Tek kelimeyle toplar. Devletin yardım toplaması, kamuya kaynak sağlamak için kendisine yardım toplaması demek değildir, bir mağduriyeti toplumsal düzeyde hafifletmek için yardım kampanyası düzenlemesi demektir.
Devlet yardım kampanyasını, bir kriz, afet, felaket karşısında sosyal dayanışmayı ortaya koymak, yardımlaşma ruhunu geliştirmek için düzenler.
Zor zamanlar, milli dayanışma ruhunun tezahür edeceği zamanlardır ve devletin görevi bunu harekete geçirmektir.
Devletin toplanacak birkaç yüz milyona ihtiyacı yoktur. IMF’nin açıkladığı gibi şu an yardım talebinde bulunmayan iki ülke Rusya ve Türkiye’dir.
Devletin sosyal alana yönelik harcamalarının, yardımlarının, teşviklerinin tek bir kalemi milyarlarca liradır.
Şu birkaç ay için sağlık personeline ödenecek ek miktar bile 7 milyar lira civarındadır.
Devletin salgın dönemine yönelik açıkladığı kaynak paketi 100 milyarın üzerindedir.
Bu rakamlar içinde kampanyadan toplanacak meblağ, çok cüzi bir miktara tekabül eder.
O halde yardım kampanyasının amacı, devlete kaynak sağlamak değildir.
İnsanlar kriz zamanlarında sürecin parçası olmak, taşın altına elini koymak, mağduriyet yaşayan insanlara bir nebze de olsa katkıda bulunmak isterler.
Düşünün toplumun bir kesimi korunma maksatlı evde çocuklarıyla vakit geçirirken doktoru, hemşiresi, polisi, zabıtası, birçok kamu görevlisi risk altında büyük fedakarlıkla görev yapıyor. İşini sürdüremediğinden gelir kapısı kapanan birçok insan var. Böyle bir durumda insan, bir şey yapmak, krizin hafifletilmesine katkıda bulunmak ister. Yardım kampanyası bu hissiyatın karşılığıdır.
Aynı hissiyatı Suriye’deki askeri operasyonlar sırasında gördük; insanlarımız Silahlı Kuvvetlerimize destek olmak için yardım seferberliğine katıldı. Bu, devletin ve TSK’nın ihtiyacı olmasıyla ilgili bir durum değildi, insanların milli dayanışma ruhuyla ilgili bir durumdu.
‘Devlet yardım toplar mı’ diye sorulan sorunun devlet ve siyaset tecrübesine sahip olması gereken kişilerden gelmesi ise hayret vericidir. Yardım kampanyalarının önemli bir kısmını devlet düzenler.
Suriyeli göçmenlere yardım kampanyası düzenleyen AFAD, devlet değil midir?
Van, Bingöl, Elazığ depremlerinden sonra yardım kampanyası düzenleyen devlet değil miydi?
Deprem, çığ, göç veya salgın fark etmez, bir felaket sonrası kampanya başlatan öncelikle devletin kurumlarıdır. Sivil toplum örgütleri ya eşzamanlı olarak kendileri kampanya düzenlerler ya da bu şemsiye kampanyanın altında faaliyet gösterirler.
Devletin okul yaptırma gibi özel sektöre ve yardımsever ailelere yönelik çağrısı ise tüm zamanlar için geçerlidir. Her iktidar döneminde bu tür hibe yatırımlara yönelik teşvik ve yönlendirme olmuştur.
Büyük devlet ve millet olmak zor zamanda dayanışma içinde meselelerin üzerine gitmek demektir.
Bu milli dayanışma ruhunu harekete geçirmek devletin acziyetini değil milletiyle bütünleşmesini ifade eder.
Asıl acziyet ise sürece katkıda bulunmak yerine siyasi eleştiri getirmek ve bu ruhu anlamamaktır.