Cumhur İttifakı’na önem verenlerin çoğu ittifakın yerel seçimde olmamasını biraz buruk bir şekilde karşılamıştı. İttifakı yerel düzeyde realize etmek gerçekten de çok kolay değildi ama böyle bir beklenti olduğu da aşikârdı.
O andan itibaren soranlara Cumhur İttifakı’nın çok güçlü bir işbirliği zemini olduğunu ve bunun bir şekilde yerelde de etkisinin olacağını söylüyordum. Türkiye genelinde tam anlamıyla bir ittifak tesis edilemese dahi bu kadar güçlü bir ittifak ruhunun tezahürsüz kalmayacağı çok belliydi. Sonuçta iki liderin bir araya gelerek bunun nasıl somutlaştırılacağını bir kez daha ele almaları son derece olumlu bir gelişmedir.
Hep söylüyorum, yerel seçimler 24 Haziran seçimlerinin mütemmim cüz’ü gibidir. Güçlü lider, güçlü meclis ve güçlü yerel yönetimler üçlü sacayağının sarsılmaması gereken üç parçasıdır. 24 Haziran’da sergilenen dayanışma o kadar hayati bir gerekliliğe dayanıyordu ki, yerel seçimlerin de bunun bir uzantısı olarak görülerek ele alınması zorunludur.
Cumhur İttifakı yerel seçimleri de, genel seçimleri de aşan mahiyette bir mutabakat zeminidir. Ülkenin mukadderatını ilgilendiren, toplumun önüne bir gelecek paradigması koyan büyük bir siyasi duruştur bu.
Türkiye’nin bu siyasi duruşa, dayanışma ve işbirliğine ihtiyacı yerel seçimleri aşan boyuttadır. Bunu sadece bir ilçe veya ilde kimin belediye başkanı olacağının ötesine geçtiği çok açık. Diğer taraftan CHP’nin İP, SP ve HDP ile işbirliği arayışı içinde olması da herhalde bir ili kimin yöneteceğinin ötesinde bir arayışı ifade ediyor.
AK Parti ve Erdoğan karşıtı muhalefet cephesinin yerel seçim sonuçları üzerinden üç şey yapmak istediği biliniyor:
Bir, sistem tartışması açmak; iki, iktidar tartışması açmak; üç, siyasi meşruiyet tartışması açmak.
Cumhur İttifakı gibi hayati bir işbirliğine bütün gövdesini koyan MHP’nin böyle bir duruma geçit vermesini beklemek abes olur.
Fetöcü hainler pusuda bekliyor…
Vesayetçi-darbeci odaklar yeniden palazlanmanın gayreti içindeler…
Küresel/bölgesel güçler Türkiye’yi kuşatma arzusundan vazgeçmiyorlar.
Son yaşanan kimi olaylarla da görüldü ki, sinir uçlarını harekete geçirmeye, sokakları tahrik etmeye, milli hassasiyetleri kaşımaya çalışan birileri var.
Vesayetçi statükocu artıkların eski alışkanlıkları zaman zaman nüksediyor.
Siyasi ve sosyal kutuplaşmanın arzulandığı böyle bir ortamda AK Parti ile MHP’nin işbirliği zeminini koruması çok büyük bir anlam ve değer taşıyor.
Feraset, basiret ve dirayet… Bu üç hasleti kuşanarak bu süreçleri götürmek gerekiyor.
Belediyecilik AK Parti’nin uzmanlık alanıdır ve AK Parti yine birçok yeri kazanacaktır. Ama mesele ülkenin siyasi istikbalinden bağımsız ele alınamaz. CHP’nin bir yandan HDP ile diğer yandan İP ve SP ile işbirliği zemini araması meseleyi yerel zeminden genel siyaset zeminine zaten taşımış durumda. Bu dalgalara karşı Cumhur İttifakı’yla göğüs germek yerinde olacaktır.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın davetiyle gerçekleşen zirve diğer muhalefet partilerini panikletmiş, halkta ise çok iyimser bir hava oluşturmuştur.
Sayın Bahçeli’nin şu ana kadarki sağlam duruşu ve dirayetinin 31 Mart sonrasına yönelik oyunların bozulmasına da katkıda bulunacağını düşünüyorum.