İnsansız hava araçları (İHA) dünyada Türkiye’nin de aralarında bulunduğu sadece beş ülkede üretilebiliyor.
İHA ve SİHA’yı ülkemizde üreten de Selçuk Bayraktar’ın teknik müdürlüğünü yaptığı BAYKAR aile şirketi.
Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanımızın damadı.
Ülkemizde üretilen bu yerli silahlar dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmış, güvenlik güçlerimizin gücüne güç katmış, hem savaşta -Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı- hem de terörle mücadelede elimizi güçlendirmiştir.
***
Yalvar yakar dışardan alabildiğimiz, arızalandığında tamir bile ettiremediğimiz, yazılımları yabancı şirketlere ait olduğu için belki de bilgilerin bizden önce teröre destek verenlerin eline geçtiği İHA’lar döneminden bugün yerli yazılım dâhil her şeyi milli olan bir İHA teknolojisine sahibiz.
Bu teknolojinin mimarı da Selçuk Bayraktar’ın teknik müdürlüğünü yaptığı BAYKAR aile şirketidir.
***
AK Parti kurucularından ve 5 yıl boyunca partinin en önde gelen isimlerinden iken bu günlerde CHP Konya milletvekili olan ve söylemini Erdoğan nefreti üzerine bina eden bir zat bütçe görüşmeleri sırasında, “Cumhurbaşkanının akrabasının, damadının orduya silah satması Anayasaya, kanunlara uygun mu?” diye soruyor, sonra da böyle bir satışın 'kabul edilemeyeceğini' söylüyor.
Gazeteci Murat Bardakçı da bu söylem ile "Nuri Demirağ'ın, Vecihi Hürkuş'un yahut Devrim otomobillerinin önüne çıkartılan engeller arasında hiç fark yoktur!" diyerek eleştiriyor.
Bunun üzerine Erdoğan nefretiyle hareket eden çevreler Bardakçı’nın yalakalıkta sınır tanımadığı başlığıyla yazılar yazıp tepki gösteriyorlar.
***
Bardakçı’nın bu tespitine bence iki sebeple tepki veriyorlar.
Biri bu ülkeyi büyüten geliştiren ve dışa bağımlılığını azaltan Erdoğan’a, diğeri de herkesin saldırdığı günlerde Osmanlıyı bu ülkeye ve bu millete hatırlatıp sevdiren Bardakçı’ya olan nefretleri.
Çok da önemli değil ama muhalefet ve eleştiri kültüründe kantarın topuzunun kaçmış olmasının ya da siyasette rekabetin ve yapıcı eleştirinin yerini nefret ve düşmanlığın almasının üzücü olduğunu hatırlatmak isterim.
***
Bu konuya da tarihe not düşmek için temas ettim.
Çünkü eğer Bayraktar cumhurbaşkanına damat olduktan sonra bu işe girmiş ve ihaleler almış olsaydı bu durum kayırmacılık olarak değerlendirilebilir ve eleştiriler haklı olabilirdi.
Ama hikâyenin tarihini bildiğim için not düşmek istedim.
Çünkü İHA konusunda Bayraktar ailesinin gayretlerine şahit olanlardan biriyim.
Daha cumhurbaşkanıyla hısımlık ilişkileri yokken Bayraktar ailesi bu İHA işine girmiş dünyanın yatırımını yapmış ama devletin ihalelerinde, hep reddedilmişti.
***
Selçuk Bayraktar’ın babası Özdemir bey ürettikleri İHA’larla alakalı devlet ihalelerindeki engelleri aşmak için çaba sarf ediyor, mecliste tanıdığı isimlere de içinde İHA’ların uçuş ve çalışma CD’si de bulunan dosyalar veriyor ve çareler arıyordu.
Milletvekili olduğum dönemde Özdemir Bey bana da gelip bu dosyadan bir nüsha vermişti.
Bütün bunlar dünür olmadan on sene önceydi. Yani Bayraktar ailesi bu işe Cumhurbaşkanına hısım olduktan sonra girmemiş, önceden bu işe ömrünü vermiş ve sermayesini yatırmış, ülkemize kazandırdıkları insansız hava araçları konusunda takdir ve tebrik edilmesi gereken bir aile.
***
Bu gerçeği bugün CHP’den Konya milletvekili olan eski AK Partili zat da çok iyi biliyor olmasına rağmen Erdoğan nefretiyle hareket ettiği için bu absürt çıkışı yapmıştır.
Onun ve benzerlerinin haklı eleştirileri dikkate alınmalıdır ama hatırlatmak isterim ki, sırf Erdoğan nefretiyle hareket edenler ve her şeyi gözü kapalı eleştirenler inandırıcılıklarını çoktan yitirmişlerdir.
AK Partili olmamak ayıp değildir ama nefretle hareket etmek hem ayıptır hem kusurdur hem de çok ucuz bir kasaba politikacılığıdır.