Bir CHP milletvekili, geçtiğimiz ay HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret etti.
Çıkar çıkmaz övgü dolu sözler sarf etti.
Demirtaş güzellemelerine burada değinecek değilim.
Lakin bir partilinin kendi genel başkanı/lideri için kullandığında bile abartı sayılabilecek türden laflardı ettikleri.
“Kendi tercihidir” deyip geçilecek bir şey değil, besbelli başka bir siyasi tertip bu.
O CHP'li vekilin “kişisel tercihidir” deyip geçmek de mümkün değil, çünkü partisi tarafından hâlâ baş tacı ediliyor.
O zaman bu başka bir siyasi terkiptir.
***
Bir başka CHP'li vekil, geçtiğimiz hafta Demirtaş'ı ziyarete gitti.
Çıktıktan sonra sanki Demirtaş'ın sözcüsüymüş gibi konuştu.
Yaptığı güzellemeler önceki güzellemelerin tamamlayıcısı niteliğindeydi.
Demirtaş'ı daha şirin ve sempatik göstermek için onu olduğundan farklı gösterme yoluna gitti nedense.
Dedi ki ezcümle: "Sayın Demirtaş yaptığımız görüşmede, Anayasanın ilk 4 maddesiyle bir sorunu olmadığını, bu bağlamda özerkliğe karşı olduğunu söyledi."
Hani Demirtaş'ı tanımıyor olsak, dahası PKK/HDP gerçekliğini bilmiyor olsak bu laflara belki inanırdık.
Lakin asıl inandırılmak istenen kesimin CHP'nin tabanı olduğu anlaşılıyor.
Referandumdan çıkan "hayır" oylarıyla CHP-HDP gövdesi üzerinden bir siyasal sonuç alınabileceği algısı oluşturulmak isteniyor.
Demirtaş güzellemelerinin özünde bu yatıyor.
CHP ve HDP üzerinden o birilerince hazırlanan yeni tertibin ve terkibin alt yapısının hazırlanması için sadece Demirtaş güzellemesiyle yetinmeyen CHP, "Kürt sorununun çözümü" konusunda da yeni bir gündem oluşturmak istiyor.
Bununla bağlantılı olarak, Suriye'nin kuzeyinde ABD güdümündeki PKK-PYD ile yeni bir ilişkilenme sürecinin başlamasını öngören dış politika tespiti için de çaba sarf ediyor.
Tabii bütün bunlar siyasi atraksiyonlar.
Samimiyetten yoksun siyasi taktikler ve manevralar.
Çünkü "Kürt sorunu" CHP zihniyetinin bu ülkenin başına bela ettiği bir sorundur.
Dahası ve en fenası CHP'nin bu bahiste eli fena halde kanlıdır.
Dün "Barzani'nin başı koparılmalıdır" diyen CHP'nin, bugün PKK-PYD güzellemesi yapması manidardır.
İçerde de PKK-HDP-Demirtaş güzellemesi yapması gibi...
***
Demirtaş'ı en son ziyaret eden CHP'li vekil henüz siyaseti bilmediği veya siyaseten rol biçip kendine de paye çıkartmak istediği için Demirtaş'ı sevimli göstereyim derken Demirtaş'ı siyaseten zora sokan bir tavır sergiledi.
Üstelik bunu onun ağzından yaptı.
Bu durumda Demirtaş haklı olarak yalanlama yoluna gitti.
"Özerkliğe karşı olduğum iddiası doğru değil. Görüşmemizde böyle bir konu gündeme gelmedi. Partimizin programında özerklik talebi var."
Demirtaş'ın mealen dediği bu…
Eminim ki Demirtaş böyle bir yalanlama yapmak zorunda kaldığı için üzülmüştür.
Lakin bu yalanlamamayı yapmaması halinde siyaseten ne denli sıkıntı yaşayacağı da bilinen bir şey.
Demirtaş'a yapılan bu ziyaretlerden rahatsızlık duyduğum için işbu yazıyı yazıyor değilim.
Kimin kimi ziyaret edeceğine karışacak halimiz yok elbet.
Ancak, Demirtaş üzerinden yapılan analizlerin bir başka siyasi tertip ve terkip içerdiğine dikkat çekmek için bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim.
Sorum şu: Bu CHP, HDP'nin nesi oluyor?