Kendilerine“Hayırlı Konvoy” adını veren bir 27 Mayıs artığı grup var biliyorsunuz..
Tam 28 Şubat haysiyetsizliğinin sene-i devriyesine Türkiye turuna çıktılar..
Köşe bucak memleketi dolaşıp bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na, milletin iradesine sövüyor, hep bir ağızdan sövdürüyorlar. 15 Temmuz’un bütün faturasını FETÖ’ye ve arkasındaki NATO’ya çıkardıktan sonra, ordu içinde istedikleri temizlik yapıldıktan sonra yani, kendilerine daha fazla alan açmaya başladılar.. Hemen darbe ve işgal girişiminden ardından kendilerine görevler biçtiler.. Kimi müstakbel MİT müsteşarı, kimi Emniyet genel müdürü ilan etti kendini.. Çıplak elle tankı durduran bu milletin evlâtlarına ortak çıkmaya çalıştılar.. Hadsizce ittifak istediler.. “..Bizi yanına almazsan güvende değilsin…” mesajı verdiler.. Sanki o gece, karanlığa sürerken uçağını bu milletin lideri, Allah’tan ve milletinden başka müttefiki vardı… Bu cunta heveslisi kaybetmiş asker eskilerinin pay kapma yarışını millet acı bir tebessümle izliyor..
Bu kaybetmişlerden biri çıktı geçen gün, 15 Temmuz’da darbe girişimini nasıl engellediklerini anlattı..
“..Biz olmasaydık siz yerdiniz bu darbeyi..” anlamına gelebilecek sözleri söyledi..
Pardon da sizin temsil ettiğiniz darbeci zihniyet, 1923’ten bu yana 4+3 defa en onursuz darbeleri yaptı ya zaten.. Neyi engellemişsiniz bu vakte kadar?.. Sizin, adına “devrim” diyor olmanız, onun aşağılık, alçak, kalleş, faşist, kanlı bir darbe olduğu gerçeğini değiştirmiyor ki..
“..Darbeyi engelledik..” diyorsunuz.. Oysa bize sorsalar, “Nasıl bilirdiniz?” diye, tereddütsüz “Darbeci bilirdik” diyeceğimiz adamlarsınız siz..
- Engellediğiniz o darbe gecesi, cami basıp müezzin dövenler kimdi?..
- Tanklar geçerken Bağdat caddesinden alkış tutanlar...
- Ya Twitter’dan “Yurtta Sulh Konseyi”ni selamlayanlar?..
Açtırmayın bayramlık ağzımızı…
Tek tek bütün darbeci subayların savunmalarını okuyalım birlikte..
“..Hocaefendimize bağlılığımız tamdır..” diyenle, “..Adımı o meymenetsiz Hoca kılıklı şerefsizle anmayın..” diyen darbecileri bir bir koyalım mı terazinin iki tarafına?..
Siz kabul etmeseniz de cuntasında da sokak desteğinde de 15 Temmuz sizin FETÖ ile yaptığınız adı konmamış bir ittifakın ürünüydü.. Millet ikinize de ders verdi..
Şimdi.. Geri dön.. Yerlerinize, uygun adım, marş marş..
CHP böyle devam edemez
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1 numaralı koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu şartlarda 16 Nisan’a gitmesi CHP seçmenine yapılmış en büyük hakarettir.. Evet bu vakte kadar (referandumlar dahil) 10 seçim kaybettiği halde koltuğunu bırakmadı.. Ama bu defa durum her zamankinden ciddi.. Güldük eğlendik, tamam bir yere kadar.. Ama bu şartlarda hâlâ daha ‘hayır’ kampanyasının majör aktörü olarak CHP’nin başında kalması kabul edilebilir gibi değil.. Ayrılması lazım, bırakması lazım.. Ama bırakamaz.. Kendi iradesi olsa bırakmaz mı?.. Hem de hemen bırakır.. “.. alın kardeşim bunlar partinin anahtarları.. İki demli bir sade, dostlar bana müsade..” Ama kendi iradesi değil ki onu CHP’nin başında tutan.. Kim getirdiyse o makama ancak o alır.. O da kaybetti şimdi.. Dizayn gücü kalmadı anlayacağınız.. O yüzden Kılıçdaroğlu sabit kaldı..Pilotu kalp krizi geçirmiş uçak gibi düşünün.. Baş aşağı hızla çakılıyor CHP.. Acil müdahale lazım..
Yemek ve diyet
Dünyada, en çok satan kitaplarda en başta yemek, ikinci sırada ise diyet kitapları geliyor.. Acaba, nasıl pişirileceğini öğrendiğimiz o güzelim yemekleri yemiyoruz anlamına mı geliyor bu?..