Böylesi bir darbe girişiminin bir kaç günde tasarlanıp örgütlenmesi elbette çok güç. Ne var ki, darbe soruşturmasının merkezi olan Ankara'da Terörle Mücadele (TEM) biriminde görevli polisler, eldeki bütün verileri, kılı kırk yararak inceledikten sonra, darbenin tasarlanmasıyla ilgili taslak fezlekeyi hazırladı. (İmam'ın OrdusuAhmet ŞıkKırmızı Kedi Yayınları) Fezlekeye göre darbe hazırlıkları 2016 Ocak ayında başlamıştı.
***
Kanlı darbe girişiminin baş sorumlusu FETÖ'ydü. Bu savı kimi yüksek rütbeli subayların savcılıkta, birbirlerinden habersiz, verdikleri ifadeler doğruluyor. Bu ifadelerin en önemlisi Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan'a ait. Türkkan cemaat üyesi olduğunu, darbeyi Gülen cemaatinin tasarladığını, Orgeneral Akar'ı da makam odasına kendi yerleştirdiği cihazla dinlediklerini anlattı. Çeşitli rütbelerdeki birçok subay da darbenin arkasında FETÖ'nün olduğunu açıkladı. Çeşitli nedenlerle meslekten atılmış ya da görevden alınmış, FETÖ üyesi olduklarını açıklayan bazı polislerle bu yüksek rütbelilerin bir arada yakalanması, cemaatin bu işin yönlendirip yönettiği kanısını güçlendirdi. Bu polislerden biri eski Emniyet İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Gürsel Aktepe'ydi. Darbe gecesi telefonuna "Darbe oldu. Herkes destek için çıksın; daha önce çalıştığı yerin yakınına geçsin. General Mehmet'le irtibat kurun" mesajı gelince soluğu sokakta almıştı...
Darbe girişiminin Gülen cemaatiyle ilişkisini en çarpıcı biçimde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın soruşturmada mağdur olarak verdiği ifadede okumak mümkün. Akar 15 Temmuz gecesi rehin alındıktan sonra darbe bildirisinin altını imzalaması istenirken, "Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen'le görüştürürüz" dendiğini anlattı. Bu öneriyi yapan darbenin merkezi, Ankara Akıncı Hava Üssü Komutanı Tuğgeneral Hakkı Evrim'di. Akar, "ben kimseyle görüşmem" diyerek tuğgenerali tersledi.
Terörle Mücadele polisinin saptamasına göre darbe bildirisini 15 Temmuz gecesi imzalayarak ülke genelindeki birliklere yollayan Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç darbenin asker kanadının başındaydı. TRT'den silah zoruyla okutulan "Yurtta Sulh Konseyi" bildirisinin de altında imzası vardı. Sıkıyönetim ilan edilecek illerde komutanlığı yürütecek subayları sıralayan liste de Partigöç tarafından hazırlanıp ilgili kişilere iletilmişti. Tuğgeneral Partigöç'den sonra ikinci sırada Tümgeneral Mehmet Dişli geliyordu. Görevi darbeye direnecek komutanların derdest edilip darbeye katılmalarını sağlamaktı.
Darbe girişiminin ardından ihbarlara rağmen Gülen cemaatinin TSK içindeki varlığına yönelik etkili çalışmalar yapmamakla suçlanan Gen-Kur eski Başkanı Necdet Özel en çok eleştirilen kişiydi. Özel tüm ihbar ve iddiaların araştırıldığını söyleyecekti. Ancak Gen-Kur'da arşivlere giren bir belge Özel'i yalanlıyordu. Bu bir istihbarat raporuydu ve yapılan bütün uyarılara rağmen cemaatin TSK içinde örgütlenmeye devam ettiğini kanıtlıyordu. Belge "Fetullah Gülen bağlantılı personel" başlığı altında bin 774 askerle ilgili yapılan soruşturmaların sonuçlarını içeriyordu. Belge 4 Ocak 2016 tarihinde imzaya arz edilmişti. Rapora göre adları bildirilen askerlerden bin 277'sine yönelik hiçbir bulguya rastlanmamıştı! Geriye kalan 47'sininse daha kapsamlı bir biçimde incelenmesi gerektiği belirtilmişti...
Özetle korkunç bir gelecekten son dakikada kurtulduk milletçe. Efendim ölenlere rahmet diliyorum Allah'tan.