15 CHP milletvekilinin Kemal Kılıçdaroğlu’nun emriyle partilerinden istifa ettirilerek İyi Parti’nin istifadesine sunulması daha çok siyasi mühendislik projesi olarak değerlendiriliyor. Kuşkusuz öyledir.
Seçimlere girmeye hak kazandığı Yüksek Seçim Kurulu tarafından zaten açıklanan, diyelim ki yasalara göre bu hakkı kazanamamış olsaydı bile liderine yeni sisteme göre 100 bin imzayla seçimlere katılma imkanı sunulan bir parti neden mağdur gibi sunulur?
Bu parti kasten yarış dışı tutuluyormuş havası yaratıp sonra da bir diğerini onun kurtarıcısı havasına sokmak da neyin nesidir?
Bu bence de sinsi bir mühendislik, kötü bir tiyatrodur. Üstelik bu sayede Akşener’in muhalefete lider olma hedefi bir süreliğine erteleniyor, Kılıçdaroğlu’nun ise koltuğunu kaybetme korkusu.
Olan şudur: Kamuoyu araştırmalarına göre CHP’nin yüzde 25 olan oyu yüzde 20’ye geriledi. O yüzde 5’i İyi Parti’ye kaptırdı CHP.
Nasıl kaptırdı?
FETÖ kaset kumpası sonrası CHP’ye genel başkan yapıldığından beridir CHP’ye umut bağlayan kesimler için umudun kuyusu oldu Kılıçdaroğlu. Oylar 1 puan dahi artmazken, taban derin bir depresyona girmişken ve iddiasız, beceriksiz, söngün genel başkan koltuğa dört elle yapışmışken, üstüne bir de marjinal kriminal isimler Kemalist CHP’ye yönetici yapılınca.
15 Temmuz gibi açık bir işgal girişimi CHP yönetimi tarafından “tiyatro” diye adlandırılıp FETÖ artıkları için adalet istenince.
Halkın değerlerini aşağılayan,Atatürk’ten iğrenen isimler yönetime sokulunca. CHP’li vekillerterörist cenazelerinde yas tutunca.
CHP’lilerTürkiye için savaşan ÖSO’ya terörist deyip Türkiye’ye savaş açan PYD’ye terörist diyemeyince. Vesaire.
Böyle böyle CHP oyları daha milliyetçi, daha Atatürkçü görüntü veren yere gitti. Şimdi de İyi Parti’ye talimatla CHP’den 15 milletvekili gönderdi projenin sahibi.
Anlaşılan o ki sadece oylar ve milletvekilleri değil muhalefet liderliği de CHP’den İyi Parti’ye –transferle- bahşedilecek.
Kılıçdaroğlu da merkezden uca kayıp küçülen, sol marjinal ve mezhepçi bir partinin genel başkanı kalmayı başarı sayacak.
***
Bu planın bir göstergesi de CHP’li isimlerin CHP adayları listesinde giderek liste dışına itiliyor olması.
Hem CHP tabanında ve teşkilatta, hem Türkiye genelinde tanınan, bilinen, biri söylem siyasetinde, biri büyükşehir belediye başkanlığı gibi icracı bir makamda öne çıkan iki isim –Muharrem İnce ve Yılmaz Büyükerşen- varken Kılıçdaroğlu’nun üç isimden birini aday göstereceği söyleniyor: İlhan Kesici, Abdullah Gül ve Meral Akşener.
Her üçü de sağcı, milliyetçi, muhafazakar. Bu nitelikler CHP’nin nitelikleri değil. Bilakis sakındığı sıfatlar. Hal böyleyken neden sağcı isimlere yöneliyor sol iddiasındaki CHP?
Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimine hükmeden akıl açıkça CHP’nin hedefini ve ufkunu kendi iddiasından ve merkezden uzaklaştırıyor; klişe anlamda ‘sağ’a –ama projelendirilen yeni sağa- teslim ediyor.
CHP’nin iflasıdır bu.
SÖYLEMEZSEM ÇATLARIM
FETÖ’ye tövbe kapısı açmak kimsenin haddi olamaz
Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı Akit gazetesinde Fetullahçı Terör Örgütü’nü meşrulaştırmaya ve hatta affettirmeye yönelik yanlış, haksız, hadsiz bir yazı yayınladı.
Kavakçı, FETÖ yanıldığını deklare eder af dilerse affedilmesi gerektiğini savlıyor, savunuyor.
Kabul edilebilir, fikir mesabesinde görülür tarafı yok yazının.
Hatta terör örgütü lehine bir tutumu yaymaya çalıştığı için suç da sayılabilir savcılar tarafından.
Üzücü olan, 28 Şubat döneminde darbecilerin ve FETÖ’nün açık ve sistematik saldırılarına maruz kalmış Merve Kavakçı’nın ve halen AK Parti’de milletvekilliği yapan değerli Ravza Kavakçı’nın babası olması.
Ama yazı ne kadar yanlış ve çirkin ise kızlarını babalarının yanlışının, suçunun ya da günahının hesabını vermeye zorlamak da o derece yanlıştır çirkindir günahtır.