Şu ‘davet’ meselesi çözülmeden İstanbul’un yönetilemeyeceği aşikar. Bunu basit bir iş gibi görmeyin. İstanbullu, deprem gibi sel gibi doğal afetler sonrasında, seçilmiş belediye başkanıyla hükümetin uyum içinde çalıştığını görmek ister. Bu bir güven meselesidir. Siyasi çekişmelere kurban gitmeyeceğini hissetmeye çalışır insanlar. Ama görülüyor ki, şovun olmadığı yerde boy göstermeyen belediye başkanı için İstanbullunun hislerinin bir önemi yok. Başkan, ‘Kent afet müdahale toplantısı’na katılmadı. ‘Neden katılmadınız?’ dendiğinde, davet edilmediği anlamına gelen laflar geveledi ağzında. Fatih Altaylı; ‘AFAD toplantısından geç haberi olduğu için kendini dışlanmış hissetti’ diye yazdı. Yani elbette belediyenin genel sekreter yardımcısı başta olmak üzere diğer yetkilileri de orada bulunmak üzere görevlendirdiğine göre bu davetten habersiz olmak değil tavır yapmaktır. Ayrıca daha ağır bir şeyi hatırlatmak lazım. Bu tür toplantılar davetle değil talimatla yapılır. İnsanlar nezaketinden söylemiyor ama bu iş, “Başkan gel de iki lafın belini kıralım” türü bir kahvehane çağrısı değildir. Acil durum toplantısıdır. Devlet kent yetkililerini bir masa etrafında toplar. “Ben kırıldım, üzüldüm, ünlem koyalım” denilebilecek bir durum değildir bu. Eğer Ekrem Bey, kendini bu tür konularda başka bir yere konumlandırıyorsa, söyleyelim yanlış yapıyor. Hani toplantıdaki temsil düzeyine bakıp da, ‘sizin denginiz ben değilim genel sekreter yardımcım’ falan diye düşündüyse bu enaniyetin siyasi faturasını çok ağır öder.
CHP de Çubuk raporunda sosyal medya fişlemesi yapmış
Cumhuriyet Halk Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan yumruklu saldırı hakkındaki dava sürecini, “Çubuk linç girişimi, Araştırma Komisyonu Raporu” adı altında derleyip toplamış. İçinde mahkemeye delil olarak sunulan fotoğraflar, tanık ve sanık ifadeleri gibi detaylar var.. Buraya kadar anlaşılabilir. Yani olayla ilgili bir kaynak gibi değerlendirilebilir. Peki ya kitapta tek tek yer verilen eleştirel twitter mesajları ne oluyor?.. SETA yabancı medyanın bu topraklarda operasyon çekmeye çalışırken suçüstü yakalandığı twitleri toplayınca ortalığı ayağa kaldıranlara soruyorum. Yersiz bir etik tartışma başlatmıştınız ya hani. Şimdi bu kepazeliğe söyleyecek sözünüz var mı? CHP, Çubuk konusuyla ilgili kaynak oluştururken sosyal medyadan twit toplamış ve saklamış… Var mı buna bir çift sözünüz?
Ölümsüzlük Odası Bakü’de
Kavramsal sanatta dünyadaki yüzakımız Ressam Ahmet Güneştekin’in “ölümsüzlük odası” Bakü’ye gitti. Salı günü Haydar Aliyev Center’da sergilenecek. Serginin küratörlüğünü sanat tarihçisi Emin S. Mammadov yapıyor. Ahmet Güneştekin, eserleri dünyanın en ünlü galerilerinde sergilenen, dünyanın en ünlü bienallerinde boy gösteren bir dünya markası. Ölümsüzlük Odası ise son dönem yapıtları içinde en çok ses getiren enstalasyonu. 22 bin parça boynuz ve kurukafa dökümü, 35 ton alüminyumun kullanılarak oluşturulan bir dev eser. Güneştekin, bu eserde Gılgamış Destanı'ndan, Babil tabletlerinden, Zülkarneyn'den ve Göbeklitepe'den esinlendiğini anlatıyor. Şimdi o gurur tablomuz Bakü’de görücüye çıkıyor. Tebrikler Ahmet Güneştekin…