, halk demokratik olgunluğu sonuna kadar muhafaza etmelidir.
Asıl güç budur ve bu büyü bozulmamalıdır.
FETÖ hainlerine hesap sorulacak tek yer, Sayın Erdoğan’ın daha ilk gece işaret ettiği mahkemelerdir.
Ergenekoncu FETÖ yargısına övgüler yağdırırken, bugünkü yargıyı “güvensiz” bulmak, halkı sokağa dökme planının bir parçasıdır.
Normalleştikçe daha da ‘adil’leşen yargımız her türlü desteği hak etmektedir.
İdam, kimi idam edecek?
Hakkaniyet ve adalet çıkışlı “idam” taleplerinin de artık yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Gelse bile darbeciler için uygulanamayacağına göre bu ısrar niye?
Can Dündar haininin son dönemdeki “Neden idamı geri getirmiyorsunuz” tepinmelerini iyi okumalıdır.
Bugün “idam referandumu” yapılsa, FETÖ’nün “Evet” için yırtınacağından hiç şüpheniz olmasın.
Neden acaba?