Haberin başlığı “Çin kollarını Türkiye’ye açtı”. Geçen yıl 250 bin Çinli Türkiye’ye gelmiş. Önümüzdeki yıl gelmesi beklenen Çinli sayısı 1 milyon.
Haberi hazırlayan gazeteci arkadaşımız Çin’e gidip mezkûr haberi neden yaptığını da yazmış: “Gelelim sebebi ziyaretimize. Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi'nin desteklediği; Çin Uluslararası Radyosu (CRI) ile Sincan Özerk Bölgesi Yönetimi Basın Ofisi ve Çin'in ilgili ülkelerdeki büyükelçilikleri ve konsoloslukları tarafından ortaklaşa düzenlenen, İpek Yolu'nda Çin Etkinliği kapsamında 2015 yılından beri yapılan "Kuşak ve Yol" güzergâhındaki ülkelerden gelen katılımcılarla bir Çin yolculuğundayız.”
Türkistan topraklarını işgal eden Çin’in ‘Sincan’ (Doğu Türkistan) dediği bölgeden bizleri bilgilendiren gazeteci arkadaşımız Sincan’daki Kuzey Batı Üniversitesi’nde okuyan yabancı talebelerden de bahsetmiş. Meselâ bir Türk talebe Çince seyahat kitabı yazmış. Türk yayımcı bulursa kitabı Türkçe de basmak istiyormuş.
Filistinli bir talebe de varmış. Adı İbrahim Işık Ahmet. 25 yaşında olan İbrahim’in annesi Alman babası Filistinliymiş. Mevzu Filistin’e gelince şunları söylemiş: "Ne söylenebilir ki, her şey ortada. Türkiye dışında bu zulme dur diyen yok. İnşallah her şey düzelir. Ben okulum biter bitmez ülkeme, çalışmaya, katkıda bulunmaya gitmek istiyorum."
Gazeteci arkadaşımız ortaokul ziyareti de yapıyor: “Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin merkezi Urumçi'de yer alan 66. Ortaokulu'ndayız. Uygurlu, Kaşgarlı, Tacik, Kırgız ve Kazak ailelerin çocukları yatılı eğitim alıyor. Çince ve İngilizce öğreniyorlar. Yetkililerin söylediğine göre kendi ana dillerinde de dersleri var. Bir grup öğrenciyle sohbet ediyoruz.”
Sohbet ettiği talebeler çok iyi İngilizce öğrenmek ve dünyayı gezmek istediklerini söylemişler.
‘Sincan İslâm İlahiyat Fakültesi'nin Dekanı Prof. Dr. Şeyh Abdullrekip Tumniaz ise gazeteci arkadaşımıza, "Biz burada İslâm'ın barışçıl ve ırk ayırmayan yapısını bütün Çin'e tanıtmaya çalışıyoruz" demiş.
Ne gazeteci arkadaşımız, ne İlahiyat Fakültesi Dekanı, ne Çin’de okuyan yabancı talebeler, ne de asimilasyona tabi tutulmak üzere zorla yatılı okulda tutulan ortaokul talebeleri Doğu Türkistan’da (Sincan) Çin’in uyguladığı soykırımdan, vahşetten, işkenceden bahsetmemiş. Bahsetmek istemişlerdir ama fikir ve ifade özgürlüğü bir yana dursun can güvenliği olmadığından bahsedemezler…
Çin’in zulmüne dünyada sessizlik artarak devam ettiğinden Çin de tarihte eşi benzeri pek görülmemiş işkence ve soykırım yöntemleri geliştiriyor. Doğu Türkistan’da erkek kardeşlerimizi işkence kamplara toplayan Çin, hanım kardeşlerimizi de zorla Çinli erkeklerle evlendiriyor.
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Seyit Tümtürk Çin’in yeni ifsad teşebbüsüyle alâkalı şu bilgileri veriyor: “Çin komünist yönetimi ‘Kardeş Aile’ projesi adı altında her Doğu Türkistanlının evine bir Çinli erkek yerleştirerek bizim namus ve iffetlerimizi tarumar ediyor. 1949 yılından beri işgal edilen Doğu Türkistan’da uluslararası hukuk ihlalleri adeta zirve yapıyor. Doğu Türkistan’a Çinli göçmen gönderilerek Doğu Türkistanlı Müslümanlar adeta Çinlileştirilerek asimile ediliyor.”
Hâdisenin vahametini tahayyül edebiliyor musunuz? Bir düşünün, siz işkence kampındasınız evde de hanımınız zorla bir Çinli erkekle kalmaya zorlanıyor!..
Çin’de okuyan Filistinli talebenin Filistin mevzusunda, “Türkiye dışında bu zulme dur diyen yok” dediğini Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz de demeli!