Devletin bazı şeyleri ulu orta yapamayacağı dönemler vardır. Böyle dönemlerde, örneğin ABD'de CIA kiralık katilleri devreye sokar, İngiliz'in MI6'sı ya da Fransız'ın Suréte'si de aynı yönteme başvurur. Bizdeyse bir dönem, ASALA, PKK ve Dev-Sol'a karşı "Derin Abiler" göreve çağrıldı. Güne her anlamda şaşkınlık ve çaresizlik egemendi. Ülkeyi yönetenler başı kesik tavuklar gibi bir oraya bir buraya koşup duruyorlardı. Hatta dönemin başbakanlarından biri terörün tırmanmasından öylesine yakınıyordu ki, işin ehli olduğunu var saydığı herkese, "öldürün Apo'yu" demekte, suikast sipariş etmekteydi! Yapacak kişi ya da kişilere, neredeyse örtülü ödeneğin tamamını vermeye razıydı!
Türkiye için 1977 yılı kan, kargaşa ve şiddet demekti. İşçi Bayramı ya da bizim yıllar yılı Bahar Bayramı olarak kutladığımız 1 Mayıs 1977'de Taksim kana bulanıyor, kitlesel katliamlar birbirini izliyordu. Kimi yerlerdeyse önceden seçilmiş hedefler öldürülüyordu. Bunlardan biri Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz'dü. İddialara göre Öz, devletin içindeki kontrgerilla yapılanmasını araştırırken 24 Mart 1978'de Ankara'da vuruldu. Çatlı'nın Ülkü Ocakları Başkanıyken ikinci başkanı olan Hüseyin Demirel cinayet sanıklarının arasındaydı. Ülkeyi karanlığa gömen 12 Eylül darbesinden bir süre sonra idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu'nun sıkıyönetimde verdiği ifade yıllar sonra ortaya çıktı. Bu ifadeye göre Hüseyin Demirel, Doğan Öz'ü öldürdükten sonra ünlü kabadayılardan Oflu İsmail'in yanına gönderilmiş, Oflu da onu Bulgaristan'a kaçırmıştı. Hüseyin Demirel Bulgaristan'dan sonra Fransa'ya yerleşiyor, Abdullah Çatlı'yla birlikte ASALA'ya karşı savaşıyordu...
Peki kimdi bu devletin göreve çağırdığı Derin Abiler? Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Korkut Eken, Alaattin Çakıcı ve daha kimler kimler... Yıl 1977'ye geldiğinde sopa, zincir, demir yerini tabancalı, otomatik tüfekli, bombalı saldırılara bırakıyordu. Çatlı çift silahla dolaşıyordu artık. Bunlardan biri kuyruk sokumunda diğeriyse koltuk altındaydı. Birileri hiç kullanılmamış, yepyeni silahları getiriyor hayatının baharında olan bu gençlere dağıtıyordu.
Rahmetli Bülent Ecevit AP'den transfer edilen 11 milletvekilinden 10'una koltuk verdiği hükümeti 5 Ocak 1977'de kurdu. İlk işi de daha örgütlü, silahlı olan ülkücülerin üstüne gitmek oldu. Hemen ardından gene sağcıların örgütlendiği Eğitim Enstitüleri süresiz tatil edildi. Tam o sıralarda Abdullah Çatlı, salt kendine bağlı bir örgüt kurdu, adını da "Çelik Çekirdek" koydu. Örgüt MHP Genel Merkezine yakın, Ankara Bahçelievler'de bir öğrenci evinde doğdu. Çatlı'nın arkadaşları bu örgütün varlığını kabul etmese de, kızı Gökçen Çatlı, Tempo dergisinin 9 Kasım 2006 tarihli sayısında örgütü ayrıntılarıyla anlattı...
(Yarın: TİP'li 7 öğrencinin öldürülmesi ve...)