HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a sosyal medyada kim olduğu belirsiz ama CHP’li Canan Kaftancıoğlu tarafından AK Partiye fatura edilen müptezelin ettiği küfrü CHP-HDP ve AK Parti’den ayrılıp AK Parti karşısına konumlananlar siyasi kaldıraç olarak kullanmak istedi. Siyasetsizliğin, kifayetsizliğin ve samimiyetsizliğin seviyesi bakımından içler acısı.
Ve fakat yeni değil.
Siyasetle ilgilenmeyen, normal süreçlerde görünür olmayan siyasetçi eşleri belli dönemlerde birden sahne almakta.
Selvi Kılıçdaroğlu, Başak Demirtaş ve Dilek İmamoğlu yakın geçmişte, belli ki hesabı yapılmış ve tasarlanmış ortamlarda çıktılar birkaç kez kamera karşısına.
Medya planlamasını yapanların eşler üzerinden siyasi düzlemdeki tartışmaların üzerini örtmek, ortamı yumuşatmak, ortamı ısıtmak istediği anlaşılıyor.
CHP adaylarının HDP oylarıyla seçildiği ama İyi Partililerle ulusalcı CHP’liler huylanmasın diye ittifakın köşe bucak gizlendiği günlerde değil tabii.
Ama iş bitip paylaşım meselesi zorladığında dışarıya sert tartışmalar yansıdı. Böyle vakitlerde eşler girdi işte devreye. “Yumuşatıcı” olarak.
Meclis’te HDP’lilerle İP’liler arasında gerilim mi yaşanıyor. HDP’li Fatma Kurtulan Meclis kürsüsünden İP’lilere dönüp “İyi Parti size söylüyorum: Size rağmen içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK’ye gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP oylarıyla oturuyorsunuz. Şu kapıdan zar zor girdiniz, kapı eşiğinde oturuyorsunuz” mu demiş.
Haliyle her yerde CHP-HDP ittifakı konuşuluyor. Sınır ötesi operasyonlar, şehitler, PKK ile mücadele de var. Millet ittifakı sıkışık.
Eşler böyle bir evrede devreye giriyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş güneşli masalarda oturup gülüşüyor. Pasta kesiliyor. Başak Hanımın doğum günüymüş. İyi ki doğmuş. Selvi Hanım ev sahibi.
Medyaya servis edilen bilgiye göre Başak Demirtaş kutuplaşmaya karşı dayanışma mesajı verip “demokrasinin” güçlenmesinden dem vurmuş.
Evladı için PKK’ya kafa tutan Kürt annelerini tebrik etmeyen, ziyaret etmeyen, şehit annelerine “yanınızdayım” demeyen Selvi Kılıçdaroğlu “yüreğim Selahattin Demirtaş ile” demiş.
Söze “Ekrem de, ben de” diye başlayan Dilek İmamoğlu ise tasarımı açık etmiş. “Bu buluşmaların siyasetin sert yüzünü yumuşatacağına inanıyorum”.
Hadi bakalım.
Az zaman geçiyor.
Evlat nöbetindeki Kürt anaları HDP’lilere Diyarbakır’ı dar mı ediyor? “Bütün analar kutsaldır” klişesi CHP sözcülerinin daha ağzındayken mi çürüyor? PKK’nın ardındaki Batı HDP’ye açıktan destek mi istiyor?
Eşler işbaşında!
Selvi Kılıçdaroğlu, Dilek İmamoğlu ve Başak Demirtaş hep birlikte Selahattin Demirtaş’ın ‘Devran’ adlı okuma tiyatrosunu izlemeye gidiyor.
Tartışma alevlense de ne gam. Nihayetinde PKK’ya kafa tutan Kürt kadınların kapattığı gündemde siyasetçi eşleri kendilerine yer açabiliyor. Şu ağlaşan kadınları öteye itme güçleri var, evet.
Zaten Başak Demirtaş eşinin boşluğunu her fırsatta dolduruyor, romantik mektuplar, hasret kokulu fotoğraflar...
Şehit eşlerinin sessiz hasreti, şehit çocuklarının “baba” diye mezar taşlarına sarılmalarını görmek istemeyenler için bakın şurada Başak Hanımın gösterdiği bir şeyler var.
Kocasının PR’ını iyi yapıyor, kocası yerine siyaset yapıyor. HDP’li kadın siyasetçilerden çok farklı üstelik. Daha “kadınsı”. CHP tabanını irrite eden şeyler yok onda. PKK ve HDP’nin kapladığı alanın yumuşak dokusu.
Aktif kullandığı sosyal medyada kendisine edilmiş (yargı süreci işlemiş) bir küfür sayesinde eşinin temsil ettiklerine ve iş ortaklarına manevra imkanı sunulabildi.
Dilek İmamoğlu daha tasarım. Seçimlerden önce seçmene ulaşmak için kılık değiştirebilen eşiyle çok uyumlu. Ajansın zorlandığını sanmam.
Önce kocasının yanındaki mahcup kadın. Eş ve anne. Seçimlerden sonra Fransız dergisine kapak olan “vamp kadın”. 29 Ekimde “çağdaş Türk kadınıyım” adlı şarkının tecessüm etmiş hali, “transparan model”.
Eşine en faydalı olduğu “olay” başka ama. Hani güya birileri Semiha Yıldırım ile onun fotoğraflarını kıyaslamış ve Semiha Hanıma çirkin şeyler söylemişti. (Ajans işi olduğuna kalıbımı basarım.) Böylece o da Cumhuriyet gazetesinin sorularını cevaplarken “kınıyorum, ben Semiha Hanıma bakınca annemi, ablamı görüyorum” deme fırsatı bulmuştu.
Bol alkış, eşi lehine bol etkileşim gelmişti.
Ezcümle artık bunları düşünüp tasarlayan bir akıl var muhalefette. Hayırlı olsun.