2019 Mart’ındaki yerel seçimler, CHP ve HDP’de öz evlat-üvey evlat ayrışmasını gündeme getirdi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay gazetecilerin “Ankara adayınız Mansur Yavaş mı olacak?" sorusuna, "Adaylarımız partimizin evlatlarından gösterilecektir" diye cevap verdi.
Cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da;
“Özellikle muhafazakâr tabanımızın temsiliyetini sağlayacak adaylarımızın, mutlaka en güçlü şekilde listelerde yer alması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
CHP’li Altay’ın lafı düpedüz kafa karışıklığının sonucu... Çünkü Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ismi üzerinde hala düşünüyor. Kaldı ki, geçen seçimde CHP adayı Mansur Yavaş’tı. O zaman CHP evladıydı, şimdi cami avlusuna mı bırakılıyor?
Engin Altay unutuyor, CHP’de “öz evlat” sayılamayacak milletvekilleri var. Abdüllatif Şener, Mehmet Bekaroğlu mesela…
CHP’nin zamirinde bu öz evlat meselesi çok derinlerdedir. Ama ölçüsü yoktur. Mesela Soner Yalçın’ın dün Sözcü gazetesinde “CHP’ye AKP ayarı” başlıklı yazısında ismi geçenler CHP’nin öz evladı mıdır?
“Kılıçdaroğlu'nun akıl hocası” sadece ‘federatif yapı’ isteyen 10 Aralık Hareketi'nden CHP milletvekili Prof. İbrahim Kaboğlu değil.
“CHP Parti Meclisi Üyesi Prof. Burhan Şenatalar diğer isim! Ki… 10 Aralık Hareketi'nin sözcüsüydü. FETÖ gazetesi Taraf'ın köşe yazarı Halil Berktay'a gönderdiği 2010 yılı başındaki açıklamasında şöyle dedi:
“ - Atatürk tartışılamaz” diye son derece saçma bir görüşüm hiçbir zaman olmadı… Açıklamayı Berktay'a ulaştıran ‘10 Aralık Hareketi Yürütme Kurulu adına” kimdi dersiniz: Bugün -örgütlerden sorumlu- CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı! 10 Aralık Hareketi bugün CHP yönetimini ele geçirdi. ‘Yeni partiden’ vazgeçtiler ama ‘yeni siyaset anlayışından’ vazgeçmiş değiller!”
CHP’nin “6 ok” dâhil hiçbir ilkesi yoktur. Öz evlat-üvey evlat teşhisinin “CHPmetre” diye bir ölçüsü de yoktur. Ama şu vardır; Kılıçdaroğlu ile ekibi ve diğerleri…
Mansur Yavaş örneği, CHP’nin takiye yapmasından başka bir şey değildir.
HDP de ilkesizdir. İlkelerinin olması da mümkün değildir. Bölücü terör örgütü PKK’nın dağ kadrolarından talimatla siyaset mümkün mü?
HDP üst yönetiminin mütedeyyin aday peşine düşmesi, buz gibi takiyedir.
İki partideki ilkesizlik, şu yerel seçim atmosferinde çok fena sırıtıyor.
Danıştay 8. Dairesinin “andımız”la ilgili kararından bahsediyorum. Herkes farkında ki Kılıçdaroğlu da, Demirtaş da bir tepki vermiyor.
Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu Tunceli’de okullarda bu andın okunmasını asla desteklemez. Ama CHP Genel Başkanı olarak 5 yıl önce “Erdoğan Türk demekten korkuyor” diye lafı var. Danıştay kararına sahip çıkıp sevindiğini belli etmesi gerekmiyor mu?
Sahi herkes soruyor: Kılıçdaroğlu “andımız”a niye sahip çıkmıyor?
Demirtaş ve HDP, okullarda tekrar Kürt çocuklarına “Türk’üm” dedirtilmek istenmesinden elbet çok rahatsızdırlar. Ama gıkları çıkmıyor. Bu durumdan yüzleri de kızarmıyor…
CHP de, HDP de tepkisiz çünkü yerel seçimler var ve sahada işbirliği yapacaklar.
İlkeli olmanın ne lüzumu var! Maksat Erdoğan’dan kurtulmak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini tartışmaya açıp Türkiye’yi yeni bir seçime zorlamak.
Erdoğan gitsin, isterse Türkiye batsın.
Bu uğurda her şey mubah. Halk TV’de, kanadı kırıkların kin ve intikam çığlıkları atması da dâhil…