Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki hafta önce Büyük Çamlıca Camii’nde kıldığı Cuma namazının ardından cemaatle yaptığı hasbıhalde Fetih sûresinin 29. âyet-i kerimesinin baş tarafını okuduktan sonra şunları söyledi: “Sevgili kardeşlerim öncelikle cumanız mübarek olsun. İshak hocanın az önce okumuş olduğu âyet-i kerimede, küffara karşı şiddetli olmamızı rabbim bizlere emrediyor. O bizler kim, Muhammed ümmeti. Dolayısıyla kendi aramızda da merhametli olmamızı bize emrediyor. Kendi aramızda merhametli olacağız. Küffara karşı da şiddetli olacağız. Suriye'de olduğu gibi. İnşaallah Suriye'de Rabbim bizlere vadetti; 'Nasrun minallahi ve fethun karib ve beşşiril mu'minin.' Şu anda olduğu gördük. Görüyoruz. Ve Allah'ın izniyle göreceğiz.”
Başkan Erdoğan konuşmasında iki âyet-i celîleye atıf yapıyor. Birincisi, yukarıda da bahsettiğim Fetih sûresi 29. âyet. Neredeyse yarım sayfa uzunluğundaki âyetin mevzumuzla alâkalı kısmının meâli şöyle: “(O hak din ile gönderilen zât) Allah’ın rasûlü Muhammed’dir. Onunlar birlikte olan o (mümin) kimseler kâfirlere karşı pek şiddetlidirler, kendi aralarında ise çok merhametlidirler.”
Diğer âyet-i kerime ise Saff sûresinin 13. âyeti: “(İman ve cihat sayesinde) bir diğer (nimet)i (daha elde edeceksiniz) ki, siz onu sevmektesiniz: Allah’tan büyük bir yardım ve pek yakın bir fetih! O müminlere müjdele.”
FETÖ’nün şuurlarımıza zerk ettiği neydi?
Fetih sûresinin mezkûr âyetinin hilâfına bir söylemleri vardı. “Diyalog, barış, kardeşlik” adı altında bizlere küffarı sevdirmeye çalışıyorlardı. ‘Diyalog, barış, kardeşlik’ diyerek küffarla sarmaş dolaş olanlar mümin kardeşlerine şeytanın aklına gelmeyecek tuzaklar kuruyorlardı. Yatak odalarına, banyolara koydukları gizli kameralardan türlü türlü iftiralara kadar FETÖ’cülerin müminlere yapmadıkları kahpelik kalmamıştı.
FETÖ’nün küffarı sevdirme ameliyesinin zirve noktası terör örgütünün lideri F.G.’nin şu açıklamasıdır: "Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir; çünkü sizin ve onların arasında kırmızı çizgiler vardır. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza kızlarınıza ilişmezler, mâbedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar."
Haçlılar’ın asırlar önce yaptıklarına bakmaya gerek yok. Günümüzde Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de neler yaptıklarına şahidiz!..
İşte bu teslimiyetçi zihniyet 15 Temmuz akşamı Haçlılar adına Müslüman Anadolu halkını bombaladı, tanklarla ezdi. Düşünün bir de o gece başarılı olsalardı neler yapacaklarını!
FETÖ dost-düşman mefhumunu tersyüz ettiği gibi cihat mefhumunu da sulandırmış, bu sulandırma üzerinden de sünepe, zulme ve haksızlığa boyun eğen, şahsiyetsiz bir Müslüman portresi oluşturmaya çalıştı. Ne yazık ki dünya sevgisine dalan Müslümanlar bu portreyi çok sevdiler, kabullenmekte hiç zorlanmadılar. Zillet de bu noktada başladı.
Hamdolsun, 15 Temmuz bir milat oldu ve o gece Allah’ın lütfuyla üzerimizdeki sünepelikten kurtulan, şehadete koşa koşa giden bir halk gördük.
Bu şuuru sürekli diri tutmak babından Başkan Erdoğan’ın Büyük Çamlıca Camii’nde cemaatle yaptığı hasbıhaldeki sözlerine, hususiyetle Ak Parti ve STK’ların dikkati çekmek istedim!..
Bu yazımla birlikte 22 Temmuz’da yayımlanan “İlk dersimiz ne olmalı” (https://www.star.com.tr/yazar/ilk-dersimiz-ne-olmali-yazi-1468687/) başlıklı yazımı da okursanız mevzunun ehemmiyetinin daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.