PKK terör örgütünün beli kırılınca Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK terör örgütüne karşı kimyasal silah kullandığı iftirası/fitnesi ortaya çıkıverdi.
Bir düğmeye basıldığı, etki ajanlarının ve 5. Kol elemanlarının aynı anda devreye girmesinden belli.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'ya ise ayrı bir bahis açmalıyız.
Önce PKK'nın partisi HDP, Kandil'in talimatıyla ordumuza olan kin ve nefretini kustu.
HDP'ye destek, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'dan geldi. Fincancı, terör örgütü PKK'nın yayın organına konuşarak, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni 'kimyasal silah' kullanmakla suçladı.
Fitnenin hedefini de ifşa etmiş oldu: "Türkiye'nin, derin bir soruşturmaya tabi tutulması gerekir..." Yaptığı, uluslararası kuruluşların devreye girerek, Türkiye'nin PKK terörü ile mücadelesine şaibe bulaştırma ihaneti...
HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da konuşmuş:
"Avukatlarım, PKK'ya karşı kimyasal silah kullanıldığına dair görüntüler olduğunu aktardılar. Bu görüntülere TBMM ve muhalefet sessiz kalamaz."
PKK hamisi CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, " o videoyu izledim" diyerek PKK'nın iftirasını gerçekmiş gibi anlatarak "İddialara dayanak olan görüntülerin doğruluğu üzerine soru önergemi Meclis gündemine sunacağım" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı şer şebekesinin giriştiği alçakça saldırı, kamuoyundan öyle tepki gördü ki, CHP yönetiminin paçaları tutuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, durumu kurtarmaya çalıştı:
"TSK, terörün en sıcak günlerinde bile kimyasal silaha asla tevessül etmemiştir. Mehmetçiğimizin sicili temizdir. Öyle hassas ve istismara açık bir konuda ulu orta açıklama yapılması yanlış olmuştur, doğru bulmuyoruz"
Sezgin Tanrıkulu'na ancak bu kadarı söylenebilmiş.
Bu ifadelerde bile HDP ile ortaklık bozulur endişesi nasıl da kelimelere sinmiş...
Sahi CHP, neden Sezgin Tanrıkulu'na bir eleştiri bile yöneltemiyor? Kim var bu ismin arkasında?
PKK, tıpkı FETÖ terör örgütü gibi ABD'nin, Batı istihbarat örgütlerinin taşeronudur.
PKK'nın da FETÖ'nün de bitirilmesini Batı asla istemez.
Türkiye bu iki terör örgütünün üstüne gittikçe neden 6'lı masadakiler ciddi bir destek vermiyor?
Kimyasal silah fitnesi ile Tanrıkulu üzerinden CHP, doğrudan HDP, TTB artık milletimizin sabrını taşırıyor. Tahammül sınırları zorlanıyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlatması ile yargı hemen devreye girmiştir.
Ancak daha önce de bu fitne, PKK her köşeye sıkıştığında devreye girmişti. Ancak önü alınamıyor. Bu da bir üzüntü kaynağı.
Ordumuz milletimizin gözbebeği. Bilhassa CHP'nin bazı milletvekilleri üzerinden milletimizin kafasının karıştırılması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarının zedelenmek istenmesi, Mehmetçiğin moralinin bozulması asla kabul edilemez.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ne güzel söyledi:
"Bizim uluslararası hukuka saygımız, bunun da ötesinde inançlarımız, insanî, manevi değerlerimiz var. Bizim kültürümüzde işkence, eza, cefa yok. Bunlar son derece alçakça iftiralar. Terör örgütünün çöküşünün gölgelenmesi, ona yardım, destek sağlanması için yapılmış olan bu eylemi şiddetle kınıyoruz. Bununla ilgili yapılması gereken ne varsa yapıyoruz. Hukuki süreç başladı. Bunu yapanlar, hesabını yargı önünde verecekler. Bunun yakın takipçisi olacağız. Bu Türkiye'ye, Türk Silahlı Kuvvetlerine atılan büyük bir iftiradır, bühtandır. Böyle bir şey asla ve kat'a söz konusu değildir. Bu iftiralar, teröristler biraz daha zaman, zemin kazansın diye ortaya atılmaktadır."