Muharrem İnce’nin yürüyüş başlatması ile birlikte herkes muhtemel bir Kılıçdaroğlu-İnce düellosuna kilitlenmiş durumda. Oysa bence maç, bu ikisi arasında olmayacak.. Kemal Kılıçdaroğlu zannedildiği kadar zeki bir adam olmasaydı 8 senede 10 yenilginin ardından hâlâ koltuğunu koruyabilir miydi? Elbette Kılıçdaroğlu öyle kolay pes etmeyecek. Fakat zannedildiği gibi İnce ile de bir yarışa girmeyecek. Yarışa, genel merkezin adayı olarak İnce karşısında Bülent Tezcan girecek. Kılıçdaroğlu yeniden aday olmayacağı kurultayda Bülent Tezcan’ın elini kaldıracak. Muharrem İnce de bunu biliyor. Rakibinin Tezcan olduğunu yani. Ve satranç stratejisini bu bir kaç hamle sonrasındaki duruma göre yapıyor. Bize açıklanmayan ve fakat herkesin bildiği öngörülen tablo bu.. Bir de öngörülemeyen kısmı var ki, Tezcan’ı da İnce’yi de korkutan, üçüncü aday endişesi.. Biliyorsunuz CHP’de herkes potansiyel genel başkan adayıdır. Bu yönüyle başka partilere benzemez E hâl böyleyken neden iki aday giriyor ki yarışa? Senelerdir CHP’nin 1 numaralı koltuğunu hedeflemiş olan Haluk Koç, ‘Ben de varım’ derse, o zaman ne olacak? İşte soru bu.. Yoksa Kılıçdaroğlu-İnce maçı oynandı, bitti.. 2. tur, kazananlar arasında olacak..
Alpay Özalan mesajı gayet iyi almış
Meclis’in çiçeği burnunda üyesi milli futbolcu Alpay Özalan, ilk siyasi demecinde açık açık dedi ki; “Benim olduğum yerde Erdoğan’a kimse laf edemez. Deneyen karşısında beni bulur” CHP’li Özgür Özel’in o kabul edilemez sözleri karşısında dut yemiş bülbül gibi kalan AK Parti grubuna Erdoğan çok sert tepki göstermişti, hatırlayın.. “Ben aşağıda oturmuyorum, oturduğum makam yukarıda. Onun için ona verecek cevabım olmadı. Ama aşağıda olmuş olsam ağzının payını değil ona verilmesi gereken dersin en büyüğünü verirdim” demişti.. Erdoğan’ın bu çıkışından sonra bazı vekillerin ‘sert’ denebilecek açıklamaları oldu fakat, Basra harap olduktan sonra.. Alpay Özalan, parti mensubiyeti ve lidere sadakatin ne demek olduğunu, 15 yıldır milletvekili olan pek çok isimden daha çabuk anlamış gibi görünüyor..
CHP’li Elif’in telefon faturası ve Kenan Sofuoğlu
Kenan Sofuoğlu Meclis’e çok pahallı arabasıyla gelince yine günün en çok konuşulan adamı oldu. Öyle bir saldırının hedefi ki Sofuoğlu, sanırsınız örtülü ödenekten Lamborghini almışlar adama da benzinini Sağlık Bakanlığı bütçesinden veriyorlarmış gibi.. Yahu adam dünya şampiyonu bir sporcu.. Kendi kişisel garajında kim bilir daha ne arabaları vardır. Neden eleştiri konusu olduğunu bir türlü anlamıyorum. Milletvekilliğini bir ‘kamu hizmeti’ olarak yapacağını ve maaş almayacağını açıklayan bir adama saldıranların, annesi ile ABD’den yaptığı telefon görüşmesinin faturasını millete ödeten CHP milletvekili Elif Doğan Türkmen’e tek söz etmemiş olmaları gerçek bir ikiyüzlülük örneğidir. O CHP milletvekilinin, 2 milyonluk (eski parayla 2 trilyon) iletişim harcamasını millete ödettiği günlerde, Kenan Sofuoğlu 2 milyon liralık bahis payını ‘haram diye’ elinin tersiyle itmişti. Ne anlatayım daha size..