Cumhuriyet Halk Partisi'ni içinde "halk" sözcüğü geçen bir "devlet partisi" olarak tanımlamak yanlış olur mu?
Bu soruyu bundan 7-8 yıl önce Oral Çalışlar, Radikal Gazetesi'ndeki köşede sormuştu. Bunca zaman sonra soru gündemdeki yerini ve güncelliğini koruyor.
Tek parti döneminin mirası, alışkanlıklarını ve yöntemlerini günümüze kadar taşıyan, her türlü değişime karşı direnen CHP, 1973-1977 arasında, yani rahmetli Bülent Ecevit döneminde, çok kısa bir süre "halkçılık" söylemine sarıldıysa da, partide hiçbir kalıcı değişiklik olmadı. Bunu anlayan Ecevit de partinin genel başkanıyken istifa edip DSP'yi kurdu!
CHP halktan oy alamamasının nedenlerini anlamakta hep zorlandı. Son seçim sonuçlarına bakıp "sonuçlar mantığa sığmıyor!" buyurmuştu Kemal Bey'e yakın çevreler.
Alıştığımız CHP algısına göre halk hep gericilere, göbeğini kaşıyan güçlere, kendi küçük çıkarları adına oy verir. Muhteremlerse ilerici ve çağdaş Türkiye'yi, laik dünyayı temsil ederler.
Halk neredeyse 68 yıldır hep yalanlara kanıyor, kendi çıkarınıysa sağlıklı bir biçimde değerlendiremiyor. Kömüre, bulgura oyunu satan milyonlarca bidon kafalı, sür-git aldatılıyor. CHP'nin karşısındaki DP, AP, ANAP, MSP ve AK Parti sürekli olarak "dini siyasete alet ediyor" ve halkı bu yolla kandırıyordu.
Söylemesi ayıptır ama bu millet nasıl oluyor da, örneğin, Kemal Kılıçdaroğlu varken Tayyip Erdoğan'ı, bıkıp usanmadan iktidarda tutuyor? Bunu soran ve bir türlü cevap veremeyen CHP'liler, artık millete olan inançlarını hepten yitirdi.
"Millet adamdan sayılmazken bizim ilk gençlik yıllarımızda 'zinde güçler' olarak tanımlanan darbeciler, CHP'lilerce hep baş tacı edildi. Çağdaşlığı ve ilericiliği hep sivil-asker bürokrasiyle bir tuttular." (Oral Çalışlar)
CHP kendini Türkiye'nin güvenli ellerine bırakabilse, bir takım ipe sapa gelmez ve seçmenini hepten yadırgadığı "ittifaklara" kalkışmasa belki iktidar ortağı olabilir... di!
Ama her seçimde hezimete uğrayıp "suçu" millete ve bugün olduğu gibi, rakibine, yani iktidara yüklemeyi sürdürdükçe, iğneyi kendine batırmayı akıl etmedikçe, Guinness Rekorlar Kitabındaki yerini,"dünyada en çok seçim kaybeden ve sürekli ana muhalefet partisi" olarak varlığını sürdürebilen tek siyasi kurum olma özelliğini daha uzun yıllar sürdürecektir. (Murat Erdin'e teşekkürler)
(Yarın: CHP'nin darbe sevdası)