"Tarihimiz ikiye ayrılır; yakın tarihimiz, uzak tarihimiz. Bize en uzak olan da yakın tarihimizdir!"
Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar adlı yapıtından bir alınıtıyla başlıyor sevgili dostum Ahmet Kekeç "Cumhutiyet Apartmanı" adlı kitabına. Ahmet'in sizi alıp 1937 yılının Çankaya'sına götürmesine izin verin ve Mustafa Kemal Atatürk'le İsmet İnönü kavgasına kulak misafiri olun hele:
Mustafa Kemal "yakın silah arkadaşı" İnönü'ye güvenmekle birlikte kimi uygulamalarını beğenmiyor, her fırsatta hükümetin yaptığı işleri eleştiriyordu. Tek Adam'la İkinci Adam (Şevket Süreyya Aydemir) arasındakl çatışmanın temelleri eskilere dayanıyordu. İnönü sertlikten yana,kapalı bir düzen yanlısıydı; Mustafa Kemal'se bu düzeni yumuşatmaya, demokratik kanalları açık tutmaya çalışıyordu. Ancak bunu İnönü'yle hiç bir zaman başaramadı...
Ekonomide de çatışıyorlardı. İnönü devletciliğe bulanmış, karma ekonomiden başka hiç bir öneriyi dikkate bile almıyordu. Mustafa Kemal ise daha daha liberal açılımlar istiyor, özel sektörün gelişmesi ve desteklenmesi için çabalıyordu. Düzen içindeki bu tartışmalar zamanla kişilik çatışmasına dönüşecekti...
Bakın dostlar, İnönü CHP'nin bu gününü de belirlemiştir bu katı devletçi tutumuyla. Geldiğimiz 2017 yılında bile CHP hem özelleştirmeye, hem yap-işlet-devret uygulamasına, hem de sanayinin özel sektörce ve devlet desteğiyle yürütülmesine karşı çıkıyor. Bunun karşısına koyacağı devletçi modelin halkça kabul görmeyeceğini kestirdiğinden hiç bir ekonomik model açıklamıyor.
DERSİM BATAĞI:
Gene dönelim Cumhuriyet Apartmanına:
"Güm Yeni düzen kurulduktan sonra Güney ve Doğu ASnadoluı'da toplam 27 isyan gerçekleşmişti. Dersim bunlardan biriydi. Dr M. Nur Dersimi, "Dersim Tarihi"adlı kitabında Dersim İsyanına özellikle İsmet İnönü'nün neden olduğunu açıklıyor: "Diyarbakır merkez olmak üzere 1928 yılında kurulan Birinci Umumi (Genel) Müfettişliğin görevi bu bölgede yaşayan insanların varlığına karşı bir örgüt kurmaktan başka birşey değildi. Bu müfettişliğe ırk açısından Arap olmasına karşın, makam ve rant için herşeyini feda etmiş İbrahim Tali'nin görevi Doğudaki halkın Batıya nakledilmesini sağlamaktı. Batı illerine gönderilen insanların büyük bir bölümü kadın ve çocuklardan oluşuyordu. Özelikle büyük sayıda çocuk gönderilmesine özen gösteriliyordu. Çünkü bunların dönüştürülmesi daha kolay sanılıyordu." Dersimi'ye göre dönüştürülmekten umut kesilen aydınlarla aşiret reisleri imha ediliyordu. İnönü'nün gene Dersimi'ye göre Doğu illerinde uyguladığı sertlik yanlısı tutum, Ankara'yı içinden çıkılmaz bir duruma sokmuştu..."
Günümüzde de güney doğu ve doğu illerinde yaşayan yurttaşlarımız o acılı yılları unutmuyor ve CHP her seçimde sandığa gömülüyor. Peki o yöreyle ilgili bir söylemi bir tasarısı var mı? Benim bildiğim kadarıyla yok!
Şimdi, siz sevgili okurlardan isirhamım, hemen kitabcıya gidip bir adet Cumhuriyet Apartmanı almanız. Hem bakarsınız aileden birileri alt katlarda bir dairede oturmuştur bir süre...KIim bilir!
(Yarın: CHP BU GÜNLERE NASIL GELDİ 2)