Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olarak kariyeri “ispatlanamayan iddialardan”, “gerçeğe aykırı beyan” diye yumuşatılan yalanlardan ve kaybettiği davalara ödediği yüklü tazminatlardan ibaret.
Partiyi köklerinden kopartıp HDP çizgisine taşımak ve FETÖ operasyon söylemlerini Meclis kürsüsünde tekrar etmek dışındaki tek katkısı, desek daha doğru.
Koltuk öncesi potansiyeli de böyleydi gerçi. “SSK’yı batıran genel müdür” olarak 2007 genel seçimlerinde girdi Meclis’e. Deniz Baykal’a yakın olmamasına rağmen sürpriz şekilde grup başkan vekili ve bir anda CHP medyasında parlatılan isim oluverdi.
İlk imaj çalışması, sırtlarına “yolsuzluk” yazılmış mavi klasörler önünde yapıldı. Sonra onları alıp TV’lere çıktı ama dosyalara hiç de hakim değildi. İçeriğin ve cilanın başkalarınca hazırlandığı belliydi.
Baykal bir FETÖ kaset operasyonuyla yerinden edilince de Kılıçdaroğlu boşaltılan koltuğa kolayca oturtuldu.
***
O gün bugündür Türkiye siyaseti, sağlıklı bir siyasi çekişmeye tanıklık etmiyor. Ülkenin en kıdemli muhalefet partisi olan CHP, 17 yıldır kesintisiz iktidarda bulunan AK Parti’yi doğru ve hakiki bir yerden eleştirmediği için ülke sığ ve çirkin bir düzeysizliğe mahkum oluyor.
Zira ne Kılıçdaroğlu iddialarının yalan çıkmasından utanıp sıkılıyor, ne CHP Meclis grubu bu yalan ve iftiraları finanse etmekten imtina ediyor. Ne de CHP medyası bu yalan fonu hakkında tek satır yazıyor.
Biliyorsunuz. Kılıçdaroğlu’nun söylediği yalanlar nedeniyle kaybettiği davalarda tazminat parası bir milyona yaklaşınca, vatandaşın oylarıyla seçilip Meclis’e sokulan ve vatandaşın vergileriyle maaşı ödenen CHP’li vekillerin kesesi Kılıçdaroğlu’na açıldı.
***
Yüz kızartan mekanizma 2019 başında kuruldu. CHP Meclis grubunda alınan bir kararla Kılıçdaroğlu’nun ödeyeceği tazminatlar için bir fon oluşturuldu.
Ne yazıktır ki Cumhuriyetle yaşıt parti “Neyse yalanın parası, biz veririz” seviyesine düşürüldü.
Buna göre her CHP vekili her üç ayda bir bu fona 5 bin TL yatırmak zorunda.
Kılıçdaroğlu buna “özgürce konuşabilme fonu” diyor. Mahkemelerin tazminata hükmetmesi demek iddiaların yalan-iftira çıkması demek olduğuna göre Kılıçdaroğlu’nun sözünü “özgürce yalan söyleme fonu” olarak düzeltmek gerek tabii.
Biz buna kısaca KYFF diyelim; Kılıçdaroğlu Yalanlarını Finans Fonu.
***
Sonuçta 12 aydır işliyor bu mekanizma. Meclisteki 146 CHP milletvekili şu ana dek 4’er kez 5’er bin lira yatırmış olmalılar bu fona. Neredeyse birer maaşlarını yani...
O halde KYFF’de şu ana dek 2 milyon 920 bin lira para birikmiş olmalı.
Tamam, Kılıçdaroğlu ispatlayamadığı iddialar ortaya atmaya, “gerçeğe aykırı beyanlarda” bulunmaya, hakaret etmeye devam ediyor. Hatta bazen öyle oluyor ki daha kürsüden inmeden tekzip ediliyor.
Yeni davalar açıldığını da biliyoruz, Kılıçdaroğlu’nun sık sık tazminata mahkum edildiğini de. Daha geçen ay Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 50 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmişti mesela CHP Genel Başkanı.
Ama yine de 3 milyon TL ödemediği açık.
Ne yapıyorlar acaba fonda toplanan parayla?
CHP yönetimini şeffaflığa davet ediyorum buradan.
Hangi yalan-iftira için ne kadar tazminat ödediler?
Tazminatların ne kadarını KYFF’den tahsil ettiler?
Fonu kim idare ediyor?
Hangi milletvekili ne kadar para ödedi?
Yalan fonunu finanse etmeyi reddeden milletvekilleri var mı, kimler?
KYFF’ye para yatırmayan milletvekilleri için nasıl bir yaptırım uygulanıyor?
Arta kalan paralarla ne yapılıyor?
“Fonda şu kadar para birikti, daha şu kadar TL’lik iftira atabiliriz önerileri geliyor mu?
Cevaplanmalı. CHP yönetimi KYFF hakkında kamuoyuna mutlaka bilgi vermeli.