CHP'ye akıl veren bazı köşe yazarları "Ne var hep Kılıçdaroğlu, hep Kılıçdaroğlu, başka bir şey bilmiyor musunuz?" diyor. Son zamanlarda Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın Kılıçdaroğlu'na yüklenmelerine bozuluyor bunlar. Kılıçdaroğlu ve bazı CHP'li vekillerin evet'i yükseltecek hatalar yaptığından yakınıyorlar içten içe. Verdikleri akılların tutulmadığını görüp biraz da sinirleniyorlar. Zaman zaman Kılıçdaroğlu'nu azarlamaya kalkan bile oluyor aralarında. "Kıvıramıyor bu işi" diye dişlerini sıkıyorlar. "Koltuğunun adamı değil bu" diyorlar.
Oysa "Kılıçlar çekildi bu bir düello" şarkısıyla yelkenleri ilk şişiren yine bu tayfaydı. O zamanlar hep beraber Kemal Kılıçdaroğlu'nu parlatmakla meşguldüler.
Şimdi ise "bununla olmuyor" noktasına gelmiş durumdalar.
Evet, haklılar. Ana muhalefet için "düşük profilli" bir isim ama "yüksek profili" Deniz Baykal da laikliği deli gömleği yapıp CHP'yi 20-25 bandına demirlemişti.
CHP'nin başına yeni birini getirmekle sorun çözülmedi yani.
Baykal bari karizmatikti, gaf yapmıyordu, okuduğunu anlıyordu... En azından "tek adamlık" getirecek diye kampanya yürütürken "Asıl bu sistem çift başlılık üretir. Ya cumhurbaşkanı ve başbakan ayrı partiden olursa..." diyerek tarihe geçecek bir şey [ne sahiden, dil sürçmesi mi, gaf mı, ne bu?] yapmazdı.
O en fazla Hüsnü Bozkurt'un "Evet çıkarsa sizi de yedi sülalenizi de denize dökeriz" lafını tersten söyledi, "Hayır çıkarsa düşmanı denize dökmüş kadar sevineceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu'ndan kimler rahatsız?
Lafı çok uzatmayayım, bu "Ne var, hep Kılıçdaroğlu hep Kılıçdaroğlu" serzenişinin altında ana muhalefet liderinin hayır'ı iyi temsil edemediği, zayıf kaldığı gerçeği yatıyor. Demek istiyorlar ki hayır Kılıçdaroğlu'ndan ibaret değil. Hayır vereceklerin tamamı da ona bakıp hayır diyecek değil. Maddeleri beğenmediği için referandumda hayır oyu verecek olanlar da var.
Vardır tabi. Sorun orada değil.
Ancak "Ne var hep Kılıçdaroğlu hep Kılıçdaroğlu" dediğiniz adam bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı.
Protokolde bir yeri var, Kılıçdaroğlu'nun.
Bu bir parti seçimi değil tamam, ama nasıl ki evet cephesinin lokomotifi Ak Parti, hayır'ın lokomotifi de CHP, öyle değil mi?
CHP'yi ve Kemal beyi bırakıp Meral Akşener'i mi muhatap alsın evet'i savunanlar.
Ya da 28 Şubat artığı darbe sever hayırcıları mı?
Hayır kampanyasını CHP genel başkanlığına hazırlık olarak değerlendiren Metin Feyzioğlu'nu mu yoksa?
Eleştiriyi reklam sanıyor
Ana muhalefet partisinin liderini çıkartınca geriye bunlar kalıyor işte.
Ha bir de FETÖ var tabi, hayır'a çalışan, hayır çıkma ihtimali üzerine hesaplar yapan.
Gün aşırı Kandil'den hayır vidoları çekip gönderen PKK var sonra. ,Türkiye'nin bakanını sınır dışı eden ve bunu protestoya giden Türklere de köpeklerle saldıran Hollanda var.
PKK'nın hayır mitinglerine koruma sağlarken Türkiye'den giden bakanların salon toplantılarına dahi izin vermeyen Almanya var hayır kampında.
Hülasa, Kılıçdaroğlu ve CHP'yi çıkartınca hayır cephesinden geriye PKK kalıyor, FETÖ kalıyor, Hollanda, İsviçre, Almanya kalıyor.
Kılıçdaroğlu'dan bahsetmesinde de kimden bahsetsin Cumhurbaşkanı ve Başbakan.
Hem zaten Kemal Kılıçdaroğlu rahatsız değil bundan. "Reklamın iyisi kötüsü olmaz" diyor. Eleştirildikçe reklamının yapıldığını zannediyor.